Tarihin en başarılı animasyon serilerinden biri olan South Park, tarihin en ilginç sıra tabanlı rol yapma oyunlarından birine ilham kaynağı oldu. İlk oyunun yakaladığı büyük başarı sonrası devamının gelmesi de elbette kaçınılmazdı. Hazırsanız değer yargılarınızı bir kenara koyun ve maceraya başlayalım. Böyle bir şey ne kadar mümkün bilmiyoruz ancak eğer bir şekilde bugüne kadar South Park’ı hiç duymamış, herhangi bir bölümünü izlememiş biriyseniz bu incelemenin LOG sayfalarında okuduğunuz standartların biraz dışına çıkacağını belirterek uyarımızı yapalım. Zira değil televizyonda, sosyal çevremizde dahi kimi zaman konuşulması tabu olarak görülmüş konuların tiye alındığı, özellikle belirli kesimlerin damarına basmayı görev edinmiş bir şovdan bahsediyoruz burada. Biz istediğimiz kadar kalitemizi korumaya çalışalım, bir noktada karakterimizin süper gücü olan osuruğundan da bahsetmek zorunda kalacağız ne yazık ki. Ama zaten bu incelemenin amacı da birazcık bu olacak aslında. Çünkü ilerleyen kısımlarda detaylandıracağımız üzere The Fractured But Whole iyi bir oyun ancak dil, din, ırk, cinsel yönelim ve benzeri konularla dalga geçilmesi hoşunuza gitmiyorsa, argo kullanımı size göre değilse, o halde ne kadar iyi olursa olsun bu oyundan uzak durmanızda fayda var demektir. YORGUN BİR SOUTH PARK South Park: The Stick of Truth pek çok açıdan önemli bir oyundu. Daha önce çok defa gördüğümüz ana eserden esinlenme ama ortaya bambaşka bir şey çıkarma hatasına kesinlikle düşmemişti en basitinden. Oyun öyle bir dizayn edilmişti ki, sanki oyuncuya bir South Park bölümünün içinde yer alma şansı tanıyordu. “Aman teknolojimiz var, basalım 3 boyutu” denmemiş, televizyon ekranında ne görüyorsak aynısı yansıtılmıştı. Eh, projenin tam kalbinde serinin yaratıcıları Trey Parker ve Matt Stone da olunca South Park’ın ruhunu tam anlamıyla yakalamayı başarmış bir oyun çıkmıştı ortaya. Ancak oyun dünyasının doğası gereği, bir devam oyunu yapıyorsanız “yeni” bir şeyler eklemek zorundasınızdır. Televizyonda 20 sezon aynı karakterlerle, güncel konuları ele alabilirsiniz ancak konu oyun olunca yalnızca yeni bir hikaye yazmanız asla yeterli olmaz. Yapımcılar da grafiksel anlamda bir değişikliğe gidemeyecekleri için, oynanış mekaniklerine yenilikler eklemeye çalışmışlar. The Fractured But Whole, buna rağmen büyük oranda ilkiyle hemen hemen aynı oyun ne yazık ki. Tabii ki yepyeni bir hikayesi var ancak harita South Park olunca, gittiğiniz yerler bile değişmiyor. Bu; “Aynı oyunun laciverti” hissiyatı ilkinin aksine daha hızlı bir sıkılganlık yaşamamıza neden oldu maalesef. Eserin en güçlü yanı olan espriler, dokundurmalar ve tiye almalar da performans olarak selefinin gerisinde kalınca, ortaya fena olmayan ancak devam oyunu olarak kötü bir iş çıkmış. Zaten uzun bir süredir South Park’ın yorulduğunu, eskisi kadar yaratıcı olamadığını, benzer şakalarla günü kurtarmaya çalıştığını düşünüyoruz naçizane. Bu oyunda bunun etkilerini çok daha net bir şekilde gözlemleme fırsatı yakaladık… GAZMAN YAPINCA RERERÖ! The Fractured But Whole, ilk oyunun tam olarak bittiği yerden başlıyor. Cartman efendi, oyunun ortasında kural değiştirerek mahalle boyunca oynanmakta olan fantastik rol yapmacayı yarıda kesiyor ve süper kahraman konseptine geçiş yapıyor. Amaç ne? Kaybolmuş bir kedinin başına koyulan 100 doları kazanmak ve kendi süper kahraman film evrenini yaratabilmek. İngilizce bilenlerin anlayabileceği ancak bizim burada kelimelere dökemeyeceğimiz oyunun ismindeki kelime şakası, her iki anlamıyla da oyunda kendisine yer buluyor. Asıl anlamı hikaye ile ilgili. Söz konusu çatlak/ayrılık film evrenleri arasında yaşanıyor ve tıpkı Marvel-DC kapışması gibi burada da rakip bir süper kahraman grubu peydah oluyor. Her iki tarafın da amacı kediyi önce bularak ödülü kazanmak. Ancak asıl düşman ortaya çıktığında iki tarafın da güç birliği yapması gerekiyor ki böylece ismin derdi de anlam kazanmış oluyor. İsmin okunuşundan ileri