Yeni Dünyalar keşfetmek insanoğlunun uzun zamandır hayallerini süsleyen bir macera. Şu an için bu hayalimizi gerçekleştirmeye pek yakın değiliz ancak heyecanla çalışmaya devam ediyoruz. Bir yandan ilgili hedefe doğru küçük adımlar atarken, diğer yanda açlığımızı Outer Wilds ile bastırabiliriz.
No Man’s Sky, sonrasında kesinlikle karşılığını veremediği evreni keşfetme vaadiyle bizleri heyecanlandırmıştı. Barındırdığı 18 kentilyon gezegenin arzu ettiğimiz şekilde ve özgürce keşfedilebilecek olması muazzam geliyordu kulağa. Özellikle şu an üzerine konuşmakta olduğumuz Outer Wilds’ın bünyesinde yalnızca 6 gezegen yer aldığı düşünüldüğünde. Ancak iki oyunu da deneyimlediğinizde, keşfetmeye yönelik duygularınızın Outer Wilds gibi görece çok çok daha küçük olan bir oyunda katbekat daha fazla tatmin olduğunu görüyorsunuz. Bunun sebebi; bir tarafta hiçbir ekstra gayrete girmeksizin yapay zekanın sırf sayıyı şişirmek adına rastgele oluşturduğu gezegenler üzerinde dolaşırken, diğerinde gidilebilecek her noktanın özenle ve bilinçle tasarlandığı, hikaye örgüsü ve gizemlerle harmanlandığı bir kozmik bütünlüğün içinde yer almamız. Outer Wilds; keşfetmeyi seven oyuncuların sevinç gözyaşları dökmesine neden olabilecek kadar zengin bir içerik barındırıyor bünyesinde.