2015'ten bu yana yeni bir iPad mini modelini ortaya çıkarmayan Apple, nihayet popüler modelin beşinci jenerasyonuyla karşımızda. Ciddi bir dönüşümden geçen yeni nesil iPad mini, ne yazık ki bazı alışkanlıklardan kurtulamıyor. Apple, uzun zamandır bir yenisini tanıtmadığı iPad mini modelinin yeni versiyonuyla karşımızda. Ailenin beşinci üyesi test merkezimizi ziyaret ederken, yokluğunda pek çok özellik kazanmış. Neslinin dördüncüsü olan son iPad mini’yi 2015’te çıkaran Apple, 4 yıllık bu arada “Pro” modellere odaklandığını düşündürürken bizi biraz gafil avladı. Boyutlarıyla pek çok kullanıcının tercihi olan iPad mini, aslında boyundan büyük özellikler sunduğu için hayli sevilen tablet modelleri arasında başı çekiyordu. Peki geçen dört yıllık süreçte, dördüncü nesilden beşinci nesile geçerken nasıl yenilikler geldi; neler aynı kaldı? Gelin biraz irdeleyelim. ESKİ BİR DOST Beşinci jenerasyon iPad mini için biraz karmaşık duygulara sahibiz. Bunun en önemli sebebi ise iPhone X ile veda ettiğimiz ana ekran tuşu ve bir süredir 12,9 inçlik iPad Pro’yu kullanıyor olmamız aslında. Hayatımızdaki bu küçük değişiklikle beraber artık Apple’ın yeni tasarım vizyonuna alışmışken, iPad mini’yi kutudan çıkardığımızda eski bir dostumuz bizi ziyarete gelmiş gibi hissettik. Hatta klasik tasarımı bünyesinde barındıran iPad mini’nin bizde nostaljik hisler uyandırdığını bile söyleyebiliriz. Kenarlarda ince, altta ve üstte ise kalın çerçevelerle sarmalanmış 7,9 inçlik ekran ve ekranın hemen altında parmak izi sensörlü ana ekran tuşu ikonik tasarımı yansıtıyor yansıtmasına ancak artık çerçevesiz tasarım devrini de başlatmış bulunuyoruz. Her ne kadar iPad mini’nin pratikliği ve rahatlığını özlesek de bu “değişmeyen tasarım” ne yazık ki sanki eski cihazımızı kutusundan çıkarıp kullanmaya karar vermişiz gibi bir his yaratıyor. Tabii bu tamamen tasarımın yarattığı algı. iPad mini’yi bir canavar gibi işleten donanımdan birazdan bahsedeceğiz. Tahmin edeceğiniz gibi cihazın tasarımı sürprizsiz. Hatta kaldırılması olay olan 3,5 mm’lik kulaklık girişine dahi sahip iPad mini. Gümüş, Uzay Grisi ve Altın renk seçenekleri sunan tabletin bizde Uzay Grisi modeli bulunuyor. Cellular modeli 308 gram olan tablet taşınabilirlik konusunda neredeyse rakip tanımazken 6,1 mm’lik gövdesiyle de beğenimizi kazandı. iPad mini, sürekli hareket halinde olup işlerinden de geri kalmak istemeyenleri tatmin edecek bir tasarıma sahip desek yanılmış olmayız. Tabii klasik ve sade bir şıklık sunan cihazın tasarımında yeni iPad Pro’ların çerçevesiz ekranını görmek isterdik açıkçası. Ancak alışkanlıklarımızı bir kenara bırakıyoruz ve yenilenen cihazın keyfini sürmeye başlıyoruz. GÜÇLÜ DONANIM iPad mini, geçmişte olduğu gibi 7,9 inçlik bir ekranla geliyor. Retina ekranında 2048x1536 piksel çözünürlük sunan cihaz geçmiş modellerde olduğu gibi bir kez daha ekran performansıyla beğenimizi