gelen diğer anlamı başta yalnızca nüktedan bir şaka gibi dururken, aslında oyundaki en önemli mekaniğe ışık tuttuğunu görüyoruz bir noktadan sonra. Çünkü karakterimizin süper gücü, osuruğu ile uzay ve zamanı bükebilmesi/yırtabilmesi. Neden? Çünkü South Park… AKLA GELEN İLK ESPRİ The Fractured But Whole, ilk oyunun tam olarak bittiği yerden başlıyor. Cartman efendi, oyunun ortasında kural değiştirerek mahalle boyunca oynanmakta olan fantastik rol yapmacayı yarıda kesiyor ve süper kahraman konseptine geçiş yapıyor. Amaç ne? Kaybolmuş bir kedinin başına koyulan 100 doları kazanmak ve kendi süper kahraman film evrenini yaratabilmek. İngilizce bilenlerin anlayabileceği ancak bizim burada kelimelere dökemeyeceğimiz oyunun ismindeki kelime şakası, her iki anlamıyla da oyunda kendisine yer buluyor. Asıl anlamı hikaye ile ilgili. Söz konusu çatlak/ayrılık film evrenleri arasında yaşanıyor ve tıpkı Marvel-DC kapışması gibi burada da rakip bir süper kahraman grubu peydah oluyor. Her iki tarafın da amacı kediyi önce bularak ödülü kazanmak. Ancak asıl düşman ortaya çıktığında iki tarafın da güç birliği yapması gerekiyor ki böylece ismin derdi de anlam kazanmış oluyor. İsmin okunuşundan ileri gelen diğer anlamı başta yalnızca nüktedan bir şaka gibi dururken, aslında oyundaki en önemli mekaniğe ışık tuttuğunu görüyoruz bir noktadan sonra. Çünkü karakterimizin süper gücü, osuruğu ile uzay ve zamanı bükebilmesi/yırtabilmesi. Neden? Çünkü South Park… BİZ BUNLARI DAHA ÖNCE GÖRMÜŞTÜK Temel sorun işte tam da burada kendini gösteriyor. Oyundaki zorluk seviyesi cilt renginize göre belirleniyor mesela (Siyahi en zor). Belirlediğiniz cinsel yöneliminize göre (Ki her şeyi seçebiliyorsunuz gerçekten) yerel halkın saldırısına uğruyorsunuz bir başka noktada. Tüm bunlar güzel eleştiriler evet. Ancak bizzat South Park’ın kendisi, bunları 10 yıl önce zaten yaptı. Sanki yeni bir şey söylüyormuş gibi kendilerini tekrar ettikleri zaman, özellikle serinin hayranlarına gol atmış oluyorlar. Polis şiddeti gibi güncel konularla ilgili dokundurmalar da var haklarını yemeyelim ancak genel anlamda oyunun espri kalitesi ve damara basma performansı sönük kalmış bize göre. South Park'ı South Park yapan en önemli husus da bu olduğu için, puanı önemli ölçüde düşürüyor ne yazık ki. Yoksa sıra tabanlı dövüş mekaniği hala çok eğlenceli, arada ortaya çıkan boss dövüşleri son derece yaratıcı ve süper kahraman konsepti üzerine yapılan diyaloglar oldukça leziz ancak günün sonunda oyun size ilki gibi iyi bir South Park bölümünün parçası olma duygusunu yaşatamıyor maalesef. TAM SERİYE ARA VERENLERE GÖRE Çok uzun süredir yayında olduğu için birkaç farklı South Park izleyicisi var doğal olarak. Biraz izlemiş ancak beğenmediği için sonrasında hiç bulaşmamış olanlardansanız zaten bu oyun size göre değil demektir. Ha yok ben South Park’ın çıkardığı her bölümü defalarca izlerim diyen gruba dahilseniz de zaten bu incelemeye ihtiyacınız yok, çoktan oynamış olmalısınız. Ha bir de pek çok kişi gibi geçmişte severek takip etmiş ancak büyümenin de etkisiyle yıllar önce vedalaşmış olanlardansanız, bizce bu oyundan keyif alabilirsiniz. Hem çoğu espri size yeni gelecektir, hem de tekrardan aşkınızın alevlenmesi için iyi bir fırsat olabilir. DETAYLAR İlk oyunun sahip olduğu fantastik atmosferden sonra, süper kahraman konsepti de oyuna çok yakışmış. Özellikle Marvel-DC kapışmasına yapılan göndermeler yer yer kırıp geçiriyor. Sıra tabanlı dövüş sistemi, bu oyunda çok daha detaylı bir hale getirilmiş. Saldırılarınızın hangi noktaları etkileyeceği, sonrasında ne konumda yer alacağınız ve benzeri pek çok detay var. Söz konusu South Park olunca, değer yargılarımızı bir kenara kaldırmak en faydalısı oluyor. Ancak en rahatımız bile, şu gördüğünüz sahnede birazcık rahatsız olabilir… Maceramız boyunca ekibimize pek çok arkadaşımız dahil oluyor ve hangi üçünün dövüşlerde yanımızda olacağını seçebiliyoruz. Mosquito bizim net favorimiz. PUANLAMA