Hemen hemen her şehirde pıtırak gibi PlayStation Cafe’lerin türemesini sağlayan ünlü futbol oyunu serisi PES’in yeni bölümü soyunma odasından çıktı. Elbette ki tüm PES hayranları gibi bizler de 2008 yılında hayal kırıklığı yaratmış olan serinin toparlanmasını ve köşedeki örümcek ağını temizleyerek şık bir gol atacağını düşünüyorduk. Yoksa o çok sevdiğimiz PES bizi yine ters köşeye mi yatırıyor?
Bundan yaklaşık 9 – 10 yıl önce FIFA serisi, ‘gerçekçi futbol oyunu’ dendiğinde akla gelen tek markaydı. Ne var ki Winning Eleven, yani günümüzde daha popüler hale gelmiş olan adıyla Pro Evolution Soccer (PES) serisi oynanışta küçük bir devrim yaratarak -özellikle ülkemizde- FIFA’nın popülerlik koltuğuna oturmayı başardı. Rastlantısallık, topun fizik modellemesi ve oynanabilirlik son derece üst düzeydeydi. İşte o günlerde hepimiz EA Sports’un FIFA ile sadece gözümüzü boyadığını idrak ettik. PES’in zamanı gelmişti ve hepimizi kendine hayran bırakmıştı. Ne var ki bu günlerde tablo hafiften tersine dönmeye başlamış durumda. Görüyoruz ki yeni nesil platformlar Konami’ye pek yaramamış.
SAĞ KANATTA MESSI
Konami yaklaşık iki ay önce UEFA Şampiyonlar Ligi’nin lisansını almış olduğunu açıklayınca tüm PES severlerin ağızları kulaklarına varmıştı. Haliyle hem tasarım takımının, hem de geliştirici ekibin PES’in yeni nesildeki ilk oyununun hayal kırıklığı yaratmasından sonra birtakım dersler çıkardıklarını umuyorduk. Beklentilerimiz iyice artmıştı. Ne var ki beklenti büyük olunca hayal kırıklığı da büyük oluyor. Öncelikle PES 2009’un öncülünden daha başarılı bir oyun olduğunu belirtelim. Teknik sorunlar büyük ölçüde giderilmiş. 2008’deki frame problemleri eskisi kadar göze batmıyor. Bir diğer göze çarpan özellik ise menü tasarımlarının oldukça geliştirilmiş olduğu. Belli ki Konami sunum konusunda EA ile yarışmak istemiş; kısmen başarılı da olmuş. Menü tasarımlar ve arayüzler temiz, şık ve kullanışlı. Sunum konusundaki bir diğer güzellik ise Konami’nin müzik konusuna da el atmış olması; oyundaki müzikler serinin önceki oyunlarından çok daha başarılı. (Midi kolajlarının yerine, lisanslı müziklerin kullanıldığını düşünecek olursanız…) Özellikle UEFA Şampiyonlar Ligi’nin müziği girdiği anda tüyleriniz diken diken oluyor. Bu modun menü ve arayüzleri de tamamen Şampiyonlar Ligi temasında hazırlanmış. Tüm bu tasarım seçimleri, turnuvaya başladığınız anda sizi bu büyük organizasyonun havasına sokuyor. Oyuna girdiğiniz anda ilk olarak gözünüze çarpan özellikler bunlar. Maça başladığınız anda hissettiğiniz ilk şey oyunun ağırlaştırılmış olduğu. Rakip takımın bloklar arasında daha fazla pres yapması ve ayakta top tutmanın görece zorlaştırılmış olması topu rakip kaleye taşımayı ağırlaştırmış. Bir diğer deyişle kontra-atak yapmak ve rakip takımı hazırlıksız yakalamak artık daha zor; genel oyun hızı da buna istinaden daha düşük. Atılan paslar genellikle kısa düşüyor ve ara pas yaparken, pası attığınız oyuncunun topa doğru koşmasını sağlamanız gerekiyor. Özellikle karşınızda iyi pres yapan bir rakibiniz varsa yerden atılan uzun paslarda topu büyük ihtimalle kaptırıyorsunuz. Genel oynanışta oyun sizi daha çok havadan paslaşmaya yönlendiriyor. L1 ve üçgen kombinasyonu ile atılan havadan ara paslarda isabet oranı serinin önceki oyunlarına göre daha yüksek. PES 2009’da reflekslerinize daha çok güvenmek durumundasınız. Yakın markaj altındaki oyuncularınıza attığınız paslarda topu rakibe kaptırmamak için hemen oynamalısınız. Topu ayakta fazla tutmak, onu yitirmek demek.
