Açılsın perdeler! “Masal tadında” tanımı kullanıldığında ilgili yapımla ilgili derhal dikkat kesilmemiz tesadüfi değil. Masallarla büyüdük hepimiz ve hala o günlere duyduğumuz bir özlem var içimizde. Puppeteer, masal tadında bir oyun değil, aksine rüyalarımızda yer edinen masalın ta kendisi En son ilk LittleBigPlanet’ı gördüğümüzde benzer düşüncelere sahip olmuştuk. Yapısal olarak çocuklara hitap ettiği bu kadar aşikar olup da içerik olarak herkesin bam teline dokunmayı başaran kaç yapım var ki? Puppeteer da tam olarak böyle bir oyun işte. Sadece masalsı değil, bir o kadar da teatral bir yapım. Ay’ın kontrolünü elinde tutan Ayı Kral, çocukların ruhlarını ele geçirip her birini kuklaya dönüştüren acımasız ve bir o kadar sevimli bir düşman. Ana karakterimiz Kutaro da Ayı Kral’ın pençesine düşmüş diğer çocuklardan pek farklı değil. Sadece bu duruma kafa tutup hem kendisini hem de diğer çocukları kurtarmak gibi bir amacı var. Ana karakterimiz kukla olduğundan mütevellit, bütün oyun bir kukla tiyatrosu havasında geçiyor. Her bölüm bir sahne, her karakter bir oyuncu ve biz de bu eşsiz gösteriyi seyreden bir izleyiciyiz sadece. Puppeteer ► GİRİŞ ► TEKRARI YOK BUNUN ► PUANLAMA TEKRARI YOK BUNUN Yapımcı Gavin Moore’un oyunu yaparken çok dikkat ettiği bir motivasyonu bulunuyor. Oyun asla kendisini tekrar etmeyecek ve yaptığımız bir şeyi asla bir daha yapmayacağız. Bu düşünce yapısıyla yola çıkan Moore, her sahnesi birbirinden farklı olan, bugüne dek izlediklerimizden çok farklı bir tiyatro gösterisi sunuyor bize. Kutaro, macerası boyunca farklı konseptlere sahip oyun alanlarında karşısına çıkan onlarca farklı engeli sihirli makası Calibrus’un yardımıyla aşmaya çalışıyor. Bahsettiğimiz şey bir kukla tiyatrosu olunca ve her şeyin varlığını sürdürebilmesi için bağlı olduğu ipe ihtiyacı olduğu düşünülünce Calibrus’a ne kadar çok ihtiyaç duyacağımız daha iyi anlaşılabilir. Ancak karşılaşacağımız engelleri aşarken kullanacağımız tek şey bu sihirli makas olmuyor. Kendi kafamız olmadığından etrafta bulduğumuz her türlü kafayı kullanmamız gerekiyor. Her bir kafanın bize kazandırdığı farklı bir özelliği bulunuyor ve yanımızda ancak üç kafa taşıyabiliyoruz. Sonic benzeri bir yapıyla da zarar gördüğümüzde kafalarımızı kaybediyoruz ve hepsini kaybedersek sahnenin başına dönüyoruz. UYUMADAN ÖNCE Puppeteer’ı bu kadar eşsiz kılan en önemli özelliği ise belki de sahip olduğu muazzam görsel lezzet. İki perde arasına yerleştirilmiş detay zenginliği akıl almaz seviyede. Ve çocukken baş ucumuzda saçımızı okşayarak masal anlatan annelerimiz anlattıklarını tasvir etmek isteseler muhtemelen ortaya buna benzer bir sonuç çıkarırdı. Bu sıcak görselliği besleyen en güzel unsur ise, gerçekleştirilen Türkçe dublajın muazzam olması. Anlatıcıyı seslendiren Ali Rıza Kubilay, sesini öyle iyi kullanmış ki gözlerinizi kapatıp onu dinlemek istiyorsunuz sadece. Ne kadar anlatsak nafile, bu masalı ondan dinlemeden bize hak veremezsiniz Puppeteer ► GİRİŞ ► TEKRARI YOK BUNUN ► PUANLAMA PUANLAMA OYNANABİLİRLİK -9PUAN- GRAFİK -9PUAN- EĞLENCE -9PUAN- SES – MÜZİK -9PUAN- 9,0 YAPIMCI - DAĞITICI • SCE JAPAN STUDIO • SONY COMPUTER • ENTERTAINMENT PLATFORM • PS3 Puppeteer ► GİRİŞ ► TEKRARI YOK BUNUN ► PUANLAMA