İKİ OYUN BİRDEN
Bu iki oyunu da daha önce hiç duymamış kişiler olabileceğini düşünerek biraz bilgi vermek faydalı olacaktır. Professor Layton, tamamen bulmaca çözemeye yönelik olarak hazırlanan bir oyun. Londra’da yaşayan ve arkeoloji profesörü olan Layton, Sherlock Holmes karakterinden esinlenerek yaratılmıştır. Yardımcısı Luke Triton ile birlikte bugüne dek altı ana oyunda maceradan maceraya koşan Professor Layton, beyin kıvrımlarımıza meydan okuyan en başarılı oyunlardan olmuştur.
Ace Attorney ise, Phoenix Wright isimli bir avukatın maceralarını konu alır. Mahkeme salonunun içi ve dışı olmak üzere iki oynanış mekaniği bulunmaktadır. Mahkeme dışındayken bölgeden bölgeye koşturarak dava hakkında ipuçları toplar ve dedektiflik yeteneklerini gösterir. Mahkeme salonundayken ise, tanıkların yalanlarını ve ifadelerindeki tutarsızlıkları yakalayarak topladığı kanıtlarla karşı tarafın savlarını çürütmeye çalışır. Bugüne dek beş ana oyunu çıkmış olmasına rağmen kendisi, bunlardan dördüncü oyun olan Apollo Justice’in ana karakteri pozisyonunda yer almaz. Bu veriler ışığında bulmacaları çocuk oyuncağıymış gibi çözen bir profesör ile duruşmaların bıçkın delikanlısı bir avukatın yollarının nasıl kesişebileceği az çok tahmin edilebilir.
Oyunumuz Londra’da başlıyor. Espella isimli genç bir kadın, gizemli bir güç tarafından takip edilmektedir. Layton ve yardımcısı Triton’dan yardım isteyen Espella, yine de çok geçmeden ortadan kaybolur. İkilimizin araştırmaları onları ilginç bir kitaba yönlendirir ve bu kitap onları bir anda Labyrinthia isimli ortaçağ şehrine ışınlar. Yardımcı Maya Fey ile birlikte bir iş için Londra’ya yolu düşen Wright da bir şekilde bu kitapla haşır neşir olur ve aynı şekilde kendisini Labyrinthia’da bulur. Bu şehir, saklanmak zorunda kalan cadılara ev sahipliği yapmakta ve yazdığı her şeyi gerçeğe dönüştüren Story Teller isimli bir güç tarafından yönetilmektedir.
Karakterlerimiz şehre ulaştıklarında Espella’nın cadılıkla suçlandığını ve duruşmaya çıkarılacağını öğrenir. Eh, doğal olarak bu genç kadını savunmak da onlara düşecektir. Hikayemiz kabaca böyle ve ne yazık ki hayal kırıklığı yaratan bir tarafı da bulunmakta. Özellikle Phoenix Wright tarafında gerçekliğe sadık kalan senaryo yapısının bu denli fantastik ögelerle harmanlanması işin tadını birazcık kaçırmış. Gönül isterdi ki daha gerçekçi ve mantıklı bir olay örgüsünde yolları kesişsin ama ne yapalım, bununla idare etmek durumundayız. Zaten bu karakterlerin yolları öyle çok da fazla kesişmiyor.
Layton, bu gizemli dünyanın sırlarını açığa çıkarma arzusuna sahipken Wright genç kadını aklama görevini üstleniyor. Elbette beraber çalıştıkları oluyor ve onları yan yana görüyoruz. Ancak oyunun temel mekaniği kesinlikle bu şekilde değil. Layton vs Wright, iki oyunu “karıştırmak” yerine “birleştirmeyi” tercih ediyor. Yani, oyunu oynarken iki yapımı sırayla oynuyormuş hissine kapılıyorsunuz. Önce biraz Layton görevleri, sonra biraz avukatçılık ve ardından yeniden bulmaca peşinde koşmaca. Bize göre bu biraz yanlış bir tercih olmuş.
► GİRİŞ
► İKİ OYUN BİRDEN
► KESİŞEMEME NOKTASI
► DETAYLAR
► PUANLAMA