DUR YAVRUM, DUR EVLADIM!
Ancak oyunun en büyük başarısı, en büyük günahı da aynı zamanda… Trico çok gerçekçi, yani, fazla gerçekçi. Bir hayvandan bekleyebileceğiniz hemen her türlü ruh haline sahip. Buna başına buyrukluk ve umursamazlık da dahil. Oyunda ilerleyebilmek için Trico’nun pek çok engeli aşmanızda yardımcı olması gerekiyor. Yeri geliyor sırtına atlayıp yüksek bir noktaya ulaşıyorsunuz, yeri geliyor zincirlere asılarak kapıları açmasına ihtiyaç duyuyorsunuz. Ama işte tüm bunların olabilmesi için Trