Bu ay sayfalarımızda karşınıza çıkacak olan bir uzay mekiği simülasyonu sonrası, görmeye fazlasıyla aşina olduğumuz araba simülasyonu ne derece ilginizi çeker bilemiyoruz. Ancak eğer türü seviyorsanız, Project CARS’ı rakiplerinden ayıran artıları hoşunuza gidecektir Project CARS, üretilebilmek için halktan destek alan oyunlardan bir tanesi. Muhtemelen geldiği yeri unutmak istemediğinden ve minnet göstermek adına da bu durumu ismine taşımayı tercih etmiş: Community Assisted Racing Simulator (Topluluk destekli yarış simülatörü). Topluluk desteği ifadesi burada oldukça önemli çünkü bahsedilen destek sadece parayla sınırlı değil. Yapımcı firma Slightly Mad Studios (Need for Speed: Shift serisinden hatırlayabiliriz) tüm oyunu hedefledikleri kitlenin düşünceleri ve istekleri doğrultusunda geliştirdi. Hatta sırf insanlar istedi diye ünlü araba şovu Top Gear’dan The Stig ve daha pek çok ünlü yarışçıdan da yardım aldılar. Bu nedenle karşımızda isminin hakkını veren bir proje olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Ortaya çıkan sonuç, kitle beklentilerine göre hareket etmenin hiç de kötü bir şey olmadığını gösterir nitelikte. KLİŞELERİ YIKMAK Yarış oyunlarının bir türlü kabuklarını kıramadığı belirli işleyiş klişeleri vardır. En aşağıdan başlarsınız, giderek zorlaşan pistler ve rakiplere karşı mücadele edersiniz, oyunda ilerledikçe yeni araçlar elde edersiniz, kazandığınız tecrübe puanları ile kapalı olan ögeleri açarsınız ve sonunda da oyundaki en iyi yarışçı olarak konuyu kapatırsınız. Format ve şekil değişikliği dışında bu senaryo pek değişmez, sabittir. Project CARS, tam da bu noktada tür içinde kendisini farklı bir yerde tutmayı başarıyor. Oyuna başladığınız anda içerikte yer alan her şeye sahip olduğunuzu göreceksiniz. Araçlar, pistler ve hatta kariyerdeki en üst düzey yarışlar bile ilk saniyeden açık durumda. Yarışmak istediğiniz bir aracı elde etmek için haftalarca mücadele vermek veya gerçek para ile satın almak bu oyunda yok. Peki durum bu iken, Project CARS size oyun içinde ilerlemek için nasıl bir motivasyon sağlıyor? Çok basit; daha iyi olmak! Özellikle simülasyon türü yarış oyunlarında en çok sinirimizi bozan şeylerden birisi, her oyuncuyu ilk kez direksiyon başına oturuyormuş gibi algılıyor olmalarıydı. Project CARS ise şunu söylüyor: “Biz sana olabilecek en gerçekçi sürüş deneyimlerinden birisini hazırladık. Çık piste ve ne kadar iyi olduğunu kendin gör. Kendi durumunu kendin analiz et ve buna göre şartları nasıl istiyorsan öyle ayarla.” DÜŞE DÜŞE ÖĞRENECEKSİNİZ Bir yarışa girdiğinizi ama fena olmayan bir şekilde ilerlerken son turda geriye düşmeye başladığınızı düşünün. Normal şartlarda yapacağınız şey yarışa tekrar başlamak ve bir daha denemek olacaktır. İkinci deneyişinizde de aynı şey olunca tekrar ve tekrar ve tekrar… Başka bir oyun sizi eninde sonunda zaferle taçlandıracaktır. Ancak Project CARS öyle değil çünkü burada bir şeyler ters gidiyorsa sorun muhtemelen sürüş yeteneklerinizden ziyade, detayları ıskalamanızdan kaynaklanıyor. Eğer devamlı olarak son turda geriye düştüğünüzü görüyorsanız, bu çok yüksek ihtimalle ilk turlarda lastikleri fazla zorlamanızdan ileri geliyor ve siz devamlı aynı ayarlarla tekrar denediğiniz için, sonuç hiçbir şekilde değişmiyor. Yapmanız gereken, yolun durumuna, havaya ve diğer şartlara göre aracınızın özelliklerine dikkat etmek ve ince ayar çekmek. Lastiklerinizin basıncı ne seviyede? Yakıt deponuzun ne kadarını doldurmanız gerekiyor? Seçtiğiniz süspansiyonlar yola uygun mu? Yarış ortasında değişebilecek hava şartlarına göre ikincil önlemler aldınız mı? Bu ve buna benzer pek çok sorunun cevabı Project CARS’taki başarınızın ne olacağında etkin rol üstleniyor. İşte bu da, deneyimli ve deneyimsiz oyuncu arasındaki farkın tamamen kendiliğinden oyuna yansımasını sağlıyor. Yıllarınızı bu türe vermiş olsanız da