Biliyoruz ki pek çok kişi için bu oyun hiçbir anlam ifade etmeyecek. Belki de çoktan sayfayı pas geçtiniz bile. Ne yazık ki Pokemon oyunlarının ülkemizde böyle makus bir talihi bulunmakta. Oysa tarihin belki de en başarılı oyun serisinden bahsediyoruz burada, yeni oyunu da gelmiş, hani heyecan? Pek çok kişinin düşündüğünün aksine, Pokemon bir çizgi film/anime (şimdi burada bunun kavgasını vermeyelim hiç lütfen) olarak değil, oyun olarak hayatına başladı. Yaklaşık 20 yıllık serüveni boyunca pek çok oyunla karşımıza çıkan seri, uzaktan bakıldığında dünyanın en kolay ancak içine girildiğinde kafayı kıracak seviyede detay içeren yapısıyla gönüllerde taht kurdu. Konuya ilgisiz birisi için rahatlıkla; “Yaratıkları yakalayıp, dövüştürmece” minvalinde değerlendirilebilecek oyun, istisnasız her unsurunu dayandırdığı karmaşık denklemlerle bu algının çok ötesinde bir içeriğe sahip. Pokemonların karşınıza çıkma ihtimalleri, attığınız poke toplarının o tatlı yaratığı yüzde kaç olasılıkla yakalama şansı olduğu ve çok daha fazlası, sırtını kuantum fiziğini aratmayacak hesaplamalara dayıyor. İşte böylesi derin ve detaylı bir oyundan bahsediyoruz ve hayır, Pokemon GO’nun bu söylediklerimizle hiçbir alakası yok. Seriye hakaret niteliği taşıyan o garabeti lütfen görmezden gelelim. EVRİM GEÇİRME SIRASI OYUNUN KENDİSİNDE Pokemon Sun ve Pokemon Moon, serinin yedinci jenerasyonunu oluşturuyor. Her jenerasyonla eklenen yeni Pokemonlarla birlikte, an itibarıyla 802 Pokemon’a ulaşılmış durumda. 1996 yılında çıkan serinin ilk oyunları Pokemon Red ve Blue’dan beri, temel konsept hiç değişmeden günümüze gelmeyi başardı. Sistem çok basit; Türkiye’de olsa tek başına markete gönderilmeyecek yaştaki bir çocuk Pokemon eğitmeni olabilecek kıvama gelir ve annesi tarafından tekmelenerek yolculuğa çıkmaya zorlanır, Profesör XXX’in (Her oyunda değişir) yanına gelerek çimen, ateş ve su türündeki başlangıç Pokemonlarından birisini seçer. Bir sonraki şehre gidene kadar ne kadar kuş, böcek türü Pokemon varsa durmaksızın hırpalayıp seviyesini geliştirir, ardından şehir şehir dolaşıp Gymlere gitmeye başlar ve 8 tane rozet toplar. Bu arada dünyayı yok etmeyi kafasına koymuş düşman bir takım vardır ve onlarla da uğraşır, dünyanın yok olmasına engel olur. Efsanevi Pokemonları yakalar, Pokemon Ligi’ne ulaşır ve önce Elite Four, ardından da şampiyon olmak üzere 5 kişiyi yenerek o bölgenin en iyi eğitmeni olduğunu alem-i cihana ilan eder. İşte, Pokemon oyunlarının genel hatlarıyla değişmez işleyişi bu şekildedir. Yakalanan Pokemonlar değişir, düşman takımların motivasyonları değişir, oyunun grafikleri değişir ama bu işleyiş asla değişmez. Yani en azından değişmezdi, ta ki bugüne dek… Pokemon Sun ve Moon, serinin şu ana kadar ki tartışmasız en yenilikçi, en cesur ve en farklı oyunu. Yapımcı Game Freak, her jenerasyona mutlak suretle yeni içerikler eklemeye gayret göstermişti ancak hiçbir zaman tek bir oyunda bu denli fazla sayıda farklılığa gitmedi. 