Giyilebilir teknolojiler her geçen gün hayatımızın parçası olmaya deam ediyor. Sürekli yeni modellerin çıktığı bu alanda ürünler de kısa sürede yerini yenisine bıraktığından çok kaliteli ve uzun ömürlü olmuyor. Lüks akıllı saat alanındaki en çok ses getiren atılım Apple Watch Edition ile yapılmış olsa da; Apple Watch Edition ulaşılabilir bir cihazın altın kasalı versiyonu olmaktan öteye geçemediğinden astronomik fiyatı haricinde çok fazla ilgi çekememişti. TAG Heuer tasarım açısından Carrera modelini baz alan Connected modeliyle lüks akıllı saat segmentindeki açığı oldukça başarılı bir şekilde dolduruyor. Üstelik Apple Watch’tan çok fazla “saat” olduğu da bir gerçek. Apple Watch her ne kadar çok şık olsa da TAG Heuer Connected’ın cazibesi çok farklı. Satışa çıkmadan önce bir akılı saat için 1.500 dolar ödeme fikrine birçok kimse sıcak bakmazken; TAG Heuer Connected vitrine çıktıktan sonra cazibesinden olsa gerek şu an yok satıyor. Evet, cebinize 1.500 dolar koyup isteseniz de saati satın alamıyorsunuz. Öyle ki bazı mağazalarda vitrinde duran demo saatler bile satılmış. Şanslıysanız bir mağazaya yeni sevkiyatın geldiği gün bir tanesini alabilirsiniz. Bu durumu kaçırmayan fırsatçılar eBay.com üzerinden 2.000-2.200 dolar arasında TAG Heuer Connected satışı yapıyor. KIŞKIRTAN TASARIM Hiç lafı dolandırmadan söylemeliyiz ki TAG Heuer Connected olağanüstü cazibeli bir tasarıma sahip. Ama önce kutusundan bahsetmemek olmaz. Oldukça şık şeffaf mavi plastik bir kutu içerisinde gelen TAG Heuer Connected enteresandır ki kutusunda bir de stres topuyla geliyor. Stres topu detayı saatin kutu içerisinde hareketsiz ve zarar görmeden durabilmesi için zekice bir kullanım olmuş. Kutuyu Apple Watch kutusuyla karşılaştırmamız gerekirse Apple Watch kutusu biraz daha premium bir algı yaratabilir ama biz TAG Heuer Connected’in kutusunu da fazlasıyla beğendik. Uzaktan bakıldığında mekanik TAG Heuer saatlerden biri zannedilebilecek olan TAG Heuer Connected, yakından bakıldığında 12,8 mm’lik kalın sayılabilecek kasasıyla mekanik saatlerden ayrılıyor. Yuvarlak ekranlı rakipleri HuaweI Watch ve Moto 360’tan yaklaşık 1 mm daha kalın olan TAG Heuer Connected bu farkı pek hissettirmiyor. Kasası kalın görünmesine rağmen saati elinize aldığınızda oldukça hafif olduğunu fark ediyorsunuz. Bu kullanım açısından rahatlık sağlasa da kalite hissini yeterince veremiyor. Premium mekanik saat kullananlar ne demek istediğimizi çok iyi anlayacaklardır. Fakat malzeme kalitesi ile TAG Heuer Connected bu açığı hemen kapatıyor. Apple Watch’un bilindiği üzere cinsiyet gözetmeyen bir tasarımı var. Hatta ufak gövde seçeneğiyle çocukların dahi kullanımına uygun. Ancak TAG Heuer Connected tam bir erkek saati. Fabrikanın gördüğü ilgiye karşılık haftalık üretim rakamlarını artırma kararı almasından, bu konuyu çok da umursamadığını düşünüyoruz. Kadınlara yönelik olmaya çalışmayarak tavrını ortaya koymuş TAG Heuer Connected. Titanyum kilit mekanizmasına sahip sertleştirilmiş