Nintendo'nun en başarılı serilerinden olan Super Mario, 1985'ten beri hayatımızda. Geçtiğimiz yıl 30'uncu yaşını kutlayan bu video oyun efsanesinin mobilde kendine yer bulması ise tam 31 yılını aldı. Ama geç olsun, güç olmasın diyelim ve gelin Super Mario Run nasılmış beraber bakalım. Nintendo 30 yılda Mario'nun yer aldığı sayısız oyun çıkardı neredeyse. Araba yarışlarından Prenses Peach'i kurtarmak için korkusuzca maceralara atıldığımız onlarca oyun oynadık. Hatta Super Mario 3D Land ile üç boyutlu versiyonunu çıkaran Nintendo yön duygumuzda derin hasarlar dahi açtı. Ancak mobil oyunun yeri farklı. Çünkü çok uzun zamandır bekliyoruz ve beklentilerimiz de fazlasıyla yüksek. Super Mario Run ile ilgili kesin bir karara varmak ise bu kadar kısa sürede oldukça zor ancak oyunun neler sunduğunu değerlendirip genel fikrimizi dile getirebiliriz diye düşünüyoruz. O halde Bowser'ın cebren ve hile ile kaçırdığı Prenses Peach'e ulaşma yolculuğumuz başlasın. YERLERİNİZE. HAZIR. BAŞLA! Büyük bir heyecanla beklediğimiz Super Mario Run çıkmadan önce oyun mekaniklerinin nasıl olacağını biliyorduk. Oyun çıkar çıkmaz indirdiğimizde kendimizi Mario'nun o eğlenceli dünyasında buluverdik. Öncelikle oyunu Apple Store'dan ücretsiz indirebildiğinizi söyleyelim. Ancak bu oyunun ücretsiz olduğu anlamına gelmiyor. Ücretsiz olarak indirdiğiniz içerik sadece World 1'in ilk üç bölümü. Finali bile oynayamıyorsunuz yani. Devamı için oyunun tamamını satın almanız gerekiyor. Ancak oyunu oynamak isteyip istemediğinizi anlamak için size üç bölümü ücretsiz sunması bizce gayet adil olmuş. Özel bir zorunluluk yok ama hesabınızı Nintendo hesabınızla birleştirirseniz avatarınızı da kullanabilirsiniz. Oyunun detaylarına ineceğiz ancak önce biraz oynanıştan bahsedelim. Oyunu açar açmaz ilk yaptığınız şey klasik Mario oyununu oynamaya başlamak oluyor zira. Her ne kadar iç güdüsel olarak ekranı yan yatırıp oynamak istesek de oyun dikey olarak oynanıyor. Bunun da sebebi Nintendo'nun oyunu "tek elle kullanılabilir" şekilde tasarlamak istemesi. Yani Mario'yu oynamak için iki elinize birden ihtiyacınız yok. Zaten tek yaptığınız şey de ekrana dokunmak. Oyun boyunca Mario, Mirkelam misali dur durak bilmeden koşuyor. Hatta öyle ki küçük engellerin ve düşmanların üstünden de kendi kendine atlayabiliyor. "E o zaman biz ne yapıyoruz?" dediğinizi duyar gibiyiz. Burada da devreye tekrar tekrar oynanabilirlik, meydan okuma, gelişme ve sosyalleşme kısacası "gamification" giriyor. PRENSESİN PEŞİNDE Oyunda altı farklı dünya ve her dünya içinde 4 farklı seviye bulunuyor. İlk üç seviye prensesi kurtarmak için aştığınız dağlar, yollar olurken son seviye de kaleyi fethedip prensesi aradığınız bölüm oluyor. Klasik Mario yani. Burada kadar hiçbir sorun yok. Ancak serinin sevenleri de bilecektir Mario oyunları içinde pek çok gizem barındırır. Gizli girişler, saklanmış özel yerler, oyunu saniyeler içinde bitirmenizi sağlayan kısayollar gibi pek çok şey oyunu zenginleştiren detaylardandır. Bunda öyle araştırma fırsatınız olmadığı için pek bir gizem yok. Ancak işleri biraz daha eğlenceli hale getirmenin bir yolu var. Öncelikle Super Mario Run'da coin dediğimiz altınları toplamak oldukça önemli zira daha sonra bu altınları alanınızı geliştirmek için harcıyorsunuz. Ancak buna değinmeden önce biraz özel coinlerden bahsedelim. Oyunda her bir bölümün de kendi içinde üç seviyesi bulunuyor. Her turda aralara beş tane renkli coin sıkıştıran oyunda ilk seviyede pembe, ikincide mor üçüncüde ise siyah coinler topluyorsunuz. Tabii bu coinlerin yeri haritadaki küçük oynamalarla beraber değişiyor ve toplaması da zorlaşıyor. Oyunu tamamen bitirmek isteyenler için oyun süresini artıran bir detay olmuş diyebiliriz. Aynı bölümü tekrar tekrar oynamanızı sağlayacağı kesin. Bu coinlerin tek amacı bölümü tekrar oynatmak değil elbette. Her beşli tamamlandığında size iki adet Rally bileti veriyor oyun. Rally'lerden yazının ilerleyen kısımlarında bahsedeceğiz. Oyunu oynarken çift zıplama, üçlü zıplama gibi seçenekler bulunuyor. Uzun zıplamalar için parmağınızı biraz daha uzun süre ekrana dokundururken, çift