2 boyuttan 3 boyuta geçerken de, 4 yönlü hareket sistematiğinden 8 yönlü harekete geçerken de, mega evrimleri eklerken de atılgandılar ama burada resmen çıldırmış olmalılar. Ve işin en güzel yanı da, iyi ki çıldırmışlar! Serinin böylesi yeniliklere nasıl da ihtiyacı varmış… GYMLERE ELVEDA DEYİN! Teker teker ilerleyelim. İlk ve en büyük değişim, Pokemon Ligi’ne ulaşmak için sırayla alt ettiğimiz Gym sisteminin kökten kaldırılması olmuş. Hawaii’den ilham alınarak yaratılmış olan ve 4 büyük adadan oluşan Alola bölgesinde, finale ulaşmak için her adaya özel sınavları (Trial) tamamlamanız gerekiyor. “Gym’e gir, savaş savaş ve rozet al” kurgusu yerini, tamamlanmayı bekleyen meydan okumalara, adanın koruyucusu olan Pokemon’la kapışmalara ve türlü türlü bulmacaya bırakmış durumda. Tek bir binaya sıkışmak yerine, adanın geneline yayılmış böylesi bir sınav sistemi o kadar doğru bir karar ki anlatmak mümkün değil. Çünkü böylece işin içine hem zorlayıcı dövüşler, hem adayı keşfetme imkanı, hem de her seferinde şaşırmaya imkan tanıyan yenilikler girmiş oluyor. Sınavları tamamladığınızda da rozet yerine Z-kristalleri ile ödüllendiriliyorsunuz. Bu kristaller ilgili Pokemon veya türe göre, her dövüşte yalnızca bir kez kullanılabilen çok güçlü saldırıları (Z-move) gerçekleştirmeye yarıyor. Yani, aldıktan sonra hiçbir işe yaramayan rozetlerin yerine de işe yarar bir ödül sahibi oluyorsunuz. Her anlamda kusursuz bir yenilik! BENİ BAŞTAN YARAT Bildiğiniz üzere gerçek hayatta canlılar, yaşadıkları ortam koşullarına göre evrim ağacında farklı bir yol izler. Örneğin iklim koşulları sebebiyle doğal seçilim devreye girer ve ayıları kutup bölgelerinde beyaz, ormanlık bölgelerde kahverengi bir şekilde görürsünüz. İşte bu gerçeklik de Pokemon’a Sun ve Moon ile dahil oluyor ve ortaya Alola formları çıkıyor. Alola formları temel olarak, önceden bildiğimiz Pokemonların Alola bölgesinde farklı bir evrim süreci geçirmesi anlamına geliyor. Bu sayede şapşal yumurtalarımız Exeggcute, tropikal bölgenin katkısıyla bildiğimiz şekilde değil, palmiye ağacına benzer şekilde evrim geçiriyor ve upuzun bir boyna sahip oluyor. Veya normalde ateş türüne sahip olan Vulpix ve Ninetales, burada yaşadığı ortamın etkisiyle buz türüne sahip olarak bembeyaz tüylerle karşımıza çıkıyor. Nasıl ki her Pokemon tasarımsal anlamda harika değilse, her Alola formu da ilgi çekici değil ancak eklenen bu yeni sistem yine çok ama çok doğru bir hareket. Bu sayede yapımcılar 20 yıl önce sevip vurulduğumuz Pokemonları, yepyeni bir deneyimle tekrardan hayatımıza dahil etmiş oluyor. Dahası, bir kez bu kapının açılmasıyla birlikte, bundan sonraki her oyunda yepyeni formlar göreceğimiz anlamını taşıyor bu karar. HEP BU GÜNÜ BEKLEDİK! Çimen, ateş ve su türünden oluşan üç başlangıç Pokemon’u sistematiği değiştirilmemiş (X ve Y’de olduğu gibi ikincil türleri bulunuyor hepsinin). Burada değinmek