Sosyal medyada takip ettiğimiz ünlüler, fenomenler ya da arkadaşlarımız… Her gün birbiri ardına yeni bir gönderi gelirken saat gibi işleyen beğeni sayısı da bunu takip ediyor. Telefondan gönderilere bakarken “Ne kadar güzel bir hayatı var” diye düşündüğünüz kullanıcıların gerçekten de güzel bir hayatı var mı peki?
Sosyal medya iki tarafı da keskin bir bıçak gibi adeta. Mesela bir cuma akşamı evde tek başına Instagram hesabınızdaki gönderilere şöyle bir baktığınızda sizin dışınızda tüm dünyanın ne kadar eğleniyor olduğunu görebilirsiniz. Her hafta sonu ayrı bir yere tatile gidenler, özenle çekilmiş yemek fotoğrafları, kadehler, partiler ve her zaman gülen yüzler. Herkes çok mutlu ve hayatları mükemmel, evet.
İş sizin tarafınızdan öyle görünüyor olabilir ancak sosyal medyada koca bir yalanı yaşayan kullanıcılar da var. Mükemmel gözüken hayatların Instagram beğeni sayısıyla ölçülebileceğine gerçekten inanmak mümkün mü? Her sabah spora giden, aktif bir sosyal yaşantısı olan ve üstüne bir de kariyer yapmış hep dinç ve mutlu bir insan tanıyor musunuz? Instagram tanıyor. Ancak özenilen, imrenilen hatta yer yer kıskanılan bu fotoğrafların sahipleri aslında yalnız ve mutsuz insanlar da olabilir.
Öyledir demiyoruz tabii altını çizmekte fayda var. Ancak gelişen teknolojiyle beraber insanların daha kolay bir şekilde sosyalleşeceğine daha da yalnızlaştığını savunan düşünceler mevcut. Zaman-mekan kavramını tamamen ortadan kaldıran sosyal medya, insanların kendini ve çevresini beğeni sayılarıyla ölçtüğü, bununla mutlu olduğu bir ego alanına dönüşmüş durumda. Bu durum beraberinde yeni bir psikolojik rahatsızlığı beraberinde getirmiş olabilir mi? Mesela sosyal medya depresyonu bunun için yeterince havalı bir isim mi?
Şüphesiz sosyal medya kullanımı ve insanların yalnızlaşması konusunda sayısız akademik makale bulabilirsiniz. Ancak bazen bu tarz içerikleri daha çarpıcı halde sunmanın yolu video çekmekten geçer. Onlardan biri olan A Social Life kısa filmi sosyal medyada sahte bir hayatı yaşayan kadının mutsuzluğunu anlatıyor. Sosyal medya depresyonundan kurtulmak gerçekten kısa filmdeki gibi kapıdan çıkmak kadar kolay mı bilemiyoruz ancak beğeni bazlı yaşayan çoğu kullanıcının telefonun arkasında yaşamaktan vazgeçip gerçek hayata atılması o kadar kolay olmayacaktır.