Samsung Galaxy Note 9 incelemesi

25 Ağustos 2018 20:30

YÜKSEK PERFORMANS ARAYANLARA

Galaxy Note 9, 6,4 inç boyutunda bir ekranla geliyor. Şunu söylememiz gerekiyor ki ekran çok büyük. Gerçekten fazlasıyla büyük hem de. Özellikle çalışırken büyük bir alana ihtiyaç duyan kullanıcılardansanız 6,4 inçlik devasa ekran ihtiyaçlarınızı karşılayacaktır diye düşünüyoruz. Sonsuz Ekran formuyla da birleşince, çalışılabilecek alan fazlasıyla artıyor. Quad HD+ Super AMOLED olan ekranın parlaklığı ise etkileyici. Gün içinde yüksek performans aldığımız ekranla bir şeyler izlemek de hayli keyifli oluyor. Yani hem çalışma hayatını hem de günlük hayatı kendi içine yedirebilen bir cihazdan bahsediyoruz. Cihazda AKG imzalı stereo hoparlör bulunduğunu da söyleyelim. Ses çıkışlarını çok temiz bulduğumuz cihaz, multimedya deneyimi konusunda sizi üzmeyecektir diyebiliriz.

Performans detaylarına inmeden önce cihazın donanımından biraz bahsedelim. Esasen cihaz kullanıcılara iki farklı donanım alternatifiyle çıkıyor. Exynos 9810 işlemciyle gelen cihazın 6 GB RAM’e 128 GB dahili hafıza ve 8 GB RAM’e 512 GB dahili hafızalı iki farklı donanım alternatifi bulunuyor. Bizim incelediğimiz model 6 GB RAM ve 128 GB dahili hafızalı modeldi. Cihaz performans konusunda ise hiçbir sıkıntı yaşatmadı. Halihazırda çok hızlı çalışan cihazla çoklu ekran deneyiminde de bir yavaşlama yaşamadık. Oyunlarla da test ettiğimiz cihaz bizi şaşırtmayacak şekilde yüksek performans sunmayı başardı. Bu noktada Samsung’un küçük lansman sürprizinden de bahsedelim. Galaxy Note 9’la beraber son zamanların en popüler Battle Royale oyunu da Android’e gelmiş oldu. Galaxy Note 9 ile açılışı yapan oyun, Samsung’un kendi uygulama mağazasında yer alıyor. Play Store’dan indirilmiyor anlayacağınız. Ayrıca ön sipariş döneminde Galaxy Note 9 alanlara oyun içi kostüm hediye edildiğini de ayrıca not düşelim. Test sırasında bu kostüm henüz kullanıcılara sunulmadığı için ne yazık ki biz göremedik.

Fortnite’ı da elbette indirip oynadığımız cihazda akıcı bir performans almayı başardık. Aynı zamanda PUBG ile de test ettiğimiz cihaz, etkileyici bir deneyim sunmayı başardı. Android 8.1 yüklü gelen telefonun elbette geçmişten getirdiği bazı özellikler de bulunuyor. Bu özellikleri bilmeyenler için kısaca onlara da değinelim. Bildiğiniz gibi Samsung’un özellikle üst segment cihazlarında bir süredir Always On ekran yer alıyor. Bu ekran sayesinde ekranı uyandırmadan tarih, pil ömrü ve belli başlı bildirimleri görmek mümkün oluyor. Cihazın ekranını uyandırmamak da pil tüketimi konusunda cihaza yardımcı oluyor. Bir diğer özellik de kavisli ekran. Kavisli ekran sayesinde belli başlı uygulamalara hızlı erişim sağlamak mümkün oluyor. Aynı zamanda favori kişilerinizi de ekleyip hızlı arama listesi de oluşturabiliyorsunuz. Cihazda Bixby desteği de bulunuyor. Bildiğiniz gibi Samsung işleri bir adım ileri taşıyarak Bixby’i iyiden iyiye geliştirdi. Ancak ne yazık ki Bixby Türkçe destek sunmuyor. Bu da Türkiye’deki pek çok kullanıcı için Bixby kullanımını rafa kaldırıyor. Bixby ile yaptığımız denemelerde ise çok tatmin edici sonuçlar alamadık haliyle. Bunu da belirtmeden geçmeyelim.