silikon kayışın kırmızı, siyah, beyaz, sarı, mavi, yeşil ve turuncu olmak üzere 7 farklı renk seçeneği bulunuyor. Saatin kayışla birleştiği yerdeki küçük üçgen şeklindeki oyukların toz tuttuğunu gözlemledik. Belki ufak bir detay ama siz de bizim gibi biraz titizseniz birkaç günlük kullanımda bunu hemen fark edebilirsiniz. Konforlu bir kullanım sunan delikli yapısıyla terlemeyi de engelleyen kayışın boyu istediğiniz ölçüde ayarlanabiliyor. SAFİR KRİSTAL EKRAN 1,5 inç tamamen yuvarlak yansımasız LTPS LCD ekran Android Wear’ın da avantajlarını kullanarak her zaman açık oluşuyla Apple Watch’u geride bırakıyor. Böylece tüm gün bileğinizde ekranı kapalı siyah bir gövde yerine her an marka kimliğini de ortaya çıkaran şık bir arayüz görüyorsunuz. Safir kristal çizilmez cama oldukça yakın konumlandırılan ve güzel görünen 360x360, 240ppi çözünürlüğündeki ekranın daha yüksek çözünürlükte olmasını beklerdik. Bu noktada TAG Heuer Connected, Apple Watch ve Huawei Watch’un gerisinde kalıyor. GÖVDE VE SENSÖRLER Yan yüzdeki “crown” Apple Watch’tan -hatta tüm mekanik saatlerden- alışık olduğumuz gibi dönmüyor. Sadece bastırabildiğiniz bu tuş ekranı açıp kapamaya ve ana ekrana dönmeye yarıyor. Android Wear’ın da bu kısıtlı kullanımda etkisi büyük ve bu şık tuşa çok daha fazla yetenek eklenebilirdi diye düşünüyoruz. Saatin arka yüzü de plastik. Açıkcası 1.500 dolar fiyat etiketine sahip bir cihazın arka yüzünün plastik olmasını biz pek kabullenemedik. Burada görmeyi bekleyeceğiniz kalp ritim sensörü maalesef bulunmuyor. Eğer şık bir akıllı saat arıyorsanız bunu çok umursamayabilirsiniz ama sportif bir insansanız rakip saatlerde bulunan kalp ritim sensörünün eksikliğini hissedebilirsiniz. IP67 sertifikasıyla suya ve toza karşı da dayanıklı olan TAG Heuer Connected’i su sıçramalarına karşı korumanıza gerek yok ama havuza girerken çıkarmanız gerekecek. Tasarımla ilgili söylenebilecek en kötü şeyi en sona sakladık. TAG Heuer Connected’ın şarj aparatı tam bir felaket. Özellikle Apple Watch şarj aleti kullandıysanız veya deneme fırsatınız olduysa sonra büyük bir hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz. Her seferinde pinleri denk getirebilmek için saatin tersini düzünü ayarlamanız gerekiyor ve çağın ötesinde saati içine oturtmanız gereken bir yuva var. Her yönüyle kullanışsız bir tasarım. Tek iyi yanı şarj aparatının kablosunun takıp çıkartılabiliyor olması. Bu sayede istediğiniz herhangi bir micro USB kabloyu kullanabiliyorsunuz. Bilindiği üzere Apple Watch şarj aparatı üzerindeki kablo çıkamıyor ve minik aparatı tek taşımak varken bir de yanında kuyruk gibi gereksiz uzunluktaki kabloyu da taşıyorsunuz. DONANIM VE PERFORMANS TAG Heuer, Google ve Intel iş birliğiyle geliştirilen TAG Heuer Connected, gücünü 1,6 GHz hızında çalışan çift çekirdekli Intel işlemciden, 1 GB RAM’den ve 410 mAh kapasiteli pilden alıyor. TAG Heuer Connected’de 4 GB’lık bir hafıza bulunuyor. Intel’in işlemcisi görevini hakkıyla yerine getiriyor. Sesle