The Devil’s Daughter, oyun size bir noktada yeni bir mekanik öğretiyor. Bu mekaniği kullanarak vakada ilerledikten sonra oyun bir anda bunu unutuyor ve yepyeni bir mekanik sunuyor. Mesela bir vakayı gizlilik ögelerini kullanarak çözerken, bir başkasında platform temalı bulmacalarla karşılaşıyorsunuz. İşte bu çeşitlilik, her davayı ayrı bir keyif ve dahası kendi içinde ayrı bir oyun haline getiriyor.
Tabii ki bu değişkenlik sonuca ulaşmak adına kullandığımız mini oyunlarda kendisini gösteriyor. Araştırma, delil toplama, sorgulama ve yargıya varma süreçleri temelde hep aynı kalıyor. Özellikle Sherlock dizisinde çok iyi yansıtılmış olan ve neredeyse doğaüstü bir yetenek imajı veren Holmes’ün gözlem yeteneği burada da çok iyi bir şekilde işlenmiş. Normal insanların gözünden rahatlıkla kaçabilecek detayları Holmes’un yakalama sistemi, bizi de sürecin bir parçası haline getirmekte zorlanmıyor. Tüm işi kendisi yapıp bize yalnızca sonucu verseydi sanıyoruz ki bu denli keyif vermezdi.
İNSAN SARRAFI
Örneğin sorgulama mekaniğinde, karşınızdaki kişi ile iletişim kurarken bir yandan da onunla ilgili bir karakter profili oluşturuyorsunuz. Karşınızdaki kişinin vücudunda yer alan özellikleri, kıyafetlerinin durumunu veya saçının şeklini inceleyerek geçmişi ve karakteristik yapısına yönelik sonuçlara ulaşıyorsunuz. Bazı parçaları direkt olarak Holmes yorumluyor. Özenle dikilmiş bir kıyafet yamasına bakarak; “Ailesi tarafından değer gören bir çocuk” sonucuna ulaşıyor mesela.
Ancak bazı parçalarda ise oyun ulaşılacak sonucu size bırakıyor. Bilekte gördüğünüz çiziklerin bir kaza sonucu mu yoksa intihara teşebbüs mü olduğuna siz hüküm veriyorsunuz ve karakter profili buna göre şekilleniyor. Bu profiller önemli çünkü sorguladığınız kişinin söylediklerindeki tutarsızlıkları ancak bu sayede yakalayabiliyorsunuz. Delil toplama sürecinde ise çok daha klasik yollara başvurulmuş. Alıştığımız macera oyunu dinamikleriyle point & click tadında ilerliyoruz. Buraya özel olan kısımsa, Arkham serisinde Batman’in sahip olduğu gibi bir dedektif görüşünün bulunması. Bu görüş sayesinde etrafta bulunan etkileşime geçilebilecek noktaları rahatlıkla tespit edebiliyoruz. Açıkçası bu kısımların bir Sherlock uyarlamasına göre zayıf kaldığını düşünüyoruz. Diğer kısımlarda olduğu gibi yapımcı ekip burada da daha yaratıcı olabilirdi sanki.