YENİ MAÇ, YENİ HEYECAN
Bu gerçekten çok önemli çünkü imkanların fazlalığı, her maçın yepyeni bir tecrübeye dönüşmesini sağlıyor. Burada şunun altını çizmek gerekecektir belki de; elinizde silah oradan oraya koşturduğunuz, peşi sıra mermi kusarak adam üstüne adam öldürdüğünüz çevrim içi FPSleri seviyorsanız Rainbow Six: Siege’in size göre olduğunu söyleyemeyiz. Çünkü Siege’in maçlarında gerçekleşen en az şey belki de çatışma. Bunun nasıl bir şey olduğunu gerçek bir rehine operasyonunu kafanızda canlandırarak anlayabilirsiniz. Düşünün ki bir binaya saklanmış eylemciler ve ellerinde de rehineler var. Bu durumda emniyet güçleri çevreyi kontrol altına alacak, uygun pozisyonlara yerleşecek, diplomasi ile çözüm sağlamaya çalışacak ve son ana kadar çatışmadan uzak duracaktır. Çünkü çatışma, rehinelerin hayatını kaybetmesine yeşil ışık yakmak demektir.
İşte Siege’de de durum bundan çok farklı değil. Planlama işin büyük bölümünü üstlenirken, çatışma ancak son evrede devreye giriyor ve son derece kısa sürüyor. Çünkü ölen kişi tekrar oyuna dönmüyor ve sağlık yenilenmesi gibi özellikler de oyunda bulunmuyor. Eminiz ki pek çok kişi bu okuduklarından sonra Siege’e soğuk yaklaşacaktır ancak taktik yapmayı sevenlerin ağzının sulandığını tahmin etmek de hiç zor değil.