TEK BİR İŞE ODAKLANMAK
Bildiğiniz üzere Konami omuzları üzerinde bulunan pek çok “yükten” büyük oranda kurtulma ve varını yoğunu PES markasına adama kararı aldı. Pek çok oyuncu için bu, başlı başına Konami’den nefret etmek için yeterli bir sebep oldu (Kojima ile olan saçmalık görmezden gelinse dahi). İlginçtir ki; şu an futbol oyunlarının en önemli iki markasını elinde tutan firmalar, aynı zamanda oyuncuların en çok nefret ettiği firmalar konumunda. EA her yıl istikrarlı bir şekilde Amerika’nın en kötü firması seçilirken, Konami ise elinde meşale taşıyan fanatiklerin saldırısından uzak durmaya çalışarak yaşamaya çabalıyor. Tüm bunlara rağmen eylül ayı geldiğinde cümlelere dökülmeyen bir barış imzalanıyor ve herkes kendini futbolun kollarına bırakıyor. Başka oyunların fişini çekmesine üzülsek de, Konami’nin almış olduğu bu kararın PES’e fazlasıyla yaradığını kabul etmeliyiz.
PES 2017, her anlamda firmanın uzun zamandır üzerine en fazla düştüğü, detaylarına hiç olmadığı kadar özen gösterdiği ve yeniden en iyi olma isteğini buram buram hissettirdiği oyun olmuş. Daha bu cümleden pek çok kaşın kalkmış olduğunu tahmin edebiliyoruz. Ancak hemen yargılamayın, önce ne demek istediğimizi açıklamamıza bir izin verin lütfen. Yarattığı atmosferle, işin şov kısmına gösterdiği özenle, lisans konusunda attığı farkı ve tasarladığı göz alıcı ambalajıyla FIFA’nın heyecan oluşturma noktasında fersah fersah önde olduğunu bizler de kabul ediyoruz. Ancak futbol bunlardan mı oluşuyor yalnızca? Günün sonunda, oyunu oyun yapan asıl önemli nokta sahada ortaya koyulan performans değil mi? Şu kadarını söyleyelim; PES sonunda nerede eksik kaldığını açık bir şekilde kabul etmiş ve bunları düzeltmekle uğraşmak yerine, çok iyi yapabileceği kısma yani oynanışa odaklanmış.
ÖZELLEŞTİRİLMİŞ OYUNCULAR
Ne zaman ki başlama düdüğü çalıyor ve meşin yuvarlak oyuncuların kramponları arasında gidip gelmeye başlıyor, işte o andan itibaren PES parlamaya başlıyor. Paslaşmalar tarif edilemeyecek kadar akıcı, oyuncuların hareketleri gerçeğe olabilecek en yakın hallerinde ve maçın kendisi şimdiye kadar hiç olmadığı kadar doğru hissettiriyor. Kabul edelim, paslaşmalar her zaman PES serisinin güçlü yanlarından birisi olmuştur. İstediğiniz noktaya, istediğiniz sürat ve açıyla pas vermek son derece mümkün. Bu sene bunun akıcılığını ve oyunun hızına entegrasyonunu da başarıyla sağlamışlar. Artık hücumlarda daha fazla pas yaparak oyun kurmanız gerektiğinden bunun önemi de daha anlaşılır oluyor.
Oyuncuların hareketleri yalnızca insansı değil, aynı zamanda kişiye özel durumda. Bir maçı izlerken bazı özel oyuncuların nasıl hareket edeceklerini önceden tahmin edebilirsiniz ya, işte o oyuncular oyunda da buna uygun hareket ediyor. Sterling ve Hazard’ın ikisi de süratli oyuncular evet ama ikisinin de koşma şekli, ani dönüş hareketlerine verdikleri tepkiler ve koşarken çektikleri şutlar birbirlerinden farklı. İşte bu özelleştirilmiş hareketler oyuna daha da fazla kalite kazandırıyor.
