Samsung Galaxy S ailesinin en yeni üyesi Galaxy S9+, değiştirilebilir diyaframı sayesinde fark yaratan kamera teknolojisini yüksek performans ve eğlenceli özelliklerle buluşturuyor. Mobil cihaz pazarındaki çetin rekabet sonucu aklımızda değişmeyen bir soru yerleşti: Sırada ne var? Üreticilerden beklentinin en üst noktaya ulaştığı son dönemlerde son kullanıcı da elindeki cihazın var olanlar içinden en iyi şekilde sıyrılan model olmasını istiyor. Açıkçası rekabeti de takip etmeyi seviyoruz. Bir markanın çıkardığı modelde selefinin üstüne neyi ne kadar koyabildiğinin yanı sıra rakiplerinin üstüne de ne ekleyebildiği çok önemli. Android’in kendi içindeki yarış ise daha da dramatik. iOS’i karşısına alan Android modelleri bir de kendi aralarında en iyisi olmak zorunda. Bu açıdan baktığımızda nasıl yavaş yavaş yıldızı sönen isimler varsa öne çıkan bir iki isim de var. Onlardan biri de Samsung elbette. Kolay kolay da tahtını kaptırmayacak gibi. Gelin firmanın en yeni Galaxy S modeli neyi ne kadar geliştirmiş, hangi özelliği kime benzetmiş biraz bakalım. TASARIMDA "HİSSEDİLEN" FARK Yıllarca Sony’i aynı tasarımda kalmakla eleştirdik ancak şimdilerde diğer markalarda da radikal değişiklikler görmek çok mümkün değil. Nitekim Samsung da hala 18,5:9 ekrana alışma döneminde. Hal böyle olunca Samsung Galaxy S9+’ın ilk bakışta Galaxy S8+’tan farkı yokmuş gibi görünüyor. Ancak daha telefonu elinize aldığınızda ilk fark size kendini “hissettiriyor”. Hissettiriyor diyoruz çünkü bu fiziksel olarak deneyimleyebileceğiniz bir durum. Cihazın kenarları hafif keskinleştirilmiş. Gövdeyi çerçeveleyen kenarların çıkıntısı elinize batarak kendini hissettiriyor. Ne yalan söyleyelim bizim beğendiğimiz bir değişim olmamış. Telefonu elde tutarken rahatsız bir his yaratmış. Gelelim tasarımın diğer detaylarına. Gece Siyahı, Leylak Moru ve Titanyum Grisi olmak üzere üç farklı renk seçeneği sunan cihazın biz Gece Siyahı modelini inceledik. Bu modelde çok anlaşılmıyor ancak telefonun tasarımı fazlasıyla parlak. Yani Leylak Moru modeli örneğin pastel bir ton sunmuyor. Cihazın arkasını çevirdiğimizde bizi çift kamera karşılıyor. Bildiğiniz gibi Galaxy S9+, Galaxy S9 modelinin aksine iki kameraya sahip. Neredeyse çıkıntısız olan çift kamera yine tasarım konusunda beğenimizi kazanıyor. Çünkü telefonun bütünlüğünü bozmuyor. Arka gövdeye alınan parmak izi de kameraların yanına değil altına taşınmış. Bir önceki modelde parmak izi yüzünden kameranın leke olduğu şikayetleri üzerine Samsung böyle bir değişikliğe gitmiş. Evet, parmağınız kameraya şimdi daha az çarpıyor ancak hala doğru çözüm bu değil ne yazık ki. Ayrıca arka gövdede parmak izi kullanımı belki sayısız testte söyledik ancak gerçekten zor. Özellikle telefonunuz masadaysa, telefonu masadan kaldırmadan sensörle işlem mümkün değil örneğin. Bu alanda en beğendiğimiz tasarım yan gövdeye yerleştirilmiş parmak izi sensörüyle Sony’deydi. Ancak Sony de rakiplere uyup arkaya alınca sensörü, o tasarım da tarih oldu gibi. DEV EKRAN Tasarımı bir kenara bırakıp biraz ekrandan bahsedelim. Eğer daha önce küçük ekranlı bir cihaz kullandıysanız Galaxy S9+’ın ekranının gerçekten devasa olduğunu söylememiz gerekiyor. 