oyun sizi en basit araçla piste atmak yerine, ince detaylarda farkınızı ortaya koyarak pistleri ağlatmanıza izin veriyor. Yeni başlayan oyuncuların da hatalar yaptıkça dersler çıkarmasının, daha iyi olmak için kendiliğinden gelişim göstermesinin önünü açmış oluyor. Bilmediğiniz bir ayarın sürüşe olan etkisini öğrenerek başarıyı elde etmek, “Bravo bu yarışı da kazandın, artık tam bir profesyonelsin!” mesajından çok daha etkin bir ilerleme hissi yaratıyor. BALIK TUTMAYI DA ÖĞRETSEYDİ Lakin bu noktada oyun yeni başlayanlara biraz acımasız davranıyor. Eğitim ve alıştırma bölümleri olsa da çok fazla bilgi vermekten kaçınması sebebiyle neyin nasıl olduğunu öğrenmek biraz meşakkatli olabiliyor. Diğer oyuncular tarafından hazırlanmış metinler ve videolar yardıma koşuyor olsa da, oyunun kendi içinde de öğretici olması iyi olabilirmiş. Tamam bir yerden sonra kurcalaya kurcalaya neyin yarışa nasıl etki ettiğini anlıyorsunuz ancak bu da deneme yanılma mantığından öteye geçemiyor. Diyelim ki detayları kavradınız ve önünüzdeki yarış için en ideal ayarlara sahip aracı oluşturdunuz. Bu araç o yarışı kazansa da sizi her şekilde başarıya götüreceğini sanmayın. Her pist ve her şart için yeniden ayar yapmanız, tüm değişkenleri dikkate almanız gerekiyor. Oyunun değişkenleri de bizlere bırakıyor olması çok iyi düşünülmüş. Hava şartlarının yarış süreci içinde nasıl değişeceğinden tutun da rakip yapay zekasının ne seviyede olacağına kadar her şeyi belirleyebiliyorsunuz. Birden yüze kadar ayarlanabilen rakip yapay zekası sayesinde, sürüş seviyenize en uygun ortamın oluşmasını sağlayabiliyorsunuz. HERKESE FARKLI ZEKA Diğer sürücülerin yapay zekasıyla ilgili oldukça ilginç bir detay daha bulunuyor. Diğer oyunlarda rakipler güçlendikçe herkes güçlenir, herkes aynı şekilde yarışır. Zor bir yarışta tüm rakipleriniz daha agresif bir tutum sergiler. Project CARS ise iyi yarışçı ile sürüş tarzının aynı şey olmadığını fark etmiş. Mesela piste çıktığınız zaman bir rakibiniz sizi geçmek için çok daha agresif bir sürüş gerçekleştirirken, başka bir rakibiniz arkanızda kalarak hata yapmanızı bekleyebiliyor. Bu da, her aracın direksiyonun başında gerçekten farklı bir insan oturuyormuş hissiyatının yakalanmasını sağlamış. Elbette tüm bunlar tek kişilik oyun modları için geçerli. Çevrim içi mücadelelerde ise her zaman olduğu gibi rakipleriniz ne kadar iyiyse o kadar başarılı oluyorsunuz. Ancak Project CARS’ın yapısı sayesinde burada da farklılıklar görmek mümkün. Uzun süre yarışı önde götüren rakibinizin son turda hafif hafif geriye düştüğünü gözlemlerken, tek kişilik senaryoda harcadığınız onca saatin karşılığını almış olmanın haklı gururunu yaşıyorsunuz. PC’DE DE SİMÜLASYON OLUR Project CARS, simülasyon olmasından ileri gelecek şekilde sürüş mekanikleriyle ön plana çıkan bir oyun olsa da, rakiplerinin arasında ezilmemek adına görsellikte de adından söz ettirmeyi başarıyor. Özellikle araç modellemeleri ve yağmurlu hava efektlerinin mükemmel göründüğünü söyleyebiliriz. Araç ve pist sayısı anlamında da beklentileri karşılayan oyun (Bazıları ne yazık ki gerçek isimleriyle oyunda yer alamıyor olsa da), özellikle PC’de eksikliği hissedilen simülasyon yarışı noktasında yüzleri güldürmeyi başarıyor. DETAYLAR Oyun her şekilde çok güzel görünse de, biz özellikle kokpit kamerasını ayrı bir sevdik. İç tasarımdaki detay seviyesi gözünüzü yoldan alabilecek düzeyde. Oyun içi grafikler daha ne kadar ilerleyecek kestiremiyoruz ancak şuradaki su ve yansıma efektine hayran olmadan da geçemiyoruz açıkçası. Project CARS’ta pek çok farklı araba türü bulunuyor. Formula 1 araçlarından tutun da, American efsanelerine kadar her çeşit araca ulaşmak mümkün. Pek çok simülasyon oyununda pas geçilen kaza modellemeleri bu oyunda ıskalanmamış neyse ki. Dağıttığınız aracınız gerçeğe uygun şekilde parçalanarak sizi kahrediyor. PUANLAMA