Ancak gelin görün ki, bir oyuncunun PES’i tercih etmemesine sebep olan her şey oyundaki yerini koruyor ne yazık ki. Büyük liglerdeki pek çok takımın lisansı olmadığı için yine saçma sapan isimler ve formalarla sahaya çıkmak zorunda kalıyoruz. Şampiyonlar Ligi ve UEFA Avrupa Ligi lisansı burada önemli bir koz muhakkak. Ancak o meşhur müziği dinleyerek sahaya çıkmak nasıl gaz veriyorsa, Şampiyonlar Ligi yarı final maçına London FC olarak çıkmak da bir o kadar modunu düşürüyor insanın. Ancak PES serisinin lisanstan daha büyük sorunları var. FIFA’nın başardığı en önemli konu hiç kuşkusuz sunum ve atmosfer. FIFA oynayan birini uzaktan izlerseniz, Premier Lig maçı seyrettiğini zannedebilirsiniz. Ekrandaki renkler, tribünler, sesler, spikerler… Her şey maç izliyormuş hissiyatına ulaşılmasını amaçlıyor. PES’in geride kaldığı nokta burası bize soracak olursanız. Sahadaki oyun çok başarılı ama bunu bir türlü oyuncuya iyi bir şekilde sunamıyor. Futbol izleyicileri iyi bilir; kamera açısı ve renk paleti nedeniyle İspanya Ligi ve İngiltere Premier Ligi arasında çok fark vardır. İspanya Ligi’nin puslu ve uzak görüntüsü en güzel maçtan bile keyif alınmasını zor bir hale getirir. Diğer tarafta İngiltere’de maçı sanki saha kenarındaymış gibi izlerseniz ve ekrandaki her şey capcanlıdır. İşte FIFA ile PES arasındaki fark da biraz böyle bir seviyede maalesef…
Geçtiğimiz yıla nazaran yapılmış en önemli değişiklik ise, PC versiyonunun bu kez üvey evlat muamelesi görmemiş olması ve FOX Engine’in nimetlerinden faydalanması hiç kuşkusuz. Bu yıl PES’e şans vermeyi düşünüyorsanız, PC sürümünü de rahatlıkla değerlendirebilirsiniz. Lisans sorunları internette yapacağınız kısa bir araştırma ile kolayca çözülebiliyor. Ancak sunum ve atmosferdeki eksikliği görmezden gelmeniz gerekmekte. Bunların dışında; PES 2018’in şimdiye dek tecrübe ettiğiniz en iyi futbol deneyimini size sunacağından hiç şüpheniz olmasın.