Quantum Break incelemesi

05 Mayıs 2016 21:30

YILDIZLAR KADROSU

Harika oyuncular da bu durumu kurtarmaya yetmiyor. Game of Thrones serisinde Serçeparmak olarak tanıdığımız Aidan Gillen, Yüzüklerin Efendisi serisinin Merry’si Dominic Monaghan, X-Men serisinden hatırlayabileceğimiz Shawn Ashmore ve elbette kadronun açık ara en kariyerli ismi olan, OZ, The Wire, Lost ve Fringe gibi yapımlarda adeta döktürmüş Lance Reddick’ten oluşan bir kadrosu var oyunun. Yani doğru senaryo ve yapımcı ile, bu oyuncu kadrosundan rahatlıkla Emmy’e aday dizi çıkarırsın. Ancak elinde bir oyun var, bunun da yapımına harcanan bir para var.

Sen bu bütçeyi hem yapıma, hem oyun içi karakterlere, hem diziye, hem de böylesi büyük isimlere bölersen, sonunda da neresinden kırpacağını şaşırır hale gelirsin elbette.

Biz şunu anlamadık; oyunun grafikleri gerçekten çok güzel. Yüz animasyonları ondan da güzel. Ara sahneler hepsinden fersah fersah güzel. Yani bahsettiğimiz oyuncuların yüzleri zaten bire bir aktarılmış. Daha bir de dizi çekmekle niye uğraşıyorsun ki? Elindeki oyuncularla, limitleri aşarak yap istediğini? Böyle ne oyun tam olmuş ne de dizi, e ne anladık biz o işten?

BAŞINA ZAMAN YAZ GÖNDER

Remedy’nin zamanla oynamayı ne kadar sevdiğini zaten hepimiz çok iyi biliyoruz. Zamanı yavaşlatma sistemini hayatımıza Max Payne ile sokan Remedy, Quantum Break’te bunu birkaç adım ileri götürüyor. Oyunun hikayesi, zamanın yapısıyla oynayan bir bilim adamı ile ilgili. Paul Serene tarafından yürütülen zaman yolculuğu deneyi, kahramanımız Jack Joyce’un da dahil olduğu bir sırada yanlış gidiyor ve iki karaktere de zamanı manipüle etme yetenekleri kazandırıyor. Tüm sıkıntılarına rağmen zamanı kontrol etme yeteneklerini kullanırken biz oldukça eğlendik.

Size saldıran düşmanı bir zaman küresi içine hapsedip yavaşlatabiliyor, gelen kurşunları havada durdurabiliyor, kendi etrafınıza bir zaman kapsülü oluşturup koruma sağlayabiliyor ve zaman bombası ile düşmanlarınıza zarar verebiliyorsunuz. Hatta zaman görüşü ile düşmanların yerlerini de tespit etme imkanınız bulunuyor. Şimdi düşününce, diğer oyunlardan aşina olduğumuz ögelerin başına “zaman” ekleyip bize yedirmişler gibi duruyor biraz doğrusu. Özellikler keyifli olsa da, çatışma anında yarattıkları heyecan o kadar da üst düzey değil. Bunun en büyük sebebi de elbette siper alma ve çatışma mekaniklerinin günümüz standartlarının çok gerisinde kalması. 15 sene önce çıkan Max Payne’in çatışmalarında daha çok eğleniyorduk.

Sayfa: 1 2 3 4 5 6

Paylaş