Dünyanın en çok satan elektrikli otomobili, yeni jenerasyonuyla da bu ünvanını korumak konusunda fazlasıyla iddialı.
Birinci jenerasyonuyla 2010 yılından beridir elektrikli otomobil dünyasının en önemli temsilcisi ve sınıfında dünyanın en çok satanı konumunda olan Nissan Leaf, adım adım paylaşılan özelliklerinin ardından nihayet tüm detaylarıyla karşımıza çıktı. İlk olarak önümüzdeki hafta kapılarını açacak olan Frankfurt Otomobil Fuarı’nda gösterimi yapılacak olan ikinci jenerasyon, test sürecinde kameralara yansıdığı gibi tamamen yenilenmiş bir tasarıma sahip. Bu bölümde aldığı eleştirileri dikkate alıp derisini iyi çalıştığını gördüğümüz Nissan, Leaf’e dahil ettiği teknolojik parçalar ve ciddi anlamda iyileştirilmiş menzil değeriyle, yakın zamanda büyük umutlar ve rekor siparişle gövde gösterisi yapan Tesla Model 3’ün işini bir hayli zorlaştıracak gibi gözüküyor.
Nissan’ın Qashqai, X-Trail ve Pulsar gibi modellerinde görmeye alışık olduğumuz “V” formlu ızgara tasarımının korunduğu Leaf’te ışıklandırma grubu da benzerlikten nasibini alıyor. Yerini aldığı jenerasyonla en büyük farkı oluşturan bölümlerden birisi olan dış kısımda ön ışıklandırmalar yatay çizgi formunda yer alırken arka taraftaki ışıklandırma da bu çizgiler dikey forma bürünmüş şekilde karşımıza çıkıyor. Nissan’ın tamamıyla baştan yorumladığı ikinci en büyük bölümse Leaf’in kokpiti. Merkezinde boyutu 7 inç olan Apple CarPlay destekli multimedya ekranın kullanıldığı konsolda direksiyon ve sürücü göstergeleri de artık çok daha modern bir yapıya büründürülmüş.
Yenilik kısmının teknoloji ayağına geçtiğimizdeyse kullanıcıları farklı deneyimlerin beklediğini rahatlıkla söyleyebiliyoruz. Nissan’ın bu jenerasyonla birlikte getirdiği ilk yenilik, tek pedal üzerinden tüm kontrollerin sağlanabildiği e-Pedal teknolojisi. Aracın durdurulması ve harekete geçirilmesi işlemlerinin tek pedal üzerinden gerçekleştiği bu sistemde, yokuşta veya eğimli bir yerde ayakların gazdan veya frenden çekilmesinde dahi araç tutunma pozisyonunda sabitlik sağlarken yüzde fren-gaz işlemini yüzde 90 doğrulukla gerçekleştirebiliyor.
Nissan’ın kendi bünyesinde geliştirdiği otonom sürüş teknolojisi ProPILOT‘tan da izler taşıyan yeni Leaf, üzerinde barındırdığı 12 ultrasonik sensör sayesinde kendi kendini park edebilme yeteneğini de beraberinde getiriyor. Bu sensörler ayrıca aracın 30 km/s ve 100 km/s aralığında seyrettiği anlarda da kontrolü kendinde tutabilmesine olanak sağlıyor. Tüm bunlara ek olarak akıllı şerit takip ve uyarı sistemi, akıllı acil durum freni, trafik ışığı algılama ve akıllı çevre analizi gibi elektronik destekler ikinci jenerasyon Leaf’in elini güçlendiren donanımlar arasında ön plana çıkıyor.
Birinci jenerasyondan 35 milimetre daha uzun, 10 milimetre daha yüksek ve 20 milimetre daha geniş bir formda olan yeni Leaf’te 40kWh ve 60 kWh‘lık iki seçenekle lityum-iyon batarya ve bir adet elektrik motoruna yer veriliyor. Bu motorla 147 beygir güce ve 320 Nm torka sahip olan Leaf menzil değerleriyle standartlarını üst sıralara çekmeyi başarıyor. 40 kWh’lık batarya paketiyle 378 kilometre menzil kat edebileceği açıklanan Leaf, 60kWh’lık batarya paketiyle tek seferde 500 kilometre gibi etkileyici bir menzil değerini kullanıcısına sunabilecek. Nissan’ın verilerine göre bu bataryaları 3kW’lık güç bağlantısında 16 saatte, 6kW’lık güç bağlantısındaysa 8 saatte şarj etmek mümkünken, hızlı şarj desteğiyle 40 dakika yüzde 80 doluluk elde edilebiliyor. Güç değerlerinde herhangi bir değişiklik bulunmayan Leaf’in saatte maksimum 144 kilometre hıza çıkabildiğini ve 0’dan 100’e sekiz saniyede erişebildiğini de hatırlatmakta fayda var. Yurt dışında 30.000 dolarlık başlangıç fiyatıyla satışa sunulması beklenen Leaf’in detaylarının tamamını Frankfurt’taki tanıtımda alacağız.
https://youtu.be/Od_b4MpnWd8?list=PLhPLTEHxfY0Fmh5G6M0uzjm7hQfpif0dO