6,2 inç boyutundaki ekran 18,5:9 en-boy oranını benimseyince kullanıcı için kullanılabilir alan hayli artmış. 529 ppi ekran Quad HD+ çözünürlükle adeta görsel şölen sunuyor diyebiliriz. Samsung’un zaten Super AMOLED ekran teknolojisi performans konusunda gayet başarılı. Önceki modellerde olduğu gibi kenarlara doğru hafif kıvrımlı ekranın zaman zaman Instagram Hikayeler özelliğinde sıkıntı çıkardığını fark ettik. Uygulamayı tam ekran sığdırınca, Hikayeler özelliğinde görsel üzerine yazılmış yazı çok kenarlardaysa ne yazık ki onları görmek mümkün olmuyor. Yani sığdırma işlemi yaptığınız uygulamalarda bir alan kaybı oluyor ekranda. YouTube videolarında bu çok hissedilmiyor ancak metin içeren bazı uygulamalarda net bir şekilde fark ediliyor. Tam bir multimedya cihazı olan S9+’la bir şeyler izlemek ise her zamankinden keyifli olmuş. Çünkü cihazda artık stereo hoparlör yer alıyor. Selefiyle arasında ciddi bir ses farkı olduğunu söyleyebiliriz. Hatta ses maksimumdayken o kadar yüksek ses çıkıyor ki bir süre sonra kısmak durumunda kaldık. Dolby Atmos destekli olan cihazla bir şeyler izlerken bu özelliği açmanızı tavsiye ederiz. Standart modla Dolby Atmos mod arasında işitilebilir bir fark var çünkü. Ayrıca kulaklıkla müzik dinleyenler için kutu içeriğinde AKG imzalı kulakiçi kulaklıklar olduğunu da hatırlatmadan geçmeyelim. PERFORMANS NE ALEMDE? Nihayet karşımızda kutudan Android Oreo ile çıkan bir cihaz var. Hatırlarsanız Galaxy A8’i test yazısında kutudan Oreo ile çıkmadığı için çok eleştirmiştik. Galaxy S9+’ta böyle bir sıkıntı yok. Oreo’nun yanı sıra cihaz Samsung Experience 9.0 ile geliyor ki bu da belli başlı özelliklerde ciddi düzenlemeler demek. Örneğin sinir bozucu ve farklı cihazların arayüzünde bambaşka görünen emojiler artık yok. Daha “evrensel” emojilere geçmiş bulunuyoruz. Yeni emojilerin yanı sıra cihaz klavyesinin de yeteneklerini artırmayı ihmal etmemiş. Samsung zaten genel olarak trendleri yakalamakta çok gecikmiyor ve sıkı da takip ediyor açıkçası. Örneğin klavyeye entegre “çıkartmalar” özelliği var cihazda. Bu özellik sadece Samsung kullanıcıları içinde sınırlı tutulmamış. Klavyede mevcut bulunan çıkartmaları Facebook’ta, Twitter’da, WhatsApp’ta, aklınıza gelebilecek hemen her yerde kullanabilirsiniz. Geliştiriciler tarafından yenilerinin de ekleneceği belirtilirken kendi özel çıkartmanızı da AR Emoji özelliğiyle yapabiliyorsunuz. Avatarınızı oluşturduktan sonra cihaz size bir grup çıkartma sunuyor. Bunun da geliştirileceği söyleniyor. Biz klavyeye dahil edilmiş bu özelliği açıkçası çok sevdik. Performansa gelince önce teknik detayları bir yazalım ki aradan çıksın. Cihazda 10nm, 64-bit, sekiz çekirdekli işlemci yer alıyor. İşlemci gücü 6 GB RAM ile desteklenmiş. Bizim incelediğimiz modelin hafızası 64 GB’tı ama 128 GB ve 256 GB alternatifleri de mevcut. 