SESLİ GÜLMEK ADINA BUNDAN YAKLAŞIK 20 YIL ÖNCE ORTAYA KOYDUĞU OYUNLARLA MACERA TÜRÜNÜ ŞEKİLLENDİREN RON GILBERT, THE CAVE İLE O GÜNLERİ ÖZLEMLE ANAN OYUNCULARIN KALBİNİ KAZANMAYI AMAÇLIYOR. EĞER Kİ MONKEY ISLAND DENDİĞİNDE HALA YÜREĞİNİZ SIZLIYORSA, BU ESRARENGİZ MAĞARADA SİZE DE YER VAR DEMEKTİR Bir oyunun arkasında Maniac Mansion ve Monkey Island oyunlarının yaratıcısı Ron Gilbert’ın olması pek çok oyuncu için yeterince heyecan vericidir. Ancak bu ismin yanına bir de Full Throttle ve Grim Fandango gibi efsanelerden hatırlayacağımız Tim Schafer’ı eklediğimizde ortaya benzersiz bir birliktelik çıkıyor. Elbette bu iki usta isim daha önce de birlikte çalıştılar ancak ciddi anlamda ortak emek verdikleri son oyunun üzerinden tam 20 yıl geçti. Ve bu oyunun, pek çok kişi tarafından gelmiş geçmiş en iyi macera oyunu olarak kabul edilen Monkey Island olması, bu ikilinin birlikte neler yapabileceğinin en güzel kanıtı aslında. Ron Gilbert’ın, 2010 yılında Tim Schafer’ın kurucusu olduğu Double Fine Productions’a katıldığı haberini okuduğumuzda ne kadar sevindiğimizi hatırlayınca, The Cave’in çıkışını neden bu kadar heyecanla beklediğimiz daha iyi anlaşılıyordur sanıyoruz ki. MAĞARANIN FISILDADIKLARI Bir Gilbert/Schafer oyunundan bekleyeceğiniz ilk şey elbette kaliteli mizah öğeleri olacaktır. The Cave’e başladığınız anda bu beklentinin karşılığını alıyorsunuz. Tam yedi farklı oynanabilir karaktere sahip bir oyunda ana karakterin oyunun geçtiği mağara olması bile bu mizahi dokunuşun eseri. Oyun boyunca neler olduğunu, durum analizlerini ve karakterlerin hikayelerini bize anlatacak ve sessiz karakterlerimizin mimikleri dışında buna destek olabilecek hiçbir unsur yok. Ancak bazen basit bir mimik bile kahkaha atmanıza, yolunuza gülümseyerek devam etmenize sebep olacak. Mağaranın bize anlatmak istediği çok şey var, hele de karakter sayısı bu kadar çok olunca. Neyse ki yedisini birden aynı anda oynamadığımızdan bir hikaye bombardımanına tutulmuyoruz. Oyun bizden başlangıçta Knight, Monk, Time Traveler, Twins, Scientist, Adventurer ve Hillbilly’den oluşan yedi karakterden üç tanesini seçmemizi istiyor. Karakterlerin birbirinden ayrıldığı iki önemli nokta var. Birincisi, hepsinin kendisine has bir adet özel yeteneğinin bulunuyor olması. Monk’un objeleri yerinden oynatabilmesi veya Time Traveler’ın kendisini ışınlayabilmesi gibi özel yetenekler sayesinde bulmacaları çözmeye çalışıyoruz. Ancak pek çok bulmaca için yönettiğimiz üç karakterden en az iki tanesini kullanmak zorunda kalıyoruz. Yani anlayacağınız başarıya ulaşmak için özel yeteneklerin birleştirilmesi gerekiyor. Bu nedenle başlangıçta yapacağınız karakter seçimi oyunun ilerleyişini tamamen değiştirebiliyor. Farklılıklardan ikincisi ise oyunda her karaktere özel bölümlerin yer alması. Oyunun kendisi yeterince eğlenceli olsa da, karakterlerin hikayelerini tam olarak anlayabilmek için hepsinin özel bölümünü oynamak gerekiyor. Hikaye yazımı konusunda bu kadar usta kalemlerin elinden çıkma bir yapım olunca, her özel bölümü oynamak istiyor deli gönül. Bu da oyunu en az üç kez bitirmek zorunda olduğumuz anlamına geliyor. Karaktere özel bölümlerin varlığı, tekrar oynanabilirliği kesinlikle destekleyen bir ayrıntı ancak genel yapı değişmediğinden bir noktadan sonra ilgiyi kaybetmeniz olası. Neyse ki yaklaşık olarak dört saatlik bir oyun süresine sahip olduğundan ölümcül bir etki yaratmıyor bedende. Eski Lucas Arts macera oyunu severlerin, en az üç kez bitirmeden The Cave ile ilişiklerini keseceklerini zannetmiyoruz. Peki, bu üç karakterin yönetimini nasıl gerçekleştiriyoruz? Kontrol etmemiz gereken karakter sayısı artınca ister istemez oynanış mekaniğinde sıkıntılar yaşanabileceği düşünülüyor. Ancak karakterler arası geçiş ve kamera kontrolü son derece rahat olduğundan bu sorun pek hissedilmiyor. Sol taraftan bir levyeyi kaldırırken hemen en sağdaki karakter ile açılan kapıdan geçmek hiç de kulağa geldiği kadar zor değil. Ancak bütün bunları tek başınıza yapmaktansa çok daha eğlenceli hale getirmenin bir yolu var. The Cave ► GİRİŞ ► HEPİMİZ BİRİMİZ İÇİN ► DETAYLAR ► PUANLAMA HEPİMİZ BİRİMİZ İÇİN The Cave, eğlencesine eğlence katan bir co-op özelliği ile birlikte geliyor. Üstelik arkadaşlarınızın istedikleri zaman oyununuza dahil olabildikleri, istedikleri zaman terk edip gidebildikleri bir sistem sayesinde de son derece kullanışlı bir yapı sunuluyor. Üç farklı karakterin yönetildiği bir oyunu arkadaşlarınızla birlikte oynamak emin olun çok daha keyifli bir deneyim. Hele de The Cave gibi mizahi öğelerle çevrelenmiş bir oyunda arkadaşlarınızla geçireceğiniz zamanın tadı damağınızda kalacak. Diğer oyuncularla birlikte oynarken dikkat etmeniz gereken tek şey, birbirinizden fazla uzaklaşmamak. Böyle bir durum olduğunda karakterinizin kontrolünü kaybedebiliyorsunuz. Tek kişi oynarken yapay zeka bu durumu hallediyor ve diğer karakterleri sürekli olarak belirli bir uzaklıkta tutuyor. Bir diğer önemli konu da kamera kullanımı. Co-op oynarken kamera sadece tek bir oyuncuyu takip ediyor ancak her oyuncu tek bir tuşla kamerayı kendi üzerine alabiliyor. Koordineli bir ekip arasında oynandığında bütün sorunları çözen bu sistem, şakacı bir arkadaşın varlığında kötü sonuçlar doğurabiliyor. Kiminle oynayacağınızı iyi seçmenizi tavsiye ederiz. ŞİRİN ŞEY SENİ The Cave için görsel anlamda sanat eseri, şaheser vb. haddinden fazla övücü ifadeler kullanmak yersiz olur. Oyunun grafikleri tam da olması gerektiği gibi; ne eksik, ne fazla. Oyunun sahip olduğu samimi atmosferi ancak bu kadar sempatik görseller destekleyebilirdi. Özellikle karakter çizimleri ve animasyonları bir harika. Durum bazlı verilen tepkiler ve karakterlerin bu tepkileri yansıtabilmek adına kullandığı mimikler gerçekten hayranlık uyandırıcı. Oyunun her şeyini oluşturan mağaranın tasarımı ve hikaye anlatımı noktasında kullanılan görsel detayları da The Cave’i grafik anlamında olabilecek en üst noktaya taşıyor. Seslendirme noktasına gelindiğinde ise karakterlerin hiç ses çıkarmıyor oluşları biraz üzücü aslında. Keşke karakterler ile mağara arasında bazı diyaloglar duyabilseydik. Çünkü mağara için yapılmış olan seslendirme gerçekten enfes ve içinde dolaşan karakterlere takılmadan duramıyor. Diyalog yazma konusunda uzman olan bu isimlerin ellerinden çıkacak atışmaları duymak eminiz ki oynayan herkesi mest ederdi. Ancak bunu bir eksi olarak nitelemediğimizi sadece elindekilerle yetinmeyi bilmeyen şımarık bir çocuk edasıyla istediğimizi belirtelim. USTALARA SAYGI Tim Schafer son dönemde çok fazla kıymeti bilinmeyen oyunlara imza atmış bir yapımcı. Psychonauts olsun, Brutal Legend olsun müthiş oyunlar olsa da yapımcısını maddi olarak tatmin edemedi maalesef. Hal böyle olunca, The Cave’in değeri bir kat daha artıyor. Çünkü Ron Gilbert ve Tim Schafer imzalı daha fazla oyun görmek istiyorsak eğer, The Cave’in kıymetini gerçekten bilmemiz gerekiyor diye düşünüyoruz. Wonderbook: Book of Spells ► GİRİŞ ► HEPİMİZ BİRİMİZ İÇİN ► DETAYLAR ► PUANLAMA Oyunun grafik tasarımı, karakter modelleri ve animasyonları, atmosferi pek bir hoş tamamlıyor. Tüm seviyelerdeki bulmacalar son derece akıllıca planlanıp yerleştirilmiş. Kimileri zor görünse de aslında oldukça basit çözümleri var. Bir platform oyunu olarak The Cave, kendi türündeki bir oyundan beklenmeyecek sürprizlere sahip. Kimi yaratıklar sizi köşeye kıstırabiliyor. Bazense kimi bulmacaları belli bir zaman diliminde çözmeniz gerekebiliyor. The Cave ► GİRİŞ ► HEPİMİZ BİRİMİZ İÇİN ► DETAYLAR ► PUANLAMA PUANLAMA OYNANABİLİRLİK -8PUAN- GRAFİK -9PUAN- EĞLENCE -9PUAN- SES – MÜZİK -8PUAN- 8,5 YAPIMCI - DAĞITICI • DOUBLE FINE PRODUCTIONS • SEGA PLATFORM • PC, Mac, PS3, Xbox The Cave ► GİRİŞ ► HEPİMİZ BİRİMİZ İÇİN ► DETAYLAR ► PUANLAMA