Samsung Galaxy S9+ incelemesi
DİYAFRAMI AYARLAMA ÖZGÜRLÜĞÜ
Gelelim kameraya. Samsung’un bu cihazdaki en iddialı olduğu alan kamera. Bu konuda da haksız sayılmaz. Zira gerçekten çok keyifli bir kamera teknolojisiyle geliyor cihaz. Telefonun arkasında biri geniş açı diğeri telefoto olmak üzere 12 megapiksel çözünürlük sunan 2 kamera yer alıyor. Telefoto kamera f2.4 diyaframda sahip. Alametifarika ise geniş açıda. Geniş açı sunan kamera diyagramı f1.5 ve f2.4 arasında ayarlayabiliyor. Peki bu ne demek? Diyafram değeri düştükçe diyafram açıklığı artar. Bu da cihazın daha fazla ışık alması demektir. Cihaz daha fazla ışık alırsa düşük ışıkta daha aydınlık kareler çekebilir. Bu noktada otomatik çekim yapıyorsanız ve nispeten karanlık bir noktadaysanız cihaz buna otomatik olarak karar verip diyaframı f1.5’e alıyor ve daha aydınlık bir kare elde ediyorsunuz. Manuel modda bu değeri elinizle ayarlayabilir, hatta değiştirirken telefonu çevirip kameraya bakarsanız diyaframın nasıl açılıp kapandığını görebilirsiniz. Cihaz gün ışığında zaten harikalar yaratıyor. Ancak düşük ışıkta f1.5’in kesinlikle yardımı olmuş. Tabii yine de “inanılmaz net” kareler çektiğini söylemek mümkün değil. Ortam ışığına bağlı şekilde gren oluşumu kaçınılmaz oluyor.
Biraz cihazın yemek modundan bahsedelim. Yemek modunda çekim yapıyorsanız cihaz çok fazla kontrast veriyor. Şüphesiz çektikleriniz çok canlı görünüyor ama bazen fazla kontrast yüzünden sahteleşebiliyor. Arka plana bokeh efekti veren canlı odak modunda da pek bir değişim olmamış. Çekim sırasında ayarlayabildiğini derinlik etkisi gayet iyi çalışıyor. Bizim favorimiz ise süper ağır çekim elbette. Cihazın bu konuda oldukça başarılı bir algoritma oturttuğunu düşünüyoruz. Daha önce Sony’de test ettiğimiz bu özellikte istediğimiz yavaş çekim anını yakalamakta zorlandığımızı belirtmiştik. Samsung bu konuda kullanıcıyı hiç yormuyor. Ekranın ortasına bir kare yerleştiren cihaz, o kare içinde hareket olduğu an otomatik olarak süper yavaş çekimi başlatıyor. Böylelikle istediğiniz anı yakalamak kolaylaşıyor. Öte yandan elbette manuel kontrol de sağlayabilirsiniz. Bizim canımızı sıkan nokta tabii çözünürlük oldu. 960 fps’de yapınca çekimi çözünürlük HD’de kalmış. Ve Quad HD+ bir ekranda bu hiç hoş görünmüyor. Tabii isterseniz 240 fps’de 1080p çekim de yapabilirsiniz. 30 veya 60 fps’de 4K video da kaydedebilen cihazın stabilizasyonu ise beklentilerimizin üzerinde. Özellikle vlog çekmeyi sevenleri memnun edecek seviyede diyebiliriz. Ayrıca çekimlere GIF yapma, Boomerang benzeri anlar yakalama gibi eğlenceli düzenlemeler de yapılabiliyor.
Arka kameranın sayısız özelliğinde kaybolmuşken ön kamerayı da unutmayalım. 8 megapiksel çözünürlük sunan ön kameranın diyafram açıklığı f1.7. Samsung’un “Selfie Odağı” ismini verdiği portre moduna da sahip olan kamera oldukça başarılı işler çıkarıyor. Sosyal medya tutkunlarını memnun edecek olan ön kamera düşük ışıkta ortalama bir performans sergiliyor.
Kısaca biraz Bixby’den de bahsedelim. Esasen bu özellik yeni değil ancak hazır konu kameradan açılmışken Samsung’un asistanının çevri özelliğini söylemeden olmaz. Kamera arayüzünün sol alt kısmında yer alan Bixby Vision özelliği kameraya yeni yetenekler katıyor. Kamera ile anlık çeviri yapabilen Bixby’nin Türkçe çeviri yeteneklerinin çok tatmin edici olduğunu söyleyemeyeceğiz.
5.199 TL’den başlayan fiyatlarla satışa sunulan Samsung Galaxy S9+ çok güçlü ve çok yetenekli bir cihaz olmuş. Detaylara inince ise bazı özellikleri olmasa da olurmuş demeden edemiyoruz.