Fransa’da yürütülen soruşturmada suçlanan Renault, emisyon sonuçlarını yanıltıcı müdahale sebebiyle çok ciddi bir tazminat ödeyebilir.
2015 yılında Volkswagen üzerinden küresel bir etki yaparak yayılan emisyon skandalı zinciri, bugün hala gündeme gelmeye devam ediyor. Almanya merkezli grubun Amerika’da baş gösteren skandalı sonrasında Avrupa kanadında da görülen benzer cezalar, referans niteliğindeki testleri de beraberinde getirdi. 2020 yılından beridir Avrupa’nın farklı bölgelerinde grup ortağı Nissan’ın da merkezinde olduğu yanıltıcı emisyon iddialarıyla karşı karşıya olan Renault, kendi ülkesi Fransa’da yürütülen soruşturmada suçlu durumda. Emisyon testlerinde yanıltıcı cihaz bulundurmakla suçlanan Fransız üretici, iddiaları kesinlikle kabul etmiyor. Fransız yargı tarafı ise 20 milyonu euroluk net cezayı öne çıkartmaya başladı bile.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Renault; “Tüm araçlarımız yasal sınırların belirttiği değerlerle yola çıkıyor”
Bölge savcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamına baktığımızda, paylaşılan rakamların ciddi olduğunu görüyoruz. Detaylarda Volkswagen’de gördüğümüz gibi yanıltıcı cihaz kullanımıyla birlikte, laboratuvar verileriyle gerçek dünya verilerini ayıran ve yasal sınırın 10 katı kadar yüksek emisyon değerlerinin yakalanabildiğini görüyoruz. 2017 yılında başlayan ve 2019 yılında yeni bir boyut kazanan dava süreciyle ilgili Renault ise kendinen emin tavır takınmaya devam ediyor. Şirket tarafından yapılan açıklamada; “Renault olarak bu konuda her türlü suçun varlığını reddediyoruz. Araçlarda emisyon testlerini yanıltacak hiçbir işlem yapılmıyor. Tüm araçlarımız her zaman geçerli yasa ve yönetmeliklere göre yola çıkıyor.” ifadelerine yer verildi.
Süreçle ilgili Reuters’e açıklama yapan Mühendislik Departmanı Sorumlusu Gilles Le Borgne, soruşturma kapsamında yanıltıcı olarak değerlendirlen azot oksit sisteminin çalışma prensibinin farklı olduğuna işaret ediyor. Le Borgne, o dönemde otomobillerde “NOx tuzağı” olarak bilinen bir kirlilik önleme teknolojisine yer verildiğini, bunun yanıltıcı yazılımdan ziyade sınırlamalar doğrultusunda yalnızca düşük hızlarda optimal bir şekilde çalıştığını ifade etti. Volkswagen davasıyla ilgili süreci işaret eden Le Borgne; “Volkswagen’de gördüğümüz şeylerin hiçbiri Renault için geçerli değil. Biz hiçbir zaman araçlarımızda yanıltıcı cihaz kullanmadık.” ifadelerine yer verdi.
Fransız savcıların yürüttüğü soruşturma kapsamından şimdilik kaç otomobilin etkileneceği de net değil. Araştırma kapsamında giren motorların 2009 model yılına kadar iniyor olmasıysa dikkat çekiyor. Renault “Azot oksit kapanı” adını verdiği teknolojiyi 2008 yılı itibarıyla Fransa ve Almanya’nın kısıtlı bölgelerinde denemeye açmıştı. Dizel motorlarda kullanılan sistem için o dönem 36 farklı patent alındığı da kayıtlardaki yerini koruyor.
Kaynaklara göre Renault için ilk aşamada 20 milyon euroluk net bir ceza kapıda. Fransız üreticiden sonraki süreçte belirlenecek olan mağduriyetler için de 60 milyon euroluk kaynak yaratması istenebilir. Halihazırda önemli bir elektrik dönüşümünde olan Renault’nun geçtiğimiz yılı Koronavirüs etkisinde zorlu geçirdiğini de düşündüğümüzde, olası cezaların markayı önemli ölçüde yıpratma payı da söz konusu.
İlgili video
Megane eVision
