ARTIK BİR ŞEYLER İZLEMEK İÇİN TELEFONUNUZUN KÜÇÜK EKRANINA, SUNUM YAPMAK İÇİN DEV PROJEKTÖRLERE MAHKUM DEĞİLSİNİZ. GALAXY BEAM’İN PROJEKTÖRÜNÜ AÇMANIZ YETERLİ
Samsung, son dönemde birbirine benzeyen o kadar çok telefon çıkardı ki bizler bile hangisi hangisi karıştırır olduk. Bunun istisnalarından biri Samsung Galaxy Beam. Samsung’un yaratıcılığını gösterdiği bir cihaz olan Beam’in en önemli özelliği üzerinde dahili bir projektör olması. Keşke bütün telefonlarda olsa denecek türden bir yenilik olan projektör entegrasyonu, başta ağırlık ve boyut olmak üzere bazı yükler de getiriyor ama işlevsellik daha ağır basıyor ve bunlara pek takılmıyorsunuz. Beam’in kasası sarı ve gri renk kombinasyonuna sahip ve bu dinamik bir görüntü veriyor. Plastik arka kapağın özel kaplaması telefonun elde tutulmasını kolaylaştırıyor. 12,6 mm’lik, kalın diyebileceğimiz kasanın sağ yanında açma/kapama tuşu, projektör tuşu ve kapak altında microSD yuvası bulunuyor. Telefonun projeksiyon fonksiyonunu bu tuşa basarak açıp kapatıyorsunuz. Projektörün yansıtma işini yapan kısmı telefonun üst kısmında. Altta yalnızca micro-USB girişi var. Solda ise kapak altında SIM yuvası ve ses tuşu bulunuyor. Telefonun kulaklık girişi de sol yanda. Bu durum, kulaklık takılıyken telefonu cepte taşımayı biraz zorlaştırıyor. 4 inçlik ekran, TFT PLS teknolojili ve 800×480 piksel çözünürlük veriyor. Parlaklık seviyesi iyi ve herhangi bir hassaslık problemi yok. Arka yüzde yer alan 5 megapiksellik bir kamera ortalama fotoğraf ve video performansının üzerine pek çıkamıyor. Telefonun performansı da aynı şekilde ortalama bir akıllı telefon ayarında. 1 GHz’lik çift çekirdekli işlemci ve 768 MB RAM, birçok kullanıcı için yeterli olarak kabul edilebilir. İşletim sisteminin Android 2.3 olması ise biraz üzücü.
“AÇ DA Bİ’ FİLM İZLEYELİM”
Şayet bir Galaxy Beam almaya karar verirseniz, yukarıdaki cümleyi arkadaşlarınızdan sıkça duyacağınıza eminiz. Telefonun alametifarikası olan projektör, 2 metre mesafede 50 inç büyüklüğünde görüntü yansıtabiliyor. Parlaklık değeri 15 lümen seviyesinde olduğu için, fazla ışıklı ortamlarda pek bir şey göremiyorsunuz. Bu nedenle Beam’i ofis ortamında sunum için kullanmayı düşünüyorsanız bulunduğunuz yeri karartmanız gerekeceğini unutmayın. Karanlık ortamda Beam’in projektörünü açtığınızda asıl performansını görüyorsunuz. Parlaklık seviyesini ayarlamanız mümkün. Elbette ev tipi bir projektör kalitesinde değil ama cebinizde taşıdığınız bir cihaz için harika denebilecek bir kaliteyle telefonunuzun ekranını istediğiniz yere yansıtabiliyorsunuz. Lakin, kontrast biraz daha fazla olsaydı hayır demezdik doğrusu. Telefon üzerindeki tuşa basarak projektörü aktif hale getirip sonrasında projektör uygulamasını açtığınızda odaklama ve döndürme ayarı yapabiliyorsunuz. Görsel sunucu fonksiyonunda kamera da devreye giriyor ve kamerayla görüntülediğiniz şeyler istediğiniz yere yansıtılabiliyor. Bu fonksiyon, özellikle sunumlar için düşünülmüş. Quick pad fonksiyonu ise ekranda yer alan görüntü üzerinde imleç gezdirmeye ve çizim yapmaya yarıyor. 2000 mAh’lik piliyle üç saat boyunca görüntü yansıtabilen Beam’i, işlevsel bir akıllı telefon arayanlara gönül rahatlığıyla tavsiye ederiz.
Sayfa: 1 2