RAKİBİNE BAKIYOR
Oyunda, eskiden R2 tuşuna basarak gerçekleştirdiğimiz çalım hareketlerinin tuşları ve uygulanışı değiştirilmiş. Bu hareketleri artık karşınızdaki rakibin konumuna göre hızlıca sol analog çubuğu iki kere istediğiniz yöne çekerek yapıyorsunuz. Zamanlamanız yeterince iyiyse kontrol ettiğiniz futbolcu rakibinin yanından şık bir çalım atarak geçiyor. Oyunun genel olarak ağırlaştırılmış ve pas yüzdelerinin görece düşürülmüş olması oyun yapısına pek olumlu yansımamış; geliştirici ekibin en son PES 6’da yakaladığı o akıcılık hissiyatına bir nebze zarar vermiş.
MESSI İNANILMAZ BİR ÇALIM ATTI
PES 2009 sunum açısından FIFA’nın yanına maalesef yine yaklaşamıyor. Genel grafikler, spiker ve lisans hakları sorunsalı PES’i bu konuda FIFA’nın oldukça gerisine atıyor. Özellikle bir şenlik havasında geçmesi gereken Şampiyonlar Ligi maçlarında bile bir terk edilmişlik hissiyatı var. Konami artık bu eski nesilde kalan sunumu arka plana atma mantığını bir kenara bırakıp yeni bir şeyler denemek durumunda. Şampiyonlar Ligi kupasını kaldırdığınız zaman bile bir-iki dandik animasyon ile geçiştiriliyorsunuz. Buna karşılık statlardaki kalabalık çok daha iyi yansıtılmalıydı. Futbolcular ve formaları çok daha iyi modellenmeliydi. Maçların şenlik havası çok daha iyi yaşattırılmalı ve statlar daha kalabalık görünmeliydi.
RAKİBİ YERDE
‘Olmaz’ denilen oluyor ve PES serisi tahtını yavaş yavaş FIFA’ya kaptırmaya başlıyor. PES’in yeni nesildeki ikinci çıkarmasını kurtarmaya maalesef Become a Legend modu da yeterli gelmiyor. (Bu modda sıfırdan bir futbolcu yaratıp kariyerini 17 yaşından itibaren kontrol ediyorsunuz. Maçlarda da sadece bu tek futbolcuyu kontrol ediyorsunuz. Maalesef FIFA’nın Be a Pro modundan daha iyi değil.) Sözün özü PES 2009 iyi bir oyun olmasına karşın, kendisinden artık daha fazla şey bekleyenleri tatmin edecek özellikleri sunamıyor.
Yapımcı
Konami
Dağıtıcı
Konami
Oynanabilirlik
-4YILDIZ-
Grafik
-3YILDIZ-
Eğlence
-4YILDIZ-
Ses ve Müzikler
-4YILDIZ-
Platform
PS3, Xbox 360, PC, PS2, PSP, Wii
EKSTRA
Pro Evolution Soccer 2009 PC
Oyunun PC versiyonu
PS3’ü olmayan PES hayranlarına oyunun PC versiyonunun da piyasaya çıktığını bildirelim. Oyunun PC versiyonu konsol versiyonu ile hemen hemen aynı. Ancak network üzerinden LAN kurup oynamak istediğinizde ya da online olarak oynadığınızda daha sorunsuz bir oyun tecrübesine sahip oluyorsunuz. PC üzerinden 2’den fazla kişi ile oynamak çok daha rahat.
[flickr album=72157608932909950 num=20 size=Square]