Galaxy Note ailesi özelinde gelen S Pen ise geçmişteki tüm özelliklerini hala taşıyor. O özellliklere kısaca değinip bir de yeni özelliklerden bahsedelim. Kalemin en çok kullanılan özelliklerinden biri hızlı not alma özelliği. Kalemi çıkardığınız anda ekrana not alabiliyorsunuz. Diğer cihazlardan farklı olarak Note 9’da kapalı ekrana alınan notlar kalemin rengide olmuş. Küçük bir detay diyebiliriz. Akıllı seçim, Ekran notu, Canlı mesaj, Çevir, PENUP, Renklendirme, Büyüt, Bakış gibi eski özellikler de yerini koruyor. Bildiğiniz gibi kalemle çeviri yapabiliyor ve büyüteç gibi kullanabiliyorsunuz. Ancak bunların yanı sıra artık S Pen artık cihazla Bluetooth aracılığıyla bağlantı kurabiliyor. Peki bu ne işe yarıyor? Şöyle ki artık kalemi deklanşör tuşu olarak kullanabiliyorsunuz. Kalemin üzerindeki tuşa basılı tuttuğunuzda kamera otomatik olarak açılıyor. Ön ve arka kamera arasında geçiş içinse kalemin üzerindeki tuşa arka arkaya çift tıklamanız yeterli oluyor. Bu belki fark yaratan bir özellik olmamış ancak kullanımı kolaylaştıran ve deneyimi artıran bir özellik olmuş. Kalabalık gruplarla yapılan çekimlerden tutun da mobil fotoğrafçılıkla yapılacak profesyonel çekimlere kadar işe yarar bir özellik diyebiliriz. Biz de fotoğraf çekerken bu özellikten sık sık yararlandık. Bu sayede kadrajı da daha özgürce ayarlama imkanı elde ettik. Aynı şekilde sunum yaparken de kalemi kullanabiliyorsunuz. Bu da daha profesyonel sunumların kapısını açıyor. Tabii kalemin de kendi içinde bir pil tüketimi oluyor. Fotoğraf çekerken ya da sunum sırasında yaşanan pil tüketiminde biz herhangi bir noktada pilin tükendiğini görmedik. Şüphesiz uzun kullanımlarda pil tükenecektir ancak yaklaşık 40 saniyelik bir şarjla yeniden kullanmaya başlayabiliyorsunuz kalemi. Bu yüzden ciddi sıkıntılar yaratacağını düşünmüyoruz. Tabii üst seviye toplantılarda işinizi sağlama almak isteyebilirsiniz. Kalemle aynı zamanda video durdurma ve benzeri görevler de gerçekleştirebiliyorsunuz. Ayarlar kısmından kaleme atanacak görevleri belirleyebilirsiniz. Kalemin de cihaz gibi IP68 derecesinde suya ve toza dayanıklı olduğunu da belirtelim.

Gelelim pile. Pil konusu bizim için ayrı bir önem taşıyordu. Çünkü cihazın değişikliğe uğrayan noktalarından biri de pil gücü. 4.000 mAh kapasiteli bir pille gelen cihazın iddiası gün boyunca kullanıcıya eşlik edeceği şeklindeydi. Biz de normal bir günümüzde cihazı deneyimledik. Sabah 10’da evden tam şarjla çıktığımız cihazla gün içinde, özellikle yolda yoğun sosyal medya kullanımı gerçekleştirdik. Bunun dışında gün içinde de sosyal medyaya sık sık bakarken ara sıra fotoğraf çektik. Aynı gün içinde oyun oynadığımız ve canlı yayın izlediğimiz cihaz gerçekten de gün sonuna kadar bizi idare etmeyi başardı. Bu açıdan pilin söylendiği gibi başarılı bir iş çıkardığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Ayrıca cihazın kablolu ve kablosuz hızlı şarj desteklediğini de belirtelim.

Cihazla yaşadığımız belki de tek sıkıntı Akıllı Yüz Tanıma özelliğinde oldu. Gözlüklü bir kullanıcıysanız özellikle gözlüklü ve gözlüksüz kullanımlarda cihazın sizi tanımakta zorlandığını gözlemleyebilirsiniz. Eğimli ve yatay açıda cihazın yüzümüzü çoğu zaman okuyamadığına şahit olduk. Genellikle cihazı dik tutmamız konusunda da sık sık uyarıldık. Ancak doğal kullanımda cihazı genellikle eğimli bir konumda tutuyoruz ve bu durumda cihazı dikleştirmek doğal bir kullanım sunmuyor. Ayrıca yüzümüzü tanıma süresi de zaman zaman fazla uzun oldu. Eğer gözlüklü bir kullanıcıysanız, cihazı kullanırken gözlüğünüzün hep gözünüzde olmasına özen göstermeniz gerekiyor. Yoksa bu tarz sıkıntılar sıklaşıyor. Yüzünüzü tanıttığınız şekilde okumaya alışık olan cihaz tökezliyor. Böylesine üst seviye özelliklerin yanında yüz tanımanın hala bu kadar hantal olması üzücü bir detay oldu bizim için.

Sayfa: 1 2 3 4 5 6

Paylaş