Mortal Kombat ve Tekken ile birlikte tarihin açık ara en ikonik dövüş oyunu serisi olan Street FIghter, yedi yılın ardından isminin arkasındaki sayıyı yukarı taşıyor. İlk etapta Super ve Ultra takısı getirilmiş versiyonlardan çok bir farkı yokmuş gibi görünse de, beşinci oyun önemli değişiklikleri hayatımıza sokacağını belli ediyor Street Fighter, fanatiklik derecesinde hastası olan oyuncular dışında, ortalama oyuncular için genellikle SF II ile gönüllerde yer etmiş bir seri. Street Fighter I’i oynamış insana denk gelmek zaten yeterince zorken, özellikle ülkemizde Alpha, III ve EX versiyonları tamamen es geçilmişti. Hal böyle olunca, atari salonlarında; “ver geçeyim” diyaloglarına zemin oluşturan oyun olarak hafızalarımıza kazındı. İşte bu noktada Street Fighter IV’ün önemli bir iş yaptığını görmezden gelmemek gerekiyor. Çünkü fanatik olan zaten ne çıksa oynadığından, önemli olan ortalama oyuncuyu yeniden seriye çekebilmekti ve bunu da büyük oranda başardı. Sistematik olarak Street Fighter II’ye oldukça benzemesi bir yana, görsel tarz seçimiyle de büyük kitlelerce beğenilince başarı kaçınılmaz oldu. Fakat genele ulaşılmışken, zaman içinde Capcom farklı bir yolda ilerlemeye karar verdi. SANA BANA GÖRE DEĞİL Street Fighter IV’ün yedi yıllık sürecini incelerseniz, nasıl herkesin oynayabileceği bir oyundan amansız bir e-spor başlığına dönüştüğünü görebilirsiniz. Oyuna eklenen her detay bu amaca hizmet etmesi adına incelikle tasarlandı ve ortaya da muazzam bir turnuva oyunu çıktı. Bu konuyu açıklıyoruz çünkü Street Fighter V’in duruşunu ancak bu sayede anlayabiliriz. Önceki oyunun aksine V, başlangıç anından itibaren e-spor ve turnuvaya yönelik bir oyun olduğunu bağırarak çıkışını gerçekleştiriyor. Hatta öyle ki, ortalama oyuncuları tamamen görmezden geldiğini belli etmekten de çekinmiyor. Düşünün ki tam fiyat etiketiyle piyasaya çıkmış bir dövüş oyunu var ve içinde tek başına yapabileceğiniz neredeyse hiçbir şey yok. Sadece Street Fighter’ın değil, tüm dövüş oyunlarının standart olarak bünyesinde bulundurduğu Arcade Mode bile yok oyunda! Antrenman amaçlı kullanabildiğiniz Training, enerjiniz sıfırlanana kadar devam eden Survival ve tarihin gördüğü en saçma Story modu dışında tek başına yapabileceğiniz hiçbir şey yok. Yani nasıl olur da, istediğimiz bir karakteri seçerek, keyfimize göre yapay zekaya karşı bir maç yapmamız engellenir anlamak mümkün değil. Tamam, dövüş oyunlarının hamurunda başka bir insana karşı oynamak vardır. Ancak oyuna alışmak, bir karaktere tam anlamıyla hakim olmak için bugüne dek herkes Arcade Mode’u kullanmıştır. İnsanları karakterlerine alıştırmadan online’a atmanın mantıklı bir açıklaması olabilir mi? Özellikle de her karakter için değişkenlik gösteren pek çok yeni özellik eklenmişken. Çıkış anı itibarıyla sahip olduğu içeriğin yetersizliği sebebiyle, Street Fighter V, yerden yere vurulmayı sonuna kadar hak ediyor. 3 MAÇLIK HİKAYELER Neyse ki Challenge ve Trial modları yakında oyuna eklenmiş olacak. O veya bu şekilde oyunda yer almaları önemli olsa da, çıkış gününde var olmamalarının günahını görmezden gelmeye yetmiyor bu durum. Hani hiç olmazsa var olanların üzerine yoğunlaştıklarını görebilmek istiyoruz fakat o da olmuyor. Hikaye modu, oyuncularla adeta dalga geçiyor. Her karakterin hikayesi toplamda iki veya üç dövüş sonunda bitiyor ve tamamı da tek raund ile sonuçlanıyor. Anime tarzı ara sahnelerle anlatılan bu hikaye modunun amacı ne peki? Haziran’da gelecek “tam” hikaye moduna giriş yapmak elbette. Kısacası oyunu aldıktan sonra görmek istediğinizher şeye “daha sonra” sahip olabileceksiniz,buna hazır olun. Peki bunların hiçbirisi yoksaStreet Fighter V neden çıktı? Başta da dediğimiz gibi, e-spor oyuncuları için. Oyun tam anlamıyla hazır olana dek bu oyuncuların karakterlere alışması, pratik yapması adına önden servis