BİR KLASİK OLARAK XPERIA TASARIMI
Tasarımda yenilikten yoksun olduğuna dair epey eleştiri alan Sony’nin bu konuda yanında olmadığımızı itiraf etmemiz gerek. Evet, özgün bir form oturtmuş olmak, bir üretici için gurur kaynağı olmalı. Ama beşinci nesle gelindiğinde bile kullanıcıya tasarım anlamında en ufak bir yenilik sunmamak, seriye olan ilgiyi düşürüp teknoloji severlerin heyecanını azaltıyor. Neyse ki Xperia Z5’te Sony, bizleri ufak da olsa yeni bir detayla karşılıyor.
Xperia Z5’e baktığımız zaman ilk olarak arka yüzdeki buzlu cam tasarımının çekiciliğini görüyoruz. Öyle ki beyaz Xperia Z5’in arka yüzünün ve alüminyum çerçevesinin mat grimsi parlaklığı, siyah modelden daha çok hoşumuza gitti. Bu farklılık sayesinde cihaz hem çok daha güzel görünüyor hem de pürüzsüz doku parmak izi tutmayan bir yapıda. Tabii inceleme için kullandığımız bir haftalık süre boyunca Xperia Z5’in en az üç kere düşme tehlikesi geçirmesinin sebebi de aynı pürüzsüz yüzey. Genel anlamda mat arka yüzey ve kaliteli malzemesi, cihazın artıları arasında yer alıyor.
Xperia Z5’te Sony, tuş kilidini parmak izi okuyucuya çevirdiği için, eski yuvarlak düğme modelinden vazgeçmiş. Tuş kilidinin altında ses kontrol tuşları, onun da altında atanmış kamera tuşu bulunuyor. Suya ve toza dayanıklı akıllı telefonun su sızdırmaması için kapak altına konumlandırılan tek giriş, sol yandaki SIM ve microSD kart girişi. Şarj ve kulaklık girişlerini kapaklarla korumaya gerek görmeyen Sony, telefonu suya soktuktan sonra şarj girişinin kurumasını mutlaka bekleyin diye de uyarıyor.
Su geçirmezlik konusunda ufak hatırlatmalar yapalım; Xperia Z5’in kirlendiğini düşünürseniz çeşmenin altında yıkayabilirsiniz. Üzerine su dökülürse de sıkıntı yok. Fakat telefonu alıp denize atlarsanız, garanti kapsamı dışına çıkmış olursunuz.
Sony resmi dokümanlarında, “telefonu tamamen suya sokmayın, tuzlu, klorlu suyla veya içeceklerle temas ettirmeyin” diye belirtiyor. Önemsiz bir detay gibi görünse de su geçirmezlik, daima Sony’nin akıllı telefon arenasında fark yaratan özelliklerinden biri oldu.
PARMAK İZİ SENSÖRÜ
Sony, parmak izi okuyucusunu öyle bir yere yerleştirmiş ki telefon tutarken elinizin doğal pozisyonuna uyum sağlıyor. Temelde bunu methetmek gereksiz gibi görünebilir. Elbette doğal tutuş pozisyonumuza göre olmalı fakat parmak izi okuyuculu akıllı telefonlar kervanına henüz katılan Sony, kendi tasarımına bunu gayet güzel oturtmayı başarmış. Bizce kullanışsız olacağı belli olan yerlerde (mesela arka yüzde) sensöre yer açarak sadece yapmış olmak için iş yapmamış. Sensör, telefon eldeyken tam baş parmağın altında kalıyor. Masa üzerindeyken de işaret parmağıyla tuş kilidini açmak mümkün. Elbette kullanıcı çok zorlu bir pozisyonda kalmışsa, PIN girerek tuş kilidini her zaman açabilir.
Dış görünümde parmak izi sensörlü açma kapama tuşunun ve buzlu camlı gövde tasarımının haricinde büyük çaplı değişiklikler olmadığı malum. Sadece ses kontrol tuşları eski yerinden biraz daha aşağı taşınmış. Sony’nin bu tercihine alışmak biraz zaman alıyor. Özellikle de telefonu dikey pozisyonda tutarken basması çok kolay olmuyor fakat telefonla konuşurken ulaşmak hiç olmadığı kadar çok kolay.
