Playerunknown’s Battlegrounds incelemesi
TARİH YAZAN OYUN
Rakamsal başarıların ötesinde PUGB, video oyun ödüllerinde “Yılın Oyunu” kategorisine aday gösterilen ilk erken erişim oyunu olmayı da başardı. Belki kazanamadı ancak isminin The Legend of Zelda, Super Mario Odyssey ve Horizon Zero Dawn gibi yapımların yanında yer alması bile yeterli bir başarı göstergesi oldu. PUBG bu başarı hikayesini yazarken yalnızca erken erişim oyunlarının gelebileceği noktaları gözler önüne sermekle kalmadı. Aynı zamanda neresinden baksanız sorun fışkıran bir oyun olarak tüm bunları başardı. Evet oyun eğlenceliydi, çok rahat bağımlılık yapıyordu ve arkadaşlarla birlikte oynamak adına idealdi. Üstelik sayısız yayıncının anında radarına girdi, izlemesi belki de oynamasından bile daha keyifliydi. Sonrasında gördük ki e-spor için de biçilmiş bir kaftan niteliğindeydi oyun, pek çok uluslararası turnuvada boy gösterdi. İşte tüm bu özellikleri, sahip olduğu sayısız teknik sorunun görmezden gelinmesine neden oldu. Başka bir oyun PUBG kadar sorunlu olsa sanıyoruz ki yerden yere vurulur, bir daha hatırlanmamak üzere tarihin tozlu sayfalarına kaldırılırdı. Abartmış olmayalım ama bizler PUBG’den daha kötü bir optimizasyona sahip bir oyun hatırlamakta zorlanıyoruz örneğin. En güçlü donanımlarda dahi performans sorunları sergileyen, devamlı fps düşüşleri yaşatan, olur olmadık yerde kapanan, kaplamaları evlere şenlik olan ve hatta bir süre grafiksel ayarlarda düşük seviyenin yüksek kaliteden daha avantajlı olduğu bir oyundan bahsediyoruz burada. Resmi çıkışını gerçekleştirdiği geçen ay itibarıyla bu sıkıntıları büyük oranda çözmüş olmasına rağmen, hala pek çok soruna sahip PUBG ve bu da ortaya koymuş olduğu başarıyı daha da dikkat çekici kılıyor bizler için.