edilmiş bir hali var SF V’in. Bununla bir sorunumuz yok, sadece turnuva oyuncusu olmayan kişileri neyle karşılaşacaklarıyla ilgili uyarmaya çalışıyoruz biz. BİZ BİTTİ DEMEDEN BİTMEZ İçerik eksikliğini bir kenara koyduğumuzda ise şimdiye kadar yapılmış en oturaklı Street Fighter karşımızda duruyor. Oyunun dövüş sistemi müthiş optimize edilmiş. Hareketleri yapmak çok daha rahat ve rahat oldukları kadar da güzel görünüyor. Attığınız her yumruğu ve tekmeyi neredeyse hissedebiliyorsunuz. Tabii dövüş sisteminde yenilikler bununla sınırlı olsaydı herkes isyan ederdi muhtemelen. SF IV’ün Focus sistemi oyundan çıkarılmış ve yerini V-yeteneklerine bırakmış. V-Skills, V-Reversals ve V-Triggers olmak üzere üç farklı kullanımı bulunan bu yetenekler, her karakter için farklı işlevler gösteriyor. Burası önemli çünkü sadece şekli ve menzili değişen saldırılardan bahsetmiyoruz, işlevleri tamamen farklı bu hareketlerin. Bir karakterde savunma özelliklerini güçlendirirken, başka bir karakterin kombo sayısının artmasına neden oluyorlar mesela. Her birini yapmak çok kolay ancak –klasik olduğu üzere- uzmanlaşmak ciddi sabır ve emek istiyor. Oyunda değişen bir diğer önemli konu da “chip damage” dediğimiz ve savunmada olsanız dahi aldığınız herhangi bir darbede ölmenize neden olan son vuruşun kaldırılmış olması. Yani artık canınız sıfıra dayandığında, koruma yaparken gelen saldırılar (Critical Arts hariç) sizi öldürmüyor. Bitti denilen maçların çevrilmesi için harika bir yol olmuş bu. RYU, KEN VE DİĞERLERİ Oyunda ilk gün itibarıyla 16 farklı karakter bulunuyor. Bunlardan 8’i uzun zamandır bizimle olan karakterler. Kalan 8’inin 4’ü Alfa versiyonunudan transfer; diğer 4’ü de tamamen yeni karakterler. Birdie, Karin, Nash ve R.Mika, Alpha’dan sonra ilk kez arz-ı endam ediyor (Birdie ilk SF oyununda seçilemeyen karakterlerden biriydi aynı zamanda). Yeni eklenen karakterler ise Necalli, Rashid, F.A.N.G ve Laura. Biz aralarında en çok Rashid’i sevdik ancak hepsi kitlelerce sevilecek tarzda karakterler olmuş. Bunların dışında oyuna altı yeni karakterin daha ekleneceği de şimdiden açıklandı. Zaten bundan sonra sürekli olarak yeni karakterler oyuna eklenecektir. Çünkü Capcom bu karakterleri parayla satıyor. Elbette oyun içinde kazandığınız paralarla da alma imkanınız olacak lakin asıl amacın ne olduğu bariz bir şekilde ortada. “Oyunun bir kısmını verip, kalanını parça parça satma” fikrine karşı duruşumuzu zaten artık biliyorsunuz, ekstra bir yorum yapmamıza gerek olmamalı. Neyse ki karakter kadrosu bu haliyle bile oldukça yeterli. Çünkü eski karakterlere bile gelen pek çok yeni özellik, onlarla yeniden zaman geçirmemiz gerektiği anlamına geliyor. SENEYE GÖRÜŞÜRÜZ Görsel tarzıyla SF V, dördüncü oyunu çok fazla andıracakmış korkusu yaşatmıştı. Neyse ki bu durum endişe ettiğimiz kadar büyük bir boyutta değil. Karakter tasarımları ve dövüş koreografileri göze inanılmaz güzel geliyor. Aynı özenin mekan ve arka planlar için gösterildiğini söylemek ise pek mümkün değil. Kısacası, Street Fighter V genel anlamda özen gösterilmemiş bir şekilde piyasaya çıktı. Belki bir sene sonra muazzam bir oyun olacak ancak an itibarıyla bunun oldukça uzağında ne yazık ki. DETAYLAR Oyun ön tarafta olanlara ne kadar önem verdiyse, arkada olup bitenleriyse bir o kadar boşlamış. FIFA 2000 taraftarları maçtan çıkıp dövüş izlemeye gelmiş gibi. Necalli neye sinirlendiği belli olmayan, Kylo Ren’in Aztek versiyonu bir abimiz. Normalde yamyam olmasına rağmen, çevirilerde bu özelliği kaldırılmış. Oyunun cikletten çıkma hikaye modu bu tarz anime görüntülerle sunuluyor. Hareketli bile değiller yanlış anlaşılma olmasın, bayağı çizgi roman tadındalar. Enerji barının hemen altında “afallama barı” bulunuyor. Bu bar dolduğunda karakter kendinden geçiyor. Dövüşler sırasında burayı takip etmekte fayda var. PUANLAMA