400 GB’a kadar da microSD destekliyor. Kağıt üzerindeki özelliklerden bahsettiysek şimdi asıl meseleye gelelim. Cihazı bu aralar hayli popüler olan PUBG Mobile ile test ettik ve akıcı bir deneyim aldık. Performans açısından hayli başarılı bulduğumuz cihaz sadece PUBG Mobile’da araba sürerken hızlı görüntü yenileme sahnelerinde ufak fps kayıpları yaşadı. Genel olarak baktığımızda performans açısından üst noktada konumlandırabileceğimiz bir cihaz olmuş. Ancak elbette bu cümlelerin sonrasında bir ama gelir. O ama Galaxy S9+ için pil performansında geliyor. 3.500 mAh gücünde bir pile sahip olan Galaxy S9+’ın pili cihazı gün içinde aktif kullanıyorsanız bir tam günü çıkarabilir mi emin değiliz. Tam şarj olduktan sonra kullanmaya başladığımız cihazla gün içinde fotoğraf çekimi, video çekimi, sosyal medyada takılma, e-posta cevaplama, oyun oynama gibi bir günde standart bir kullanıcının yapabileceği eylemleri gerçekleştirdiğimizde günün yarısında şarjımız yüzde 30-35 seviyesine inmişti. Pil mevzusu kullanımdan kullanıma göre değişir elbette ancak yine de bizim kullanım sıklığımızda cihaz çabuk tükendi gibi. “Neyse ki hızlı şarj özelliği var!” demeden edemedik. Cihaz gerçekten çok hızlı şarj oluyor. Kablosuz şarjı da elbette destekliyor. AKILLI TARAMA NE KADAR AKILLI? Galaxy S9+’ı kullanırken özellikle parmak izi yerine yeni Akıllı Tarama özelliğine ağırlık verdik. Çünkü parmak izi sensörü her zamanki gibi gayet hızlı ve iyi çalışıyor. Akıllı Tarama ise bizim için önemliydi çünkü rakibe verilen bir cevap aynı zamanda bu özellik. Öncelikle en başta şunu belirtelim eğer gözlük kullanıyorsanız canınız hayli sıkılacak. Akıllı Tarama hem yüz hem de iris taraması yapıyor. Telefonun ekranını o şekilde açıyor. Rakibe kıyasla ekranın daha yavaş açıldığını gözlemlememizin yanında ilginç mecburiyetler de yaşadık. Hem numaralı gözlük hem de gözlüksüz test ettiğimiz Akıllı Tarama özelliği eğimli kullanımda ne yazık ki bir türlü tarayamadı. Eğimden kastımız yürürken telefonu elinizde hafif eğimli tutup kafanızı aşağı indirerek cihaza baktığınız o düzlem. Önce gözlük yüzünden olduğunu düşünmüştük ancak gözlüksüz de aynı sonucu alınca pes ettik. Öte yandan cihazı dik tutarsanız ekran hemen açılıyor. Zaten “cihazı dik tutun” uyarısını da sık sık veriyor. Ancak bu doğal bir kullanım değil ne yazık ki. Küçük bir detay ama kullanımı etkiliyor, sinirleri bozuyor. Ayrıca çeşitli koşullarda yine akıllı taramanın bizi tanımakta zaman zaman zorlandığını fark ettik. Bu noktada rakibin gerisinde gibi görünüyor. AR EMOJI Herkesin merak ettiği o konuyu da kamera yeteneklerine geçmeden aradan çıkaralım. AR Emoji, Samsung’un rakibe verdiği bir diğer cevap olmuş. Sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim, sistem