Seat için geçtiğimiz süreçte ipuçları verilen radikal dönüşüm hamlesi, İspanyol üreticiyi bildiğimiz rolünden vedaya götürecek.
Otomobil dünyasını yakından takip edenler, son yıllarda elektrik dönüşümüyle birlikte gelişen ve yeniden şekillenen dinamikleri şaşırtıcı bir şekilde izliyor demektir. Yeni markaların hayatımıza girdiği, geleneksel üreticilerin içten yanmalı motorlarda veda etme çalışmaları ve Uzak Doğulu üreticilerin Avrupa’ya akını bu sürecin sadece öne çıkan birkaç maddeleri arasında. Çatı grupların aldıkları radikal kararlarla adeta kaderleri yeniden çizilen üreticiler konusunda da bu süreç Polestar ve Cupra gibi örnekler üzerinden çok ciddi değişimleri karşımıza çıkarttı. Geleneksel motorlara veda için işaret edilen 2030’a kadar benzer gelişmeleri beklediğimiz bu değişimlerden birisi de Seat için kapıda. Bir süredir CEO düzeyindeki açıklamalarla mesajları verilen detaylarda, İspanyol markanın bildiğimiz tipte otomobil üretimine son vermesi kuvvetle muhtemel.
Yukarıda sizlere bahsettiğimiz “CEO düzeyinde verilen mesajlar” ibaresinin ana fikrinde Seat’ın 2030 sonrası dönemde bir mobilite markasına dönüşme dinamikleri öne çıkıyor. Renault’da Mobilite markası örneğinde de gördüğümüz gibi bu dönüşümün sonunda İspanyol üreticiyi sadece şehir içi ulaşım odağında elektrikli araçlar üreten bir organizasyona dönüşmüş şekilde görebiliriz. Seat’ın geçtiğimiz yıllarda elektrikli motosiklet ve Renault Twizy tipinde elektrikli araçlar sunduğu “Mo” markası aslında bu noktada doğrudan içeriden bir örnek konumunda.