Kafamızı nereye çevirsek bir Sherlock adaptasyonuna denk geldiğimiz zamanlardayız. Yalnızca günümüzde değil, geçmişte de uyarlaması belki de en fazla yapılan karakter oldu. İzlemesi keyifli olsa da, Holmes’a has çözüm sürecinin bir parçası olmak apayrı bir heyecan gerçekten de Robert Downey Jr. Sherlock Holmes karakterine büründüğünde harika bir işçilik ortaya koymuştu. Pek çokları için yıllardır beklenen adaptasyon sonunda gerçekleşmişti, artık bundan daha iyi bir Sherlock yaratılamazdı. Nasıl da yanıldılar… BBC, Steven Moffat’ın önderliğinde bir Sherlock hazırlayıp, başrol için de Benedict Cumberbatch’i tercih ettiğinde sonucun bu kadar inanılmaz olacağını öngörmüş müydü bilemiyoruz. Lakin şurası kesin ki, Cumberbatch’in tam anlamıyla yaşayarak hayat verdiği Sherlock inanılmaz bir başarı yakaladı. Şu an bu markanın akıl almaz bir hayran kitlesi varsa bunun sebebi kesinlikle Benedict oldu. Ki bunun yanında Elementary gibi bir Amerikan adaptasyonu ve House MD gibi konuya farklı açıdan yaklaşan bir uyarlaması da bu markayı günümüze taşımakta önemli rol üstlendi. İşin oyun tarafında ise, Ukraynalı Frogwares firması uzun yıllardır bu ismin altında ezilmeme mücadelesi veriyor aslında. AİLE BABASI HOLMES 2000 yılında kurulmuş ve ilk oyununu 2002 yılında Sherlock Holmes: Mystery of the Mummy ile yayınlamış Forgwares firmasının, Ukrayna gibi sektörde küçük paya sahip bir ülkeden bunca senedir aynı markayı başarıyla sürdürmesi takdir edilesi bir durum. Yıllar içinde Sherlock Holmes ismini taşıyan pek çok oyun yayınladılar ve bunlardan bazıları gerçekten üst düzey kaliteye sahipti. Son olarak 2014 yılında Crimes and Punishments ile de takdir toplayan ekip, şimdi de serinin en son oyunu The Devil’s Daughter’la karşımızda. Eğer serinin önceki oyunlarını oynamadıysanız merak etmeyin, bu durum oyundan keyif almanıza engel oluşturmuyor. Genç ve dinamik bir Sherlock güzellemesi olan Devil’s Daughter, daha önce görmediğimiz Holmes vakalarına odaklanmasıyla da dikkat çekiyor. Hatta öyle ki, bu hikayede Holmes’ün bir kızı dahi var. Ailevi ilişkileri her daim sorun olmuş Sherlock’un bir baba figüründe karşımıza çıkması gerçekten hoş bir sürpriz oldu. Pek çoğunuz bunun karakterin bütünlüğüne zarar vereceğini düşünebilir ancak ikili arasındaki ilişki tam da Holmes’e yakışır bir tonda yansıtılmış. Oyunda beş farklı vaka bulunuyor ve bunlardan ilk dördü birbirinden bağımsız ayrı öyküler olsa da, en sonda birleşerek doğrudan Holmes’ü ilgilendiren son bir vakayı oluşturuyor. Her birini 2 ila 3 saat arasında tamamlamak mümkün ve bu da toplamda oldukça tatmin edici bir oyun süresi anlamına geliyor. “Zaten hazırda çıkmış pek çok Sherlock Holmes oyunu var, burada da beş farklı vaka bulunuyor, devamlı aynı şeyleri yapmak sıkmayacak mı?” diye sorabilirsiniz. Yapımcı ekip bize göre buna harika bir çözüm getirmiş. Her vakanın odaklandığı öykü farklı olduğu kadar, işleyişi ve oyun dinamikleri de değişkenlik gösteriyor. SANKİ HEPSİ FARKLI BİR OYUN The Devil’s Daughter, oyun size bir noktada yeni bir mekanik öğretiyor. Bu mekaniği kullanarak vakada ilerledikten sonra oyun bir anda bunu unutuyor ve yepyeni bir mekanik sunuyor. Mesela bir vakayı gizlilik ögelerini kullanarak çözerken, bir başkasında platform temalı bulmacalarla karşılaşıyorsunuz. İşte bu çeşitlilik, her davayı ayrı bir keyif ve dahası kendi içinde ayrı bir oyun haline getiriyor. Tabii ki bu değişkenlik sonuca ulaşmak adına kullandığımız mini oyunlarda kendisini gösteriyor. Araştırma, delil toplama, sorgulama ve yargıya varma süreçleri temelde hep aynı kalıyor. Özellikle Sherlock dizisinde çok iyi yansıtılmış olan ve neredeyse doğaüstü bir yetenek imajı veren Holmes’ün gözlem yeteneği burada da çok iyi bir şekilde işlenmiş. Normal insanların gözünden rahatlıkla kaçabilecek detayları Holmes’un