zıplama için iki kez hızlıca dokunmanı gerek. Her bölüm sonu öldürdüğünüz düşman sayısı ise sayılıyor. Bu sayılar düşmanlara seviye atlatıyor ve bu seviye durumu da düşmanları öldürerek edindiğiniz coin sayısına etki ediyor. Birinci seviyedeki düşmanlar tek bir altın düşürürken üçüncü seviyedeki düşmanlardan üç coin kazanabiliyorsunuz. Oyunu her ne kadar başta Mario ile oynasanız da oyunda oynanabilir altı karakter yer alıyor. Tabii hepsini teker teker açmanız şart. Bunun için ne yapmanız gerektiğini oyun zaten size söylüyor. Örneğin Prenses Peach'le oynamak istiyorsanız önce oyunu bitirip onu Bowser'dan kurtarmanız lazım. MEYDAN OKUMA Nintendo'nun en sevdiği şeylerden biri insanları "sosyalleştirmek". Bu sebeple Super Mario Run'da da arkadaşlarınızı ekleyebiliyorsunuz. Böylelikle arkadaşlarınızın oyun içi istatistiklerini görüntüleyebiliyor ve kendi puan listenizi oluşturabiliyorsunuz. Arkadaşları Facebook ve Twitter gibi sosyal ağlardan çekebileceğiniz gibi 12 haneli Oyuncu ID'siyle de ekleyebilirsiniz. Evet, 2016 yılında Nintendo hala 12 haneli Oyuncu ID'si kullanıyor. Çünkü neden olmasın... Gelelim oyunun ana ekranına. Oyuna ilk girdiğinizde sizi minik bir köy karşılıyor. Burada arkadaş listenize, bildirimlere, hediyelere ve oyun modlarına ulaşabiliyorsunuz. İki tane oyun modu bulunuyor. Biri yazının başından beri anlattığımız klasik mod, diğeri ise özel Rally Ticket (Rally bileti) ile oynayabildiğiniz Rally modu. Açıkçası Rally modu oyunu çok daha eğlenceli kılıyor çünkü bu modda diğer insanlara karşı oynuyorsunuz. Belirli bir süre boyunca haritalardan birinde süre bitene kadar altın topladığınız bu modda, Toad'ların da beğenisini kazanmaya çalışıyorsunuz. En havalı hareketleri yapan yarışı kazanıyor ve köyüne yeni Toad'lar akın ediyor. Toad'lar geldikçe ve tabii siz altınlarla para kazandıkça köyünüzü geliştirebiliyor, yeni evler, çiçekler, borular ekleyebiliyorsunuz. "Special" kategorisindeki şeyler ise size günlük ödüller kazandırabiliyor ancak bunları coinlerle alamıyorsunuz. Kasabanızı geliştirmeli ve daha çok Toad yerleştirmelisiniz. Rally modunu oynadıkça köye seviye atlattığınızı da belirtelim. Rally modundaki en büyük eleştirimiz ise arkadaşlarımızla oynayamıyor oluşumuz. Rastgele beş kişi belirliyor oyun ve birini seçip oynuyorsunuz. "Beraber oynayamayacaksak neden o kadar liste oluşturduk?" diye düşünüyorsanız, yalnız değilsiniz. Arkadaşlarınıza hediye yollayamadığınızı da belirtelim. Kocaman hediye kutusu bir köşede üzgün üzgün bekliyor. My Nintendo kısmında ise günlük görevleri görüntüleyebilirsiniz. Bu görevleri tamamladıkça altın, Rally bileti ya da altın Super Mario heykeli gibi şeyleri alabileceğiniz Mario puanları topluyorsunuz. Oyun içi henüz bilet satışı gibi bir satış söz konusu değil. BİR TUR DAHA Super Mario Run başta Mario'nun alıştığımız yapısının çok dışında olsa da bir süre sonra istemsiz bir bağımlılık yaratıyor. Rally modunda daha fazla insana meydan okumaya başlıyor her bir bölümü tamamen bitirmek istiyorsunuz. Fiyatı ise mobil oyunlar için bir parça düşündürücü. Steam'de 30 TL civarına çok keyifli oyunlar olduğu gerçeğini göz önüne alınca üstelik. Ancak Super Mario Run'a bir şans verin deriz. Çünkü oyun oynadıkça açılıyor, açıldıkça da bağımlılık yapıyor. Tabii oyunun sadece iOS'te olduğunu da hatırlatalım. Ne yazık ki Android kullanıcıları için şu an bu keyifli oyunu denemek gibi bir seçenek yok. Bu arada oyunun asıl eksisini de yazının sonunda belirtelim: Super Mario Run'ı internet olmadan oynayamıyorsunuz. Yani metroda Mario keyfi pek olası görünmüyor. DETAYLAR Sevimli buton tasarımları ve Mario'nun kendine özgü müzikleriyle oyunu daha açar açmaz insanın içini bir heyecan kaplıyor. Köyünüzü geliştirmek için yeni evler, bitkiler alabilirsiniz. İstediğiniz gibi dekore edebileceğiniz köyü, Rally oynayarak geliştirmek mümkün. Super Mario Run'da altı farklı oynanabilir karakter bulunuyor. Luigi'yi açmak için sabırsızlananların olduğunu biliyoruz. Rally modunda köyünüze yeni Toad'lar kazanabileceğiniz gibi aynı şekilde kaybetmeniz de mümkün. Oynarken dikkatli olmakta fayda var. PUANLAMA