Tartışma yaratan iddia; sürücüsüz otomobillerle birlikte yeniden ehliyet almak zorunda kalabiliriz!
Sürücüsüz otomobiller üzerinde İngiltere’de yapılan araştırmalar, en deneyimli sürücülerin bile yeniden eğitim programına dahil olabileceğine işaret ediyor.
Halihazırda pek çok üreticinin odak noktalarında yer alan teknolojilerin başında şüphesiz otonom sürüş teknolojisi var. Karşımıza çıkartılan yeni modellerle birlikte “sürücüsüz teknolojiye son adım” etiketini duyduğumuz şu günlerde, bu teknolojinin üçüncü ve dördüncü seviyeleri asfalt üzerinde yavaş yavaş hissedilmeye başlanıyor. Süreç basamak basamak ilerlerken bir gün karşımıza “ve işte 5. seviye!” sloganıyla reklam filmleri ve tanıtımlar çıkacak. Heyecan verici öyle değil mi? Bilim kurgu filmlerinde görüldüğü andan itibaren insanoğlunda merak hissi uyandıran bu teknolojinin 10-15 yıl gibi bir vadede hayatımızın büyük bir bölümünde yer kaplaması ön görülüyor. Peki böylesine önemli bir adım, telaffuz edildiği kadar kolay mı kullanıma sunulacak? Yurt dışında konuyla ilgili yapılan yeni araştırmaların sonucunda ortaya çıkan görüş birliği, sürücüleri yeni bir eğitimin beklediğine işaret ediyor.
Neden yeni ehliyet?
Duyduğumuz ilk andan itibaren bizim de içimizde bir merak uyandıran bu yeni ehliyet önerisinin temelinde ise kesinlikle matematiksel veriler ve gereklilikler var. Biraz önce de bahsettiğimiz gibi günümüzde son teknoloji olarak satılan otomobillerde, hız sabitleyici ve sürüş asistanlarının kombinasyonlarıyla sunulan yarı otonom teknolojinin sürücülerden beklentileri vardır. Eğer siz bu modu devreye sokup direksiyondan elinizi çekerseniz, güvenlik gereği sistem belirli saniye aralıklarıyla sürücünün ellerini direksiyona temas ettirmesini istemekte. Bu aslında bir anlamda bir devir teslim olarak da nitelendirilebilir. İşte gelecekte yeni bir ehliyet veya eğitim zorunluluğunun çıkışı da tam da bu noktada şekillenmeye başlıyor.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Tıpkı bugün olduğu gibi gelecekteki sürücüsüz araçların bazı durumlarda insan müdahalesini gerektirmesi muhtemeller içerisinde karşımıza çıkıyor. İngiltere’de yapılan testlerde bir sürücünün sisteme devrettikten sonra tekrar geri almak istediği bir sürüşte, yola odaklanmasının ve direksiyon kontrolünü sağlamasının üç saniye sürdüğünü göstermekte. İlk bakışta üç saniye sizin için çok kısa gibi gelebilir, lakin saatte 32 km/s gibi düşük bir hızda bile bu neredeyse 30 metrelik bir mesafe demek. Senaryoyu biraz daha “kötüleştirdiğimizde” ise 96 km/s hızda seyreden bir araç için bunun 100 metreyi bulduğunu görebiliriz. Bu da herhangi bir kaza anında verilecek tepki mesafesinin gerçekten çok ciddi seviyelerde olduğunu gösteriyor.
Yapılan bu çalışmaların ardından İngiltere merkezli bir hukuk şirketi olan Burges Salmon ve dünyanın önemli sigorta şirketlerinden AXA, meydana gelebilecek durumların önüne geçilmesi adına bu teknolojiyle birlikte sürücülerin yeni bir test ve sertifika programına katılması gerektiğini savunuyor. Tabi ki bu sebepten ötürü meydana gelecek kazalar sonucunda sigorta şirketlerinin sorumluyu veya hata tarafı bulma konusunda yaşayacağı sıkıntılar da göz ardı edilmemeli. Otonom sürüş teknolojisinin gelişimiyle birlikte bu konuyla ilgili çok daha fazla araştırma ve önerinin dile getirilmesi şaşırtıcı olmayacak. Kesin olan bir şey var ise o da bizleri yeni teknolojilerle birlikte yeni deneyim ve standartların da beklediği. Siz de konuyla ilgili düşüncelerinizi bize yorum olarak iletebilirsiniz.
İlginizi çekebilir
Havaalanı güvenliğini değiştirecek sürücüsüz kar küreme aracı