kazanıyor. Selefine kıyasla yüzde 25 daha parlak olan ekran dizi veya film izlerken, oyun oynarken ya da en temel şekilde çalışırken dahi memnun edecek bir deneyim sağlıyor. True Tone desteği de sunan cihaz, boyutlarının da yardımıyla bir e-kitap gibi de kullanılabiliyor. Günlük kullanımda hayli pratik olduğunu söyleyebiliriz. Zaten pek ağırlık yapmayan cihazla toplu taşıma koşuşturmacası içinde kitabımızı da okumayı ihmal etmedik. Cihazda Neural Engine destekli A12 Bionic çip yer alıyor. 64 bit mimari üzerine kurulu olan işlemciye tümleşik M12 yardımcı işlemci eşlik ediyor. Beşinci nesil iPad mini hayli iyi çalışıyor. Özellikle oyun deneyimini ayrı beğendik. Cihaz için tasarlanmış Smart Cover ve uyumlu bir kumanda ile cihazı adeta mobil oyun canavarına dönüştürebilirsiniz. Mobil Skyrim ve PUBG ile test ettiğimiz tablet oyun deneyimi konusunda beğenimizi fazlasıyla kazanıyor. iOS 12 ile gelen cihaz elbette başka avantajlar da sunuyor. Çoklu ekran deneyimini test ettiğimiz cihazda örneğin Procreate uygulamasında çizim yaparken bir yandan da YouTube’da çizim dersleri izleyebiliyorsunuz. Gmail’in ekran bölme özelliğini desteklememesi ise sinir bozucu. Google’ın en kısa sürede bir güncelleme ile bu sorunu çözmesi gerekiyor. Gmail uygulamasında yine çoklu ekranı kullanabiliyorsunuz, ancak ekrana yerleştireceğiniz ikinci uygulama ek pencere şeklinde görünüyor. Çoklu ekranı destekleyen uygulamalarda ise ekran ikiye bölünüyor, hangi uygulamanın ne kadar yer kaplayacağını seçebiliyorsunuz. Gmail uygulamasını özellikle belirtme sebebimiz, tabletin sürükle bırak deneyimini desteklemesi. Örneğin çektiğiniz bir fotoğrafı e-posta ile göndermek istiyorsunuz, tek yapmanız gereken galeriden fotoğrafı seçip, sürükleyerek e-posta içine bırakmak. Hatta Fotoğraflar uygulamasını çoklu ekranla açmanıza bile gerek yok. Fotoğraflar uygulaması açıkken dock’u harekete geçirebiliyorsunuz. Fotoğrafı seçip basılı tutarken dock’u harekete geçirip Gmail uygulamasını açabilir ve sürüklemeye devam ettiğiniz fotoğrafı doğrudan atabilirsiniz. Tüm bu uygulamalarda çoklu ekran, sürükle bırak deneyimlerinin sistemi hiç yormadan akıcı bir şekilde çalışması ise cihazın gücünü öne çıkaran detaylardan. Bir başka sevdiğimiz özellik ise Kestirmeler. Tabletin yeteneklerini hiç olmadığı kadar artırmak mümkün. iPad mini’de Adobe uygulamalarının da çok başarılı şekilde çalıştığını belirtelim. Photoshop CC’nin tam sürümünü ise hala bekliyoruz ne yazık ki. İşlemci gücü aynı zamanda AR uygulamalarını da sonuna kadar destekliyor. Bu alanda da akıcı bir deneyim elde etmek mümkün oluyor. Yani karşımızda eğlenceden eğitime geniş bir alanda kullanılabilecek mini bir tablet çıkıyor. APPLE PENCIL DESTEĞİ iPad mini’deki en büyük değişikliklerden biri Apple Pencil desteği. Ancak ne yazık ki yeni Apple Pencil’ı değil eski modeli destekliyor. Bunun en önemli sebebi ise iPad mini’nin tasarımındaki