kontrol, dokunma veya jestlerde herhangi bir gecikme veya performans sorunuyla karşılaşmadığımızı söyleyebiliriz. AndroId Wear işletim sistemiyle çalışan TAG Heuer Connected ekran üzerindeki deneyim değerlendirildiğinde açıkcası diğer tüm AndroId Wear’la çalışan akıllı saatlerle aynı işi yapıyor. Daha fazlasını beklemek haksızlık olur. Bunun avantajı kusursuz ve akıcı bir deneyim sunması. Dezavantajı ise diğer saatlerle aynılık hissi yarattığı için uygun fiyatlı rakiplerine kıyasla öne çıkacak bir özelliğe sahip olmaması. Yani kullanımda size kendinizi özel hissettirecek arayüzler ve saat özel geliştirilmiş uygulamalar dışında herhangi bir artı özellik sunmuyor. Üzerinde hoparlörü bulunmayan cihazla Apple Watch’ta olduğu gibi telefon görüşmesi yapmak maalesef mümkün değil. TAG Heuer 410 mAh’lık piliyle tam günlük pil performansı vadediyor ve 1,5 inçlik yuvarlak ekranına karşın sözünün arkasında da rahatlıkla duruyor. Her an açık ekranı olmasına rağmen bir günü, hatta belki biraz daha fazlasını çok rahat tamamlıyor. TAG Heuer Connected’in pilinden oldukça memnun kaldığımızı söyleyebiliriz. SAAT ARAYÜZLERİ TAG Heuer Connected’e özel tasarlanmış saat arayüzleriyle ön plana çıkmaya çalışıyor. Saat dört farklı ön yüklü saat arayüzüyle geliyor. GMT, Chronograph ve geleneksel üç kollu saat arayüzü olmak üzere üçünün tasarımı TAG Heuer’e ait. Uzaktan bakıldığında mekanik TAG Heuer saatlerini andırması için tasarlanan bu arayüzler çok şık. TAG Heuer Connected’in tasarladığı saat arayüzlerinde kronometre, alarm gibi mikro uygulamalar da sunuluyor. Ön yüklü arayüzlere ek olarak Cristiano Ronaldo gibi TAG Heuer marka elçisi ünlülerle geliştirdiği akıllı saat arayüzleri bulunuyor. Bu arayüzler de yine TAG Heuer Connected’a özel olarak tasarlanmış. ÖZEL UYGULAMALAR VE UYUMLULUK Google Play şu an Android Wear uygulamalarıyla dolu fakat bunların hepsi maalesef çok kaliteli değil, üstelik hepsi de her saatle maalesef çalışmıyor. Apple Watch uygulamalarında olduğu gibi gibi büyük firmalar aklınıza geldiğinde bu alanda da Android Wear “ben de varım” diyor ama bazen kalite farkıyla bazen uyum sorunuyla karşımıza çıkabiliyor. Bazende şaşırtıcı derecede başarılı uygulamalarla karşılaşıyoruz. Uygulama sayısının fazla olması sayesinde eğer bir ihtiyacınız varsa bunu karşılayacak bir uygulamayı bulmanız mümkün. Android Wear takvim, Hangouts, Haritalar ve Google Fit uygulamalarıyla ön yüklü olarak geliyor. Bunlar tam da beklediğimiz gibi kusursuz olarak çalışıyor. TAG Heuer Connected Android Wear işletim sistemiyle geldiğinden doğal olarak tüm Android’li akıllı telefonlarda da uyumlu fakat Android Wear’ın en son sürümüne sahip olduğundan iOS 8.2 ve üzeri versiyonlarla da çalışabiliyor. Yani bir iPhone sahibi olsanız da TAG Heuer Connected’a sahip olabilirsiniz. Fakat iPhone’unuz varsa Android’li akıllı telefonlarda olduğu kadar gelişmiş bir deneyime sahip olamıyorsunuz maalesef. Gelen tüm bildirimleri görüntüleyebiliyor fakat Apple