The Evil Within incelemesi

KANI BOL BULUNCA
Korku oyunu olarak değerlendirmiyorsak hangi sınıfa dahil etmeliyiz peki The Evil Within’i? Vahşeti fazla kaçmış, tansiyonu yüksek bir aksiyon oyunu olarak nitelendirebiliriz rahatlıkla. Kan kullanımı o kadar üst seviyede ki, korkutmaktan ziyade mide bulandırmaya yarıyor çoğunlukla. Vura vura kafasını patlattığınız bir düşman sonrası resmen vücudunuz görünmeyecek bir hale geliyor kandan. İşin komik yanı ise, bembeyaz bir gömleğe sahip olan dedektifimizin sadece birkaç saniye içinde tüm kandan arınmış bir şekle geri dönüyor olması. Bari koyu renk bir şey giydirseydiniz de belli olmasaydı diye düşünmeden edemiyor insan.

Ancak oyun çok kötüymüş gibi sürekli olumsuz yanlarından bahsetmeyelim biz yine de. Bir kere mekan çeşitliliği anlamında ortaya harika bir iş koyulmuş. Neden olduğunu uzun süre anlayamadığınız bir sebeple sürekli olarak farklı bölgelerde buluyorsunuz kendinizi ve bu bölgelerin tamamı oldukça ilginç tasarımlara sahip. Yarım saat içinde kanlı bir hastaneden ellerinde meşale ile dolaşan düşmanlara sahip bir kasabaya geçiş yapınca ne denli büyük bir karmaşanın içinde olduğunuzu siz de hemen anlayacaksınız. Mekan çeşitliliği anlamında son yılların en zengin içeriğini barındırıyor oyun belki de.