istediğimiz, tüm jenerasyonlar içinde ilk kez çimen türünün tartışmasız en iyi seçenek olması. Bundan önceki tüm oyunlarda (İkinci nesil başlangıç çimen Pokemon’u olan Chikorita hariç, o da en iyi değil ama iyiydi sadece) çimen türü görmezden gelinir, hatta dalga geçilirdi. Oyundaki mevcut 18 tür arasında bu denli üvey evlat muamelesi gören başka bir tür daha yoktur. Ancak Rowlet o kadar iyi ki, yani bir Pokemon ancak bu kadar iyi olabilir. İlk iki evriminde çimen ve “uçma” türüne sahipken, son evriminde Robin Hood benzeri okçu bir çimen-hayalet türü baykuşa evrilmesi onu anında tercih sebebi haline getiriyor. Üstelik temel istatistiklerinin de kusursuz bir dengeye sahip olduğunu belirtelim. Çimen başlangıç Pokemon’una duyduğumuz ilgi nedeniyle yaşadığımız şaşkınlığı yeterince yansıtabildiysek, diğer yeni katılımcılara da biraz değinelim. Seçeneklerimiz arasında gündüz normal, gece ise kurtadama dönüşen bir Rockruff, normalde zerre takmayacağınız ancak dayak yiyince tüm sülalesini çağırıp devasa ve çok güçlü bir balığa dönüşen Wishiwashi ve görüntüsünden utandığı için Pikachu kıyafeti giyerek dolaşan Mimikyu gibi Pokemonlar var. Araya serinin şanı gereği saçma sapan Pokemonlar da karışmış olsa da (Evet senden bahsediyoruz Comfey), genel anlamda son derece başarılı bir liste oluşturulduğunu söylemeliyiz. YETER ARTIK KOLAYLAŞTIRMAYIN Elbette eklenmiş olan her yeniliğin de doğru tercihler olduğunu söylemek mümkün değil. Örneğin, yıllarını bu seriye adamış oyuncuların, her yeni oyunla birlikte oynanışın giderek kolaylaşması yönünde bir şikayeti var. Ve görüyoruz ki, yapımcılar oyunu giderek daha da kolay yapmayı kafaya koymuş durumda. Sun ve Moon ile birlikte artık savaş sırasında, saldırının karşınızdaki Pokemon’a nasıl bir etki göstereceği açık bir şekilde yazıyor. Pokemon oyunlarında her saldırı türü, diğer türlerden bazılarına karşı çok etkili, bazılarına karşı ise normalden daha az etkili olur. Örneğin su türü saldırılar, ateş Pokemonlarına karşı süper etkiliyken, çimen Pokemonlarına karşı gücünün yarısını kaybeder. Elimizde 18 farklı tür ve bazı Pokemonların da 2 farklı türe sahip olduğu düşünülünce, savaşları neredeyse bir satranç mücadelesine dönüştüren hesaplamaları baltalayan bir karar olmuş bu. Türlerin birbirine etkisine yönelik tabloyu ezberleme çabası, her Pokemon oyuncusunun zevk aldığı mazoşist bir eylemdir çünkü. En az bunun kadar can yakıcı olan bir diğer yenilik de, HM’lerin kaldırılmış olması. HM’leri hem savaşlarda saldırı amaçlı, hem de oyun içindeki engelleri aşmak için kullanılabilen eylemler olarak tanımlayabiliriz. Örneğin “Fly” öğrenmiş bir Pokemon’un sırtına atlayıp uzun mesafeler arasını uçabilir, “Surf” öğrenmiş bir Pokemon’un sırtında denizleri aşabilirsiniz. Buradaki kritik nokta; HM türü saldırılar savaşlarda fazla etkili olmasa da oyunda ilerlemek adına kullanılmak zorunda olunduğundan, 6 Pokemon ile sınırlandırılmış takımınızda mutlaka bir