Fakat ne yazık ki oyun yine tam bu noktada bazı tutarsızlıklarla karşımıza çıkıyor. Yapımın açık ara en keyif veren özelliği etrafı keşif kısmında yatıyor. Ve inanın bize, yağmalanmayı bekleyen mezarlar inanılmaz güzel tasarlanmış. Hepsinde mutlaka bir bulmaca yer alıyor ve bulmacalar hiç de üstün körü geçilmemiş. Her birinin de uğraşı gerektiren ama uğraşırken de keyif veren bir yapısı var.
İşte ortada bu kadar keyifli bir durum varken, oyun sizi sık sık aksiyona ve çatışmaya zorluyor. Çatışma mekaniklerinin zayıf olduğunu asla söyleyemeyiz. Ancak diğer kısımlar kadar eğlenceli olmadıkları da aşikar. Üstelik her ne olursa olsun, böyle bir dünyanın içine dalmışken elde silah düşman peşinde koşturmaktansa, kendimizi doğa ile mücadele etmeye zorlama fikri daha çekici geliyor. Düşman sayısı azaltılıp, vahşi yaşam ve avlanma oranı artırılsaymış oyun çok daha lezzetli olabilirmiş.
Bir başka tutarsızlık ise, zorla aksiyonu dayatırken bir yandan da macera ögelerini önümüze sunmaya devam ediyor olması. Öyle anlar geliyor ki, az öteden yardım etmenizi bekleyen insanların çığlıklarını duymazdan gelip hemen yandaki mağaranın içini araştırırken buluyorsunuz kendinizi. “Ne olursa olsun size yardım edeceğim” dediğimiz insanlar ölürken mezar peşinde hoplayıp zıplama durumu biraz çelişkili geliyor kulağa doğrusu.