Yırtarım dünyaları! Son zamanlarda ne kadar çok içimizdeki çocuğa seslenen oyun çıktı değil mi? Aslında Nintendo yıllardır bunun farkındaydı da, Sony yeni yeni fark etti diyebiliriz. Tearaway, Sony’den içimizdeki ufaklığa benzersiz bir hediye niteliğinde Bir çocuğun oyun dünyası hayal gücüyle sınırlıdır, yani sınırsızdır. Bir tuzluğun, kalesini korumak için cansiparane şekilde savaşan bir askere; bir saat kutusunun ise yeri geldiğinde arabaya, uçağa, uzay mekiğine ve hatta hovercrafta (tamam bu birazcık uçuk oldu) dönüştüğünü görebilirsiniz bir çocuğun ellerinde. Beynin dünyevi sıkıntılarla kirletilmediği, sistemin çarklarıyla yavaş yavaş ancak etkili bir şekilde köreltilmediği bu dönemde ortaya çıkan fikirler, yetişkin bir bireyin gülüp geçebileceği kadar mantık sınırlarının ötesine geçebilir. Kendimizin de zamanında birer çocuk olduğunu, realizm sınırlarıyla şekillenen hayallerimizin çok daha uçuk noktalarda seyrettiğini unutacak kadar körelmiş beyinlerimiz, çocuklardan gelen çılgın(!) fikirlere ancak ve ancak “çocuk işte” paralelliğinde yaklaşabilmekte. Sanki kurulan hayallerin çılgın olmasının bir problemi varmışçasına… Tearaway ► GİRİŞ ► BAŞROL SENİN ► PARMAKLARINIZIN UCUNDA ► DETAYLAR ► PUANLAMA BAŞROL SENİN Media Molecule, işte bu hayalleri hala hatırlayan ve değerinin farkında olan insanları bünyesinde barındıran harika bir firma. İlk olarak 2008 yılında LittleBigPlanet ile karşımıza çıktıklarında, oyunlara olan bakış açımızı tamamen değiştirebilecek kadar büyük fikirler sunmuşlardı önümüze. Hayal gücünün ve yaratıcılığın bir oyun için olmazsa olmaz parçalar olduğunu göstermekle kalmadılar, bunların sadece yapımcıların tekelinde olmadığını da gözler önüne serdiler. Diğer oyunlara baktığınızda sizin için hazırlanmış bir yapının içinde ilerlediğinizi görürsünüz. Yapabilecekleriniz, ancak oyunun yapımcısının hayal gücünün kapasitesi ile sınırlıdır. Fakat Media Molecule ekibinin bu çıkmaza bir itirazı vardı; “Oyunumuzda yapabileceklerinizin bizimle bir alakası yok, siz ne yapmak isterseniz onu yapabilirsiniz” dediler. Bu fikirle yola çıkan iki LittleBigPlanet oyunu da haliyle çok başarılı oldu. Ancak bu ekibin söyleyecekleri henüz bitmemişti ve bu kez yepyeni bir fikirle, Tearaway ile karşımıza çıkma kararı aldılar. Tearaway, bizleri bez bebeklerin dünyasından alıp kağıtların arasına atıyor. Oyuncaklarımız farklı olabilir ancak yine uçsuz bucaksız bir yaratıcılık denizinin içinde buluyoruz kendimizi. Öncelikle bu oyunun ana kahramanı sensin! Metaforik bir yaklaşımdan bahsetmiyoruz, kelimenin tam anlamıyla ana karakter sizsiniz. Oyunun hemen başında PS Vita’nın ön kamerası aracılığıyla yüzümüzü ekranda gördüğümüzde ufak bir şaşkınlık yaşasak da, aslında direkt olarak oyuna dahil olacağımızı gördüğümüzde işin rengi değişiyor. Gerçek dünya ile kağıtların dünyası arasında incecik bir köprü vazifesi görüyor PS Vita. Tearaway’in dünyasının bir hikayeye ihtiyacı var ve bu hikaye oldukça basit aslında; elinizdeki mesajı güneşe ulaştırmalısınız. Yüzü bile bir zarftan oluşan karakterimizi (Erkeği iota, dişisi aoti) yönlendirerek, yaratıcı pozisyonunda bulunan güneşe mesajı iletmek zorundayız. Ancak şöyle bir şey var ki, güneş de biziz! Kamera ne zaman güneşe dönse tam ortasında şapşal şapşal sırıtan suratımızı görüyoruz (Tearaway gibi bir oyunu oynarken sırıtmama gibi bir şansımız varmış gibi). Tabii burada seçim yine sizin elinizde; isterseniz yaratıcı pozisyonunda yüzünüzü görebilirsiniz, isterseniz de yere uzanmış fosur fosur uyuyan köpeğinizi. Ancak mantık değişmiyor, bu dünyanın yaratıcısı sizsiniz! Yani oyunda hem hedefiz hem de hedefe ulaşmaya çalışan ana kahraman. İlginç değil mi? Oyunun üzerine kurulduğu yapı ile başlıyor ilginçliklerimiz ve bundan sonra da artarak devam ediyor. Öncelikle Tearaway’in dünyasında her şey kağıtlardan oluşuyor, ama her şey. Üzerinde koşturabildiğiniz su birikintileri de kağıttan, bastığınızda sıçrayan damlacıklar da. Kesilmiş, kıvrılmış, yuvarlanmış, buruşturulmuş kağıtlarda hazırlanan