BÜYÜK GÜÇ, BÜYÜK TUTARSIZLIK GETİRİR
Bir de neden var olduklarını bilmediğimiz platform kısımları yer alıyor Quantum Break’te. Aşılması imkansız olan bölgeleri, zamanda ileri/geri giderek aşılabilir hale getiriyoruz. Mesela köşede duran bir çöp konteynırının, zamanda geri giderek bize lazım olduğu noktada bulunduğu bir ana dönüp üzerine çıkabiliyoruz. İyi de bu bir çöp konteynırı yahu, tank değil ki, elinle çek? Oyun, özelliklerin tutarsızlığında çok fena çuvallıyor maalesef.
Kapalı bir kapıyı zamanda geri gitme yöntemi ile açabiliyorken, başka kapılarda; “Hımm, kapı kapalı. Başka bir yol bulayım en iyisi” diyerek çuvallıyoruz. Bu tutarsızlık oyunun her noktasına yayılmış durumda ve keyfi ciddi şekilde baltalıyor. Ana karaktere büyük bir güç verilen her durumda yaşanır aslında buna benzer sıkıntılar. Ancak burada işin suyu biraz çıkmış gibi maalesef. Peki oynanış keyifsizse, hikaye sürüklemekten uzaksa, genele yayılmış bir tutarsızlık da söz konusuysa, oyunun güzel olan hiç mi özelliği yok? Derdini anlatacak kadar var diyelim. Grafikler gerçekten güzel ve yüz animasyonları resmen aşmış durumda. Aiden Gillen’in oyunculuğunun kalitesi de eklenince, seyir zevki çok güzel bir yapı ortaya çıkmış.
NEYE NİYET NEYE KISMET
Quantum Break’le ilgili çok daha fazla güzel şey söylemek istiyoruz aslında. Bunu gerçekten istiyoruz çünkü Xbox One’ın artık toparlanmaya ihtiyacı var. Ancak ne zaman heves etsek hayal kırıklığı ile sonuçlanıyor. Neyse ki ufukta Gears of War 4 görünüyor, onun karavana çıkması ihtimal dahilinde değil. Remedy, Max Payne ve Alan Wake sonrası aşina olduğu bir formül ile devam etmek istemiş ancak belirsiz engeller yolunu tıkamış gibi görünüyor. Sam Lake’in anlattığı oyun muazzam olabilirdi, şu haliyle ortalama bir aksiyondan fazlası değil maalesef.