yakalama sistemi, bizi de sürecin bir parçası haline getirmekte zorlanmıyor. Tüm işi kendisi yapıp bize yalnızca sonucu verseydi sanıyoruz ki bu denli keyif vermezdi. İNSAN SARRAFI Örneğin sorgulama mekaniğinde, karşınızdaki kişi ile iletişim kurarken bir yandan da onunla ilgili bir karakter profili oluşturuyorsunuz. Karşınızdaki kişinin vücudunda yer alan özellikleri, kıyafetlerinin durumunu veya saçının şeklini inceleyerek geçmişi ve karakteristik yapısına yönelik sonuçlara ulaşıyorsunuz. Bazı parçaları direkt olarak Holmes yorumluyor. Özenle dikilmiş bir kıyafet yamasına bakarak; “Ailesi tarafından değer gören bir çocuk” sonucuna ulaşıyor mesela. Ancak bazı parçalarda ise oyun ulaşılacak sonucu size bırakıyor. Bilekte gördüğünüz çiziklerin bir kaza sonucu mu yoksa intihara teşebbüs mü olduğuna siz hüküm veriyorsunuz ve karakter profili buna göre şekilleniyor. Bu profiller önemli çünkü sorguladığınız kişinin söylediklerindeki tutarsızlıkları ancak bu sayede yakalayabiliyorsunuz. Delil toplama sürecinde ise çok daha klasik yollara başvurulmuş. Alıştığımız macera oyunu dinamikleriyle point & click tadında ilerliyoruz. Buraya özel olan kısımsa, Arkham serisinde Batman’in sahip olduğu gibi bir dedektif görüşünün bulunması. Bu görüş sayesinde etrafta bulunan etkileşime geçilebilecek noktaları rahatlıkla tespit edebiliyoruz. Açıkçası bu kısımların bir Sherlock uyarlamasına göre zayıf kaldığını düşünüyoruz. Diğer kısımlarda olduğu gibi yapımcı ekip burada da daha yaratıcı olabilirdi sanki. KUSURLARI DA YOK DEĞİL Tüm bu araştırma ve soruşturma süreçlerinin sonundaysa oyun bir karara varmamızı bekliyor. Sherlock’un zihin sarayında gerçekleşen bu sonuca ulaşma süreci, topladığımız tüm verileri bir araya getirme üzerine kurgulanmış. Noktaları doğru bir şekilde birleştirerek, şüpheli birkaç isimden hangisinin suçlu olduğuna hüküm veriyoruz. Bu kısım bizce çok başarılı işlenmiş. Karar verme noktasında yaşanan moral gitgeller, gri tonlarında gezinen karakterler ve bir insanın kaderinin elimizde olması hissiyatı güçlü bir şekilde yansıtılmış. Keşke oyunun her yönü bu denli güçlü olabilseydi tabii. Maalesef en büyük sıkıntılar işin teknik tarafında kendisini gösteriyor. Haddinden uzun yükleme süreleri, ani kare düşüşleri ve optimizasyonda hissedilen diğer sıkıntılar oyun keyfinizi biraz baltalıyor. Grafikleri zaten muazzam olmayan bir yapımda bu denli teknik aksaklıkların bulunmasını biraz garipsediğimizi söylemeliyiz. Haritanın tamamını zaten kullanıma sunmuyorsun, gezebileceğin kısımlar son derece kısıtlı, bu denli neyi yüklüyor olabilirsin ki yani? HOLMES OLSUN ÇAMURDAN OLSUN Son yıllarda pek çok farklı Sherlock performansı gördüğümüzden, hangisinin lezzeti kimi yakalıyor bunu söylemek güç. Oyunda da araklama olmayan, kendine has bir Sherlock performansı bulunuyor. Ne Downey Jr. kadar cıvık, ne de Cumberbatch kadar kibirli. Daha ortalarda, daha tadında bir Sherlock var oyunda. Biz karakteri başarılı bulduk. Oyunu da genel anlamda beğendiğimizi söyleyebiliriz. Elbette eksikleri bulunuyor ancak karakteri ve seriyi seviyorsanız bunları dert edeceğinizi pek düşünmüyoruz. DETAYLAR Oyunda Holmes’ü pek çok farklı kıyafetle donatabiliyoruz. Davaları çözerken isterseniz klasik Sherlock görünümünü tercih edin, isterseniz de sabahlıkla sokaklarda koşturun. Topladığınız tüm ipuçlarının sonucunda olayla ilgili bir hüküm vermeniz gerekiyor. Sherlock’un zihninde gerçekleşen bu hüküm süreci bize göre oyunun en iyi yanlarından. İletişim kurduğumuz karakterlerle ilgili profil oluşturma kısmında yapımcı ekip, normalde düşünmeyeceğimiz şeyleri düşündürtebilmesiyle alkışı hak etmiş. Delil toplama, mimik okuma, yalanın kokusunu alma vs. her şey tamam ama kütük üzerinde düşmeden ilerlemeye çalışmak da olmasın bir zahmet Sherlock oyununda… PUANLAMA