Maçların içeriğine geçmeden önce, kararlar ve sonuçların çarkları nasıl döndürdüğüne bakmaya çalışalım. Her maç 3’e 3 şeklinde cereyan ediyor ve maçı kazandığınız takdirde, karakterleriniz “aydınlanma” puanları kazanıyor. Başta 3 kişiden oluşan ekibiniz, oyunun ilerlemesiyle birlikte 9 kişiye ulaşıyor ve her maça bunların arasından üç kişiyi seçerek çıkıyorsunuz. Tüm karakterlerin birbirlerinden farklı özellikleri, hızları, güçleri ve yetenekleri bulunuyor. Ve yeterli aydınlanma puanını elde eden karakteriniz, ekipten ayrılarak sürgün yerini terk ediyor. Buradaki çelişkiyi anladınız mı? Maçlarda başarılı olmak için en iyi oynadığınız karakterleri seçmek demek, ilk olarak bu karakterlerin ekipten ayrılacağı anlamına geliyor. Kısacası Pyre, başarılı oldukça güçsüzleştiğiniz bir rol yapma oyunu diyebiliriz.
YEPYENİ BİR SPOR
Maçların kendisi de bu çelişkiler ve karar verme süreçleri üzerinden ilerliyor. Her iki takımın da kalesi görevini gören ateşleri (Pyre) bulunuyor. Her turun başında sahanın tam ortasına bir küre düşüyor ve bu küreyi alarak, rakip takımın ateşine ulaştırmaya çalışıyorsunuz. Her gol sonrası ateşinizin sahip olduğu enerji biraz daha azalıyor (Standart durumlarda iki taraf da 100) ve sıfıra düşen kaybediyor. Şimdi gelelim işlerin karıştığı kısımlara. Her karakterin etrafını sarmalayan bir aura bulunuyor ve bu auranın büyüklüğü karakterden karaktere değişiyor. Sahip olduğunuz üç karakterden de yalnızca küreyi taşıyan hareket edebiliyor ve küre elindeyken aurasını kaybediyor. Bu durumdayken rakibin aurası içine girerse, belirli bir süreliğine sahayı terk ediyor.
Gol atma kısmına geldiğinizde ise, isterseniz elinizdeki küreyle birlikte ateşe dalabilir, isterseniz de uzaktan fırlatabilirsiniz. Eğer ateşe dalarsanız enerjisini daha çok götürüyorsunuz, ancak bu durumda golü atan karakteriniz bir sonraki turda takımınızda yer almıyor ve iki kişiyle mücadele etmek zorunda kalıyorsunuz. Fırlatmayı seçerseniz de hem daha az hasar veriyor, hem de fırlatabilmek için basılı tutmak gerektiğinden tüm saldırılara açık hedef haline geliyorsunuz. Tüm bunların yanına her karakterin sahip olduğu yan özellikler, sahadan sahaya değişen engeller, aydınlanma puanı aldıkça açılan pasif
özellikler de eklenince, şimdiye kadar üretilmiş en basit görünen ama en komplike sporlardan biriyle karşı karşıya olduğunuzu anlıyorsunuz.