veya iki adet “HM kölesi” şeklinde tanımlanan işe yaramaz Pokemon bulundurmanız gerek. Bu durum insanı zorlar ama güzel bir zorluktur bu. Sun ve Moon ise “Poke Ride” isimli bir sistem getiriyor ve ihtiyaç duyduğunuzda, takımınızda yer almayan bir Pokemon’u ortaya çıkarıp engelleri aşabilmenizi sağlıyor. Valla meh… ÇIKIŞTA ŞENLİK VAR Seri boyunca karşımıza çıkmış olan düşman takımlar her zaman kritik bir rol üstlenmiştir. Muhtemelen hemen herkes Roket Takımı’nı hatırlayacaktır. İşte her jenerasyonda, bunun gibi farklı bir takım yakamızı bırakmaz. Bu takımların motivasyonları birbirinden büyük farklılıklar gösterir. Roket Takımı yalnızca daha fazla para kazanmak için kötülük yaparken, Aqua Takımı dünya üzerinde daha fazla su olması gibi absürt bir isteğe sahiptir. Seri içinde son derece elle tutulur sebeplerle aksiyon alan takımlar da gördük. Örneğin beşinci jenerasyonun kötüsü olan Plasma Takımı, insanların Pokemonları birer köle gibi kullandığı ve bu sebeple tüm Pokemonların özgürleştirilmesi gerektiği gibi bizce inanılmaz haklı bir argümana sahipti. Buradaki düşmanımız ise Skull Takımı. Motivasyonları ise, şey, kötü olmak? Bunlar bildiğiniz gıcıklığına saldırıyor. Zaten sokak çetesi gibi de bir halleri var. Okulda alt sınıf öğrencilerini tartaklayan, serviste en arka koltuk cam kenarında oturan tipler vardır ya, onun gibi. Kurgusal anlamda fazla düşünülmemiş olduklarını kabul etmek lazım ama bir yandan da çok eğlenceliler. Sanıyoruz ki sırf bu sebeple fazla kızamadık kendilerine. TÜRKİYE'YE GERİ DÖN NINTENDO! Pokemon Sun ve Pokemon Moon, üstte bahsettiklerimizden çok daha fazla içeriğe sahip bir oyun. Mesela her adanın koruyucusu olan Pokemonlardan veya başka bir boyuttan gelen ve kabul edilemez seviyede güçlü olan Ultra Beast’lerden bahsedemedik bile. Ancak o kadarından da bahsetmeyelim zaten. Çünkü Pokemon bir keşif oyunudur özünde ve Alola’da saklı olan daha sayısız güzelliği siz keşfedin isteriz. Nintendo 3DS ülkemizde pek yaygın değil biliyoruz ve oyunlarını bulmak oldukça meşakkatli bir iş. Ancak eğer imkanınız varsa, hiç düşünmeden bu oyunu alın ve oynayın. Eğer hala değilseniz, kısa sürede bir PokeFan haline gelmenizi sağlayacak kadar güzel bir oyun olmuş çünkü. DETAYLAR Nasıl ki ilk jenerasyonda her başlangıç Pokemon’u sevildiyse de Charizard’ın yeri hep ayrı oldu, bu sefer de Decidueye için benzer bir durum olacağını düşünüyoruz. Bu görmüş olduğunuz Pokemon, pek çok küçük balığın bir araya gelerek oluşturduğu bir ekip çalışması aslında. Normalde bu balıklardan teki olan Wishiwashi’yi kızdırmamaya çalışın. Serinin uzun süreli fanatikleri Alola formları ile ilgili olarak ikiye bölünmüş durumda. Bazıları değişimi kabullenmek istemese de, Ninetales’ın şu hali bizce muhteşem olmuş. “Poke Ride” özelliği sayesinde, ihtiyaç duyduğunuz an gerekli Pokemon’u yardıma çağırıp engelleri aşabiliyorsunuz. HM sisteminin kaldırılmış olmasını biz pek sevemedik… PUANLAMA