değişmezlik. Yeni Apple Pencil, iPad Pro’nun üzerinde bulunan magnetik kablosuz şarj bölgesinden şarj oluyor. Eski Apple Pencil’ın ise arkasındaki başlık çıkıyor ve tabletin Lightning girişinden şarj ediliyor. Açıkçası bunun çok doğru bir tasarım hamlesi olduğuna inanmıyoruz. Neyse ki eski Apple Pencil’ın kutusundan kablo ile şarj edebilmek adına mini bir aparat çıkıyor. Apple Pencil desteği ise cihazın kullanım alanını hiç olmadığı kadar değiştiriyor. Örneğin bir tasarımcı için iPad mini, eskiz defterinin yerini kolaylıkla alabiliyor. Eskiz kelimesi sizi yanıltmasın, iPad mini ile elbette esaslı tasarımlar da gerçekleştirebilirsiniz rahatlıkla. Bu noktadaki tek dezavantaj belki 7,9 inçlik ekranın küçük kalması olabilir. Tabii bir de yeni nesil iPad Pro gibi Type C ile gelmediği için ikinci bir ekrana bağlanarak çalışma sistemi iPad mini'de yer almıyor. Not almaktan çizim yapmaya pek çok alanda kullanabileceğiniz Apple Pencil desteği büyük bir artı olmuş. Ancak Apple Pencil’ın gelip Smart Keyboard desteğinin gelmemesi bir parça üzdü. Klavye desteği özellikle yazı odaklı işler yapan kullanıcılar için harika bir eklenti olurmuş. Tabii Bluetooth destekli üçüncü parti klavyeler de işinizi rahatlıkla görecektir. iPad mini aynı zamanda 8 MP arka kamera 7 MP de FaceTime HD kamera ile geliyor. FaceTime kamerayı daha çok kullandık açıkçası. Tabletle fotoğraf çekmek hala bir parça garip geliyor. Ancak iPad mini en azından daha kompakt boyutlara sahip olduğu için diğer modellerdeki kadar kötü görünmüyor. Yeterli ışıkta arka kamera ile iyi kareler yakalamak mümkün. Düşük ışıkta ise performans azalıyor. Ancak cihazın odak noktasının fotoğraf çekimi olmadığı düşünülürse fazlasıyla yeterli olduğunu söyleyebiliriz. Cihazın pil yönetimi de beğenimizi kazanan detaylar arasındaydı. Tüm gün kurcaladığımız, çizim yaptığımız, oyun oynadığımız cihaz bizi gün içinde yarı yolda bırakmadı. Ortalama bir kullanımda günü çok rahat çıkarabileceğini söylemek yanlış olmaz. Günün sonunda iPad mini sürekli hareket halinde olan kullanıcıları cezbedecek kompakt ve güçlü bir cihaz diyebiliriz. Apple Pencil desteği ise kesinlikle hitap ettiği kitleyi genişletmiş. Diziyse dizi, çizimse çizim, çoklu uygulama desteğiyle destek derken iPad mini 7,9 inçlik ekranına pek çok çözüm sığdırıyor. DETAYLAR Apple Pencil desteği Cihazdaki en dikkat çekici güncelleme kesinlikle Apple Pencil desteği. Aynı anda iki iş Cihaz aynı anda iki uygulama çalıştırarak çok daha etkili bir çalışma alanı sağlıyor. Kompakt 7,9 inç Retina ekranla gelen iPad mini, 308 gram ağırlığıyla taşınabilirliği öne çıkarıyor. Güçlü donanım A12 Bionic çiple gelen cihaz güçlü donanımıyla yüksek performans vadediyor. AR deneyimi Neural Engine’a sahip A12 Bionic çip AR deneyimini de akıcı bir şekilde yaşatıyor. Kameralar Cihazda 8 MP arka kamera ve ise 7 MP FaceTime HD kamera yer alıyor. TEKNİK ÖZELLİKLER VE PUANLAMA