bu dünyanın sunduğu çeşitlilik ise akıllara ziyan seviyede. Ormanlardan tutun da vadilere, laboratuvarlardan çiftliklere kadar pek çok farklı oyun alanı hazırlamayı başarmışlar. Origami ustalarını kıskandıracak bir başarıdan söz ediyoruz… Tearaway ► GİRİŞ ► BAŞROL SENİN ► PARMAKLARINIZIN UCUNDA ► DETAYLAR ► PUANLAMA PARMAKLARINIZIN UCUNDA Ancak sadece oyun dünyasının yapılarına işlemiş bir yaratıcılık değil bu, oynanış mekanikleri de sonuna kadar nasibini almış. Cihaz çıktığından beri PS Vita’nın oyuncuya sunduğu özellikleri ile ne kadar farklı yapıda oyuna imkan tanıdığından dem vurmuş olsak da, bugüne dek Killzone dışında bunları tam anlamıyla kullanabilen çok fazla oyunla karşılaşmamıştık. Ancak Tearaway adeta PS Vita için bir doktora tezi özelliği taşıyor. Cihazın yapısını, yapabileceklerini ve özelliklerini Media Molecule kadar iyi kullanabilen başka bir firma yok. Öncelikle ön ve arka dokunmatik ekrandan bahsedelim. Dedik ya, PS Vita bu oyunda gerçek dünya ile kağıtların dünyası arasında incecik bir köprü görevi görüyor. Öyle ki, parmağınızı arka dokunmatik ekrana dokundurduğunuzda Tearaway dünyasının zemininin yırtıldığını ve parmağınızın o boyuta geçtiğini görüyorsunuz. Hatta o incecik yapının arkasından parmağınızı görebiliyorsunuz bile. Bu yaratıcı dokunuş bile oyunun kağıtlar üzerine kurgulu dünyasına müthiş bir inandırıcılık katıyor. Ön taraftaki ekran ise daha ziyade kağıtları kıvırmak, yırtmak ve verdiğimiz şekilleri kesmek için kullanılıyor. Evet, istediğimiz nesneyi çizip keserek Tearaway dünyasına katkıda bulunabiliyoruz… KEYFİNİZE GÖRE Ancak bu kez katkımız LittleBigPlanet’ta olduğu kadar geniş çaplı değil. Orada yarattıklarımız ile kendi oyun dünyamızı bile kurgulayabiliyorken, Tearaway’de bu durum daha ziyade özelleştirme mantığı üzerine kurulu durumda. Gönlümüzce çizdiğimiz şekilleri, farklı farklı katmanları kullanarak ve kesip biçerek karakterlerimizi özelleştirmek için kullanabiliyoruz. Örneğin üzerine bindiğiniz bir domuza aslan yelesi ekleyebiliyor veya ayaklarına patik geçirebiliyorsunuz. İlkokulda gördüğümüz el işi derslerinin faydasını bu oyunda bol bol göreceksiniz. Elbette tüm bunlar, yaratılmış olan görsel dünyanın içinde mümkün kılınabiliyor. Tearaway grafiksel anlamda kesinlikle PS Vita için bir devrim değil ancak kağıtların dünyasını aktarma anlamında mükemmel bir iş ortaya koyuyor. Her bir detay o kadar incelikle işlenmiş ki, gerçekten elinizi uzatsanız o incecik kağıdı yırtıp Tearaway evrenine geçebilecekmişsiniz gibi hissediyorsunuz. Yırtılma, kıvrılma, uçuşma vb. tüm ses efektlerinin de kalitesi ortaya eklenince duyulara hitap konusunda oyun görevini fazlasıyla yerine getirmiş oluyor. Kağıt kesiği dışında, neyse ki öyle lanet sıkıntılar yaşamıyoruz… YOKSA SİZ HALA? Oyun dünyasının LittleBigPlanet, Puppeteer, Scribblenauts ve elbette Tearaway gibi yapımlara fazlasıyla ihtiyacı var. Vurdulu kırdılı, bol çatışmaları oyunların arasında bir nebze olsun nefes alabilmek emin olun bünyeye çok iyi geliyor. Tearaway sadece şimdiye kadar yapılmış en iyi PS Vita oyunu değil, konsola sahip olmayanların başını taşlara vurmasına neden olacak kadar enfes bir yapım. Şimdi onlar düşünsün… Tearaway ► GİRİŞ ► BAŞROL SENİN ► PARMAKLARINIZIN UCUNDA ► DETAYLAR ► PUANLAMA Görselde gördüğünüz her unsuru istediğiniz şekle sokabilirsiniz. Böyle bile yeterince şirin ama bizce… Scraps’ler oyundaki düşmanlarımız. Birileriyle savaşmak gereksiz olmuş ve oyunun tek eksi yönü. İşte gerçek dünyadan sıyrılıp Tearaway’e geçiş yaptığımız, kağıt zeminin yırtılıp, parlak ışıkların gözümüzü aldığı o sihirli an! Masanın üzerindeki dantelmiş mesela. Değil mi? Hayal gücü bizim değil mi kardeşim? Tearaway ► GİRİŞ ► BAŞROL SENİN ► PARMAKLARINIZIN UCUNDA ► DETAYLAR ► PUANLAMA -EDITORUN SECIMI- PUANLAMA OYNANABİLİRLİK -10PUAN- GRAFİK -9PUAN- EĞLENCE -10PUAN- SES – MÜZİK -10PUAN- 9,8 YAPIMCI - DAĞITICI • MEDIA MOLECULE • SONY EUROPE PLATFORM • PS VITA Tearaway ► GİRİŞ ► BAŞROL SENİN ► PARMAKLARINIZIN UCUNDA ► DETAYLAR ► PUANLAMA