rakip kadar iyi değil. Bunu itiraf etmek gerekiyor. Öncelikle sistemin nasıl çalıştığını anlatalım; ön kamera kullanarak kendi selfie’nizi çekiyorsunuz. Sistem sizi otomatik olarak bir emojiye dönüştürüyor. Bu emojinin yüz ifadelerini ön kamerayla değiştirebiliyorsunuz. İnternette kullanıcıların bir kısmının yaratılan emojinin onlara benzemediği konusundaki yazılarını gördük. Ancak bizim durumumuzda bu yaşanmadı. Test sırasında yaratılan emoji bize fazlasıyla benziyordu. Bizim ana sorunumuz bu olmadı. Bizim için asıl sorun emojinin yüz ifadelerinin rahatsız ediciliği. Öncelikle malum rakiple tamamen farklı bir teknoloji kullanıldığı konusunun altını çizelim. Bu da elbette ifadeleri yansıtmaktaki başarısızlığın sebebini biraz açıklıyor. Birincisi karakterlerin anlamsız bir şekilde vücutları var. Koca kafalı küçük vücutlu karakterler Bitmoji’den fırlamış gibi görünüyor. Buna alışsanız dahi AR Emoji’de video kaydederken kafanızı oynattığınızda karakterin tüm vücuduyla oynamasına asla alışamıyorsunuz. Örneğin ileri geri kafa sallamasını beklediğiniz karakter tüm vücudunu sallıyor. Ortaya haliyle garip bir durum çıkıyor. Kızgın, şaşkın, gülen ifadeler de ne yazık ki başarısız. Özellikle dudakların hareketi, yersiz titremeleri çok rahatsız ediyor. Daha da önemlisi sevimli değiller. Bu arada yine gözlükleriniz varsa bu alanda da biraz sıkıntı yaşayabilirsiniz. Emojilerle ifadeler oluştururken gözlüksüz kullanmanızı tavsiye ederiz. AR Emojiler’in en beğendiğimiz yanı klavyeye entegre çıkartmalar oldu. İfadeleri her sosyal ağda kullanmak büyük eğlence. Ayrıca canlı şekilde yüz ifadesi yaparken yaşanan garip görsellik çıkartmalarda yer almıyor. Kısacası AR Emoji daha iyi olabilirdi demeden kendimizi alamıyoruz. DİYAFRAMI AYARLAMA ÖZGÜRLÜĞÜ Gelelim kameraya. Samsung’un bu cihazdaki en iddialı olduğu alan kamera. Bu konuda da haksız sayılmaz. Zira gerçekten çok keyifli bir kamera teknolojisiyle geliyor cihaz. Telefonun arkasında biri geniş açı diğeri telefoto olmak üzere 12 megapiksel çözünürlük sunan 2 kamera yer alıyor. Telefoto kamera f2.4 diyaframda sahip. Alametifarika ise geniş açıda. Geniş açı sunan kamera diyagramı f1.5 ve f2.4 arasında ayarlayabiliyor. Peki bu ne demek? Diyafram değeri düştükçe diyafram açıklığı artar. Bu da cihazın daha fazla ışık alması demektir. Cihaz daha fazla ışık alırsa düşük ışıkta daha aydınlık kareler çekebilir. Bu noktada otomatik çekim yapıyorsanız ve nispeten karanlık bir noktadaysanız cihaz buna otomatik olarak karar verip diyaframı f1.5’e alıyor ve daha aydınlık bir kare elde ediyorsunuz. Manuel modda bu değeri elinizle ayarlayabilir, hatta değiştirirken telefonu çevirip kameraya bakarsanız diyaframın nasıl açılıp kapandığını görebilirsiniz. Cihaz gün ışığında zaten harikalar yaratıyor. Ancak düşük ışıkta f1.5’in kesinlikle yardımı olmuş. Tabii yine de “inanılmaz net” kareler çektiğini söylemek mümkün değil. Ortam ışığına bağlı şekilde gren oluşumu kaçınılmaz oluyor. Biraz cihazın yemek modundan bahsedelim. Yemek modunda çekim yapıyorsanız cihaz çok fazla kontrast veriyor. Şüphesiz çektikleriniz çok canlı görünüyor ama bazen fazla kontrast yüzünden sahteleşebiliyor. Arka plana bokeh efekti veren canlı odak modunda da pek bir değişim olmamış. Çekim sırasında ayarlayabildiğini derinlik etkisi gayet iyi çalışıyor. Bizim favorimiz ise süper ağır çekim elbette. Cihazın bu konuda oldukça başarılı bir algoritma oturttuğunu düşünüyoruz. Daha önce Sony’de test ettiğimiz bu özellikte istediğimiz yavaş çekim anını yakalamakta zorlandığımızı belirtmiştik. Samsung bu konuda kullanıcıyı hiç yormuyor. Ekranın ortasına bir kare yerleştiren cihaz, o kare içinde hareket olduğu an otomatik olarak süper yavaş çekimi başlatıyor. Böylelikle istediğiniz anı yakalamak kolaylaşıyor. Öte yandan elbette manuel kontrol de sağlayabilirsiniz. Bizim canımızı sıkan nokta tabii çözünürlük oldu. 960 fps’de yapınca çekimi çözünürlük HD’de kalmış. Ve Quad HD+ bir ekranda bu hiç hoş görünmüyor. Tabii isterseniz 240 fps’de 1080p çekim de yapabilirsiniz. 30 veya 60 fps’de 4K video da kaydedebilen cihazın stabilizasyonu ise beklentilerimizin üzerinde. Özellikle vlog çekmeyi sevenleri memnun edecek seviyede diyebiliriz. Ayrıca çekimlere GIF yapma, Boomerang benzeri anlar yakalama gibi eğlenceli düzenlemeler de yapılabiliyor. Arka kameranın sayısız özelliğinde kaybolmuşken ön kamerayı da unutmayalım. 8 megapiksel çözünürlük sunan ön kameranın diyafram açıklığı f1.7. Samsung’un “Selfie Odağı” ismini verdiği portre moduna da sahip olan kamera oldukça başarılı işler çıkarıyor. Sosyal medya tutkunlarını memnun edecek olan ön kamera düşük ışıkta ortalama bir performans sergiliyor. Kısaca biraz Bixby’den de bahsedelim. Esasen bu özellik yeni değil ancak hazır konu kameradan açılmışken Samsung’un asistanının çevri özelliğini söylemeden olmaz. Kamera arayüzünün sol alt kısmında yer alan Bixby Vision özelliği kameraya yeni yetenekler katıyor. Kamera ile anlık çeviri yapabilen Bixby'nin Türkçe çeviri yeteneklerinin çok tatmin edici olduğunu söyleyemeyeceğiz. 5.199 TL’den başlayan fiyatlarla satışa sunulan Samsung Galaxy S9+ çok güçlü ve çok yetenekli bir cihaz olmuş. Detaylara inince ise bazı özellikleri olmasa da olurmuş demeden edemiyoruz. DETAYLAR Ekran 6,2 inçlik dev ekran 18,5:9 en-boy oranına sahip. AR Emoji Galaxy S9+'ın yeni eğlencesi kendi emojinizi yaratabildiğiniz AR Emoji. Değişen diyafram Cihazın arka kamerasının diyaframı değişerek düşük ışıkta yüksek performans sunuyor. Akıllı tarama Hem yüz hem de gözünüzü tarayarak daha korunaklı bir deneyim mümkün. Renk seçenekleri Cihaz Gece Siyahı, Leylak Moru ve Titanyum Grisi olmak üzere üç farklı renkle geliyor. Stereo hoparlör Stereo hoparlörler sayesinde daha başarılı bir ses deneyimi sağlıyor. TEKNİK ÖZELLİKLER VE PUANLAMA