Düzenlenen özel bir etkinlik kapsamında tanıtımı gerçekleştirilen BMW Vision M NEXT, performansın teknolojiyle başarılı harmanını simgeliyor.
Kendi içerisinde geliştirdiği projeler üzerinden ürün gamını şekillendirme konusunda oldukça başarılı olan BMW, son 5 yıllık süreci bugün de devam ettiriyor. Ürün gamında halihazırda satışta sunduğu otomobilleri başarılı şekilde konseptten seri üretime taşıyan marka düzenlenen özel bir etkinlike ortaya son çalışmasını koyuyor. BMW Vision M NEXT adıyla tanıtımı gerçekleştirilen otomobil M departmanı için de oldukça önemli. Tasarım karakteri itibarıyla i8’in daha ileriye götürülmüş bir versiyonu olarak nitelendirebileceğimiz projenin kokpit yapısı da en az dışı kadar ilgi çekici. BMW tasarımcılarının artırılmış gerçeklik teknolojisiyle desteklenen dijital sürücü ekranı için böbreklerden ilham alıyor olması da üzerinde konuşmaya değer.
İlk detaylarıyla BMW Vision M NEXT
Markanın tasarım departman başkanı Adrian van Hooydonk’un “Sportif sürüş geleceğinden bir ipucu” sözleri, BMW Vision M NEXT’in önemini ortaya koyuyor. Otomobilin tasarım sürecinde düşünülen otonom sürüş noktası da planın büyük bir parçası. Yapılan sunum sırasında “EASE” ve “BOOST” kavramlarının ön plana çokça çıkarıldığına şahit oluyoruz. Bahsi geçen bu parçalar asında sürüş deneyiminin iki farklı yüzünü temsil eden modlar olarak nitelendirilebilir. EASE felsefesi daha çok otonom sürüş etrafında şekillenen bir deneyimin kapılarını açarken, BOOST ise kullanıcının performansı kendi deneyimleri üzerinden hissettiği bir bakış açısı konumuda.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Modelle ilgili teknik özellik listesinin de önemli noktalar üzerinden paylaşıldığını görüyoruz. Otomobilin altyapısında tıpkı tasarım ilhamının alındığı i8’de olduğu gibi şarj edilebilir hibrit sistemi karşımıza çıkıyor. Elektrik motoruyla birlikte turbo besleme dört silindir içten yanmalı ünitenin bir araya gelmesiyle oluşan birliktelik, 600 PS gibi önemli bir gücü açığa çıkarıyor. Otomobilin bu parçalarla 300 km/s‘lik maksimum hız ve 3 sniyelik 0-100 gibi değerlere sahip olduğunu görüyoruz. Saf elektrik modunda kat edilebilecek menzilin 100 kilometre olması ise, günümüzde göremediğimiz başarılı bir değer. Bir süre konsept formu üzerinden değerlendirmeleriyle sınırlı kalacağımız projenin, önümüzdeki 5 yıllık süreçte güncellenecek ürün gamında etkin rol almasını bekliyoruz.