Watch’ta olduğu gibi bunlara cevap vermeniz ya da herhangi bir etkileşimde bulunmanız TAG Heuer Connected ile maalesef mümkün değil. TAG Heuer Connected için özel bir Bundesliga uygulaması da bulunuyor. DFL (Deutsche Fußball Liga) tarafından geliştirilen Bundesliga uygulaması 2015/16 sezonu sonuna kadar yalnızca TAG Heuer Connected ile kullanılabilecek. Bundesliga maçlarının canlı skorlarını görüntüleyen uygulama TAG Heuer Connected için özel olarak optimize edilmiş ve saatim şık tasarımına uygun şekilde tasarlanmış. Uygulama içerisinde devre arası, oyuncu değişikliği, goller, hakem kararları ve oyuncuların gördüğü ceza kartları gibi detaylar canlı olarak ekrana geliyor. AKILLI YATIRIM Bir akıllı saat alırken akla ilk gelen soru “yenisi çıkınca ne yapacağım?” oluyor. Düşünün çelik kasalı bir Apple Watch aldınız üzerine paranıza kıyıp şık bir kayış seçeneğiyle 3.000 TL civarında para ödediniz. Peki Apple Watch 2 çıkınca ne olacak? İşte tam bu noktada TAG Heuer Connected Apple Watch’tan ayrılıyor. TAG Heuer Connected’ın çok dile getirilmeyen ancak en ilginç noktalardan biri saatin değerini kaybetmiyor olması. Şöyle açıklayalım; 1.500 dolar vererek satın aldığınız TAG Heur Connected’i 2 yılın sonunda yine 1.500 dolara sayarak dünya çapında herhangi bir TAG Heuer mağazasında bir mekanik Carrera ile değiştirebiliyorsunuz. Yanıltıcı olmasın çünkü TAG Heuer Connected’ı verip birebir değişim yapmıyorsunuz sadece 1.500 dolara satın aldığınız akıllı saat değerini koruyarak aynı fiyattan geri alıyor. Üzerine bir 1.500 dolar daha verip 3.000 dolar değerinde bir mekanik TAG Heuer saat alabiliyorsunuz. Eğer ileride bir mekanik saat almayı planlıyorsanız ve bunun da TAG Heuer markalı olma ihtimali varsa TAG Heuer Connected’i alacağınız saatin ilk taksidi olarak düşünebilirsiniz. Önümüzdeki iki senede de kalan 1.500 doları biriktirirseniz tek seferde bütçenizi zorlamadan güzel bir mekanik saatiniz olur. TAG Heuer Connected bu sayede sadece TAG Heuer marka mekanik saat almak isteyenler için bile cazip hale geliyor. Bunun da TAG Heuer Connected satışları için yeterli bir kitle olduğunu düşünüyoruz. DETAYLAR Kayış seçenekleri 7 farklı kayış seçeneği mevcut. Kayışların fiyatı yurt dışında 150 dolar civarında Plastik kullanımı Saatin arka kısmında kullanılan plastik malzeme premium imajını zedeliyor Bundesliga özel TAG Heuer Connected için özel bir Bundesliga uygulaması da bulunuyor Arayüz seçenekleri Cristiano Ronaldo gibi TAG Heuer marka elçisi ünlülerle geliştirilen arayüzler de var Erkek saati Apple Watch’un cinsiyetsiz tasarımına karşılık TAG Heuer Connected tam bir erkek saati Kutu tasarımı TAG Heuer Connected atmaya kıyamayacağınız şıklıkta bir kutuya sahip VİDEOLAR Tanıtım https://www.youtube.com/watch?v=M3-8GMTAr64 Genel bakış https://www.youtube.com/watch?v=ziRJCCQHo80 Mikro uygulamalar https://www.youtube.com/watch?v=OEwcHBB6Smc&ebc Saat arayüzleri https://www.youtube.com/watch?v=QVSgInrRyB0 TEKNİK ÖZELLİKLER VE PUANLAMA