Eğer tatillerinizde yurt dışına çıkmayı ya da ana yollar dışına çıkıp kaybolmayı seviyorsanız, GPS yanınıza alacağınız fotoğraf makinesinde aradığınız özelliklerden biri olacaktır. HX7V fotoğraflarınıza konum bilgisini de ekleyerek çektiğiniz fotoğrafa yıllar sonra bile baksanız, nerede çektiğinizi hatırlamanıza yardımcı oluyor. Bu özellik tabii ki yalnızca anıları canlandırmaya yardımcı olmakla kalmıyor. Yeniden aynı yeri ziyaret etmek istediğinizi ya da bir arkadaşınıza tarif etmek istediğinizi düşünün. Böyle durumlarda HX7V ile çektiğiniz fotoğraflar bir yol haritasına dönüşüyor. Elbette fotoğrafı çekerken GPS’in açık olduğuna emin olmanız gerekiyor. GPS’in pil tüketimini artırdığını hatırlatmakta da fayda var. GPS sinyali yalnızca açık alanlarda alınabildiği için, HX7V’nin GPS özelliğinin diğer tüm GPS uyumlu cihazlarda olduğu gibi yalnızca üzeri açık alanlarda kullanılabiliyor. Fotoğraf çekerken ekranda GPS sinyalinin alınıp alınamadığı görülebiliyor. Bazen GPS sinyalinin alınabilmesi biraz uzun sürebiliyor. Google Picasa ve Flickr gibi üçüncü parti internet servisleri de bu coğrafi etiketleri okuyabiliyor. Eğer nerelere gittiğinizin bilinmesini istemiyor ya da pil tüketimini biraz düşürmek istiyorsanız, menüden GPS fonksiyonunu kapatmak mümkün. Sony HX7V’nin tatilcilerin ilgisini çekeceğini düşündüğümüz bir diğer özelliği ise tam çözünürlükte ard arda saniyede 10 kare fotoğraf çekebilmesi. Tatillerinizde yaşayacağınız hareketli anları kaçırmamanızı sağlayacak bu özellik sayesinde HX7V, pek çok kompakt rakibinin önüne geçiyor.
KOMPAKT FOTOĞRAF UZMANI
Sony HX7V, fotoğraf kalitesiyle de rakiplerini geride bırakıyor. Bir kompakt fotoğraf makinesinden bekleyebileceğiniz en iyi sonuçları sunan HX7V, ISO 400’e kadar oldukça başarılı. Çok gerekmediği sürece ISO 400’ün üzerine çıkmamanızı tavsiye ederiz. ISO 800 ve üzerindeki değerlerde fotoğraftaki renkler biraz canlılığını kaybediyor ve fotoğraf suluboya resme benzemeye başlıyor. Bu kompakt bir fotoğraf makinesinden beklenen bir durum. HX7V’nin en düşük ISO değerinde bile cam kadar keskin detaylar sunmadığını söylemek zorundayız. Açıkcası düşük ISO değerlerinde bu kadar başarılı sonuçlar veren kompakt bir cihazdan daha fazlasını beklemek haksızlık olur. Kompakt bir fotoğraf makinesini bir DSLR’la karşılaştırmak doğru olmaz. Renk paleti oldukça parlak canlı olsa da her zaman doğru tonu yakalayamıyor fakat renkler canlı olduğu için bu sonucu memnuniyetsizlik yaratmıyor. DSLR cihazlara özenen bir kompakt fotoğraf makinesi olan HX7V’de dijital olarak arka plan bulanıklaştırma özelliği de bulunuyor. Böylece çektiğiniz fotoğrafta odak noktasındaki obje net kalıyor, arka planda kalan ve dikkat dağıtan elemanlar da flulaşarak dikkatin odağınızdaki objenin üzerinde yoğunlaşmasını sağlıyor. Manuel modda lensin odak açıklığını f/3.5 ve f/8 olarak eğiştirebiliyorsunuz fakat aslında odak açıklığı değişmiyor. Dikkatlice dinlediğinizde ve lensin içine baktığınızda odak açıklığını f/3,5’tan f/8’e ayarladığınızda lensin önüne ND (Natural Density) filtresinin geldiğini görebilirsiniz. Bu da odak uzaklığının değişmeden yalnızca görüntünün kararmasını sağlıyor. Video performansı da pek çok kullanıcının beklentisinin üzerinde olacaktır. Üzerinde stereo mikrofon bulundurmasıyla bizi sevindiren HX7V, kayıt esnasında kaydı durdurmadan fotoğraf da çekebiliyor. Optik zoom’a da izin veren cihazla çok sessiz ortamlarda kaydedilen videolarda zoom motorunun sesi hafif de olsa duyuluyor. Normal gürültü seviyesindeki çekimlerde bu ses duyulmuyor.
EN GELİŞMİŞ ÖZELLİKLER BİR ARADA
Sony yeni nesil fotoğraf makinelerinde kullandığı tüm özellikleri HX7V’de bir araya toplamış. Bu da cihazı üzerinde iyi bir lens olan bir mini fotoğraf bilgisayarına dönüştürmüş. Ten rengini güzelleştirip teni pürüzsüzleştiren, tek tuşla HDR fotoğraflar çekmenizi sağlayan, üç farklı türde üç boyutlu fotoğraflar çekmenizi sağlayan özellikler bunlardan ilk akla gelenler. Bu özelliklerin tamamı lensten ve sensörden bağımsız olarak aslında cihazın Bionz işlemcisini kullanarak gerçekleştirdiği işlemler. Bu da fotoğraf makinelerinin artık bir lens ve sensörden oluşmadığının, içindeki yazılımın ve işlemcinin de en az bunlar kadar önemli olduğunun bir kanıtı. Örneğin üç boyutlu bir fotoğrafı cihazınızı hafifçe sağa sola yatırarak üç boyut “yanılsamasıyla” üç boyut özelliği bulunmayan ekran üzerinde görebiliyorsunuz. Ya da saniyede 10 kare modunda çekim yaptığınızda yine cihazınızı hafifçe sağa ve sola doğru eğerek bu sahneyi sanki hareketliymiş gibi izleyebiliyorsunuz. Bu özellikler bir kompakt fotoğraf makinesinden bekleyebileceğinizin de ötesinde. Asıl görevi olan fotoğraf çekmeyi de iyi başardığına şüphe yok.