Peugeot’dan tasarımı ve teknolojisiyle sınırları zorlayan konsept otomobil: Instinct
Peugeot, son yılların en iddialı tasarım ve teknolojilerinden birine sahip olan yeni konseptiyle Cenevre’de boy gösterecek.
Yeni 3008‘in özellikle kokpit tasarımıyla birlikte sınıfındaki standartları alt üst eden Peugeot, otomobillerindeki tasarım dilini geliştirmeye devam ediyor. Cenevre Otomobil Fuarı‘nda kullanıcılarla buluşturacağı araçların hazırlıkları içerisinde olan marka gelecekte otomobillerinde yer vermeyi planladığı tasarım dilini yansıtan yeni bir konsept araçla otomobil tutkunlarını yine büyüleyecek gibi gözüküyor. Binek segment için son olarak bizleri 308 R Hybrid konseptiyle etkileyen Peugeot yine hibrit teknolojisine yer verdiği Instinct konseptini Cenevre Otomobil Fuarı’nda sergileyeceğini resmi olarak açıkladı. Peugeot’nun Instinct konseptinin 308 R ile olan tek bağlantısı hibrit. Geriye kalan diğer tüm detaylarsa adeta devrimsel!
Teknik değerleri bazında 300 beygirlik bir güce sahip olduğu ifade edilen Peugeot Instinct adeta geleceğin teknoloji ve tasarımının günümüzdeki aynası olarak karşımıza çıkıyor. Konsepti üç farklı açıdan inceleceğimizde üzerine konuşulacak zengin detaylarla karşılaşıyoruz. Modele ön taraftan baktığımızda farlara ek olarak tampona kadar uzanan bir LED gündüz farı tasarımı görüyoruz. Tampon demişten konseptte tercih edilen tampon tasarımlarının yekpare ve keskinliği bir hiper otomobil atmosferini yansıttığını da söylemeden geçemiyoruz. Hiper otomobil kısmında bizleri Ferrari’ye yaklaştıran tasarımı konseptı yandan baktığımızda da görüyoruz. Ferrari’nin F12 Berlinetta ve GTC4Lusso ile karşımıza çıkardığı “Uzun gövde kısa arka” oranlı tasarımın Instinct konseptinde de benzer yapıda kullanıldığı gözümüzden kaçmıyor. Arka tarafaysa “Aslan pençesi” olarak nitelendirdiği stop farı tasarımı burada da etkin bir şekilde kullanılıyor.
Konsept içerisinde son yılların teknolojik anlamdaki en önemli yeniliklerinden olan nesnelerin interneti (IoT) desteğinin sunulduğunu görüyoruz. Samsung’un IoT sistemi olan Artik Cloud ile entegre olarak çalışabilen konsept kullanıcının sahip olduğu yaşam tarzını ve anlık ruh halini sürekli olarak analiz ederek kendisini ona göre ayarlayabiliyor. Bu ayarlamalara sürüş modu, ambiyans aydınlatması, ses seviyesi, koltuk pozisyonu ve arayüz ayarları da dahil.
Tamamiyle otonom sürüş teknolojisine sahip olduğu ifade edilen konseptte, kullanıcı isterse asistan destekleriyle birlikte tüm kontrolü kendisi de alabiliyor. Peugeot’nun haberimizin başında da bahsettiğimiz gibi günümüzün sınıfında standartları belirleyen iç tasarım kriterinin bu konseptte de yeni sınırlara çekildiğini görüyoruz. Merkezinde 9,7 inçlik bir ekranı bulunan konseptin iç dünyasına girişi sağlayan kapıların iki taraftan da dışarıya açılıyor olması zaten fazlasıyla etkileyici olan tasarımın ardından etkilenme katsayısını iki seviye daha yükseltiyor. Aracın içerisindeki koltukların da otom sürüş moduna göre aktif olarak hareket edebildiğini belirten Peugeot, sürücü ekranında kullanılan teknolojinin holografik desteği sahip olduğunu da altını çiziyor. Peugeot’nun bu konsept modelini hayata geçirip geçirmeyeceğini henüz elbetteki bilemiyoruz lakin bu örnekte de olduğu gibi arkamıza yaslanıp hayal etmek bir işe başlamanın en önemli kriteri. Sonuçta hayal edebildiğimiz kadar özgürüz öyle değil mi?
