KLİŞELERİ YIKMAK
Yarış oyunlarının bir türlü kabuklarını kıramadığı belirli işleyiş klişeleri vardır. En aşağıdan başlarsınız, giderek zorlaşan pistler ve rakiplere karşı mücadele edersiniz, oyunda ilerledikçe yeni araçlar elde edersiniz, kazandığınız tecrübe puanları ile kapalı olan ögeleri açarsınız ve sonunda da oyundaki en iyi yarışçı olarak konuyu kapatırsınız. Format ve şekil değişikliği dışında bu senaryo pek değişmez, sabittir. Project CARS, tam da bu noktada tür içinde kendisini farklı bir yerde tutmayı başarıyor. Oyuna başladığınız anda içerikte yer alan her şeye sahip olduğunuzu göreceksiniz. Araçlar, pistler ve hatta kariyerdeki en üst düzey yarışlar bile ilk saniyeden açık durumda. Yarışmak istediğiniz bir aracı elde etmek için haftalarca mücadele vermek veya gerçek para ile satın almak bu oyunda yok. Peki durum bu iken, Project CARS size oyun içinde ilerlemek için nasıl bir motivasyon sağlıyor? Çok basit; daha iyi olmak! Özellikle simülasyon türü yarış oyunlarında en çok sinirimizi bozan şeylerden birisi, her oyuncuyu ilk kez direksiyon başına oturuyormuş gibi algılıyor olmalarıydı.
Project CARS ise şunu söylüyor: “Biz sana olabilecek en gerçekçi sürüş deneyimlerinden birisini hazırladık. Çık piste ve ne kadar iyi olduğunu kendin gör. Kendi durumunu kendin analiz et ve buna göre şartları nasıl istiyorsan öyle ayarla.”
DÜŞE DÜŞE ÖĞRENECEKSİNİZ
Bir yarışa girdiğinizi ama fena olmayan bir şekilde ilerlerken son turda geriye düşmeye başladığınızı düşünün. Normal şartlarda yapacağınız şey yarışa tekrar başlamak ve bir daha denemek olacaktır. İkinci deneyişinizde de aynı şey olunca tekrar ve tekrar ve tekrar… Başka bir oyun sizi eninde sonunda zaferle taçlandıracaktır. Ancak Project CARS öyle değil çünkü burada bir şeyler ters gidiyorsa sorun muhtemelen sürüş yeteneklerinizden ziyade, detayları ıskalamanızdan kaynaklanıyor. Eğer devamlı olarak son turda geriye düştüğünüzü görüyorsanız, bu çok yüksek ihtimalle ilk turlarda lastikleri fazla zorlamanızdan ileri geliyor ve siz devamlı aynı ayarlarla tekrar denediğiniz için, sonuç hiçbir şekilde değişmiyor. Yapmanız gereken, yolun durumuna, havaya ve diğer şartlara göre aracınızın özelliklerine dikkat etmek ve ince ayar çekmek. Lastiklerinizin basıncı ne seviyede? Yakıt deponuzun ne kadarını doldurmanız gerekiyor? Seçtiğiniz süspansiyonlar yola uygun mu? Yarış ortasında değişebilecek hava şartlarına göre ikincil önlemler aldınız mı? Bu ve buna benzer pek çok sorunun cevabı Project CARS’taki başarınızın ne olacağında etkin rol üstleniyor. İşte bu da, deneyimli ve deneyimsiz oyuncu arasındaki farkın tamamen kendiliğinden oyuna yansımasını sağlıyor. Yıllarınızı bu türe vermiş olsanız da oyun sizi en basit araçla piste atmak yerine, ince detaylarda farkınızı ortaya koyarak pistleri ağlatmanıza izin veriyor. Yeni başlayan oyuncuların da hatalar yaptıkça dersler çıkarmasının, daha iyi olmak için kendiliğinden gelişim göstermesinin önünü açmış oluyor. Bilmediğiniz bir ayarın sürüşe olan etkisini öğrenerek başarıyı elde etmek, “Bravo bu yarışı da kazandın, artık tam bir profesyonelsin!” mesajından çok daha etkin bir ilerleme hissi yaratıyor.