GİT GİT BİTMİYOR
İlk olarak 2013 yılının E3 fuarında karşımıza çıkan The Crew, oldukça gösterişli bir tanıtım ile dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştı. Gösterilen harita büyük, bu büyük haritada yapılabilecekler ise fazlasıyla çeşitli duruyordu. Oyuna ismini veren ekip kurma mekaniği için Amerika’nın dört farklı noktasında bulunan oyuncular tek bir noktada birleşiyor ve zırhlı bir aracın peşinden koşturuyorlardı. Bu araçlardan bazıları parlak ışıklara sahip şehir sokaklarından kopup gelirken, bazıları ise toprak zeminde doğa koşullarına karşı mücadele içindeydi. Burada amaç, yapımcının da altını çizdiği gibi oyunun içinde her türden yol koşulunun yer aldığını göstermekti. Şimdi oyun elimizde olduğundan öncelikle bu noktaların ne kadar gerçeğe dönüştüğüne değinelim. Bir kere gerçekten de oyunun inanılmaz büyük bir haritası var. Mantıklı ölçülerde küçültülmüş Kuzey Amerika’nın tamamı oyuna aktarılmış ve dağ bayır şehir demeden her noktasına gitme imkanınız bulunuyor.
Harita o kadar büyük ki, altınızda son model hızlı araçlar olmasına rağmen bir noktadan diğerine gitmek çok uzun sürdüğünden oyuna hızlı ulaşım seçeneği eklenmiş. Tabii bu işlem o kadar kolay değil çünkü sonuçta bir Ubisoft oyunu oynuyoruz ve her Ubisoft oyununda mutlaka gitmek istediğiniz bölgeyi öncelikle açma zorunluluğunuz var. Tıpkı Assassin’s Creed oyunlarında olduğu gibi burada da “waypoint” sistemi karşımıza çıkıyor ve sadece bu noktalara giderek açtığımız bölgelere hızlı ulaşım gerçekleştirebiliyoruz. Yine de bu seçeneğin yer alması iyi olmuş çünkü özellikle oyunun ilerleyen bölümlerinde yollarda telef olmaktan sıkıldığınız anlar kendisini bol bol gösteriyor.
Tüm haritayı keşfetmek istediğiniz ilk saatlerde ise söz verildiği gibi pek çok farklı yol koşuluyla karşılaşıyorsunuz. Şehir içlerinde asfalt yollar üzerinde lastik eritirken doğaya çıktığınızda çöller, karlı tepeler ve çamurlu ormanlık alanlar sizi bekliyor. Bu ayrım, oyunun sunduğu çeşitlilik için büyük bir zenginlik sağlıyor. Pek çok yarış oyunu bu koşullardan sadece bir veya iki tanesine odaklanır çünkü. Bu bağlamda The Crew’ün hakkını teslim etmek gerekiyor. Özellikle şehirden şehre ulaşım için kullanılan medeniyetten uzak alanlarda gezinmek çok büyük bir keyif. Ancak ne kadar büyük ve çeşitlilikle dolu bir oyun alanı yaratırsanız yaratın, bu alanda yapılabilecek şeyleri aynı oranda geliştiremezsiniz tüm çabalarınız bir anda çöpe gidecektir. The Crew, ana ve yan olmak üzere ayrılan görevleriyle bu çeşitliliği sağlamaya çalışıyor.
Mübalağasız söylemek gerekirse oyunda yüzlerce görev bulunuyor. Nereye giderseniz gidin küçük haritada sürüyle görev ikonunun parladığını görüyorsunuz. Özellikle yan görev sayısı mantık sınırlarını zorlayacak düzeyde. Ancak The Crew, kalitenin nicelikte değil nitelikte olduğunun en somut kanıtlarından birisi olmayı üzücü de olsa başarıyor.
► GİRİŞ
► GİT GİT BİTMİYOR
► ZORLA GÜZELLİK
► NEREM DOĞRU Kİ?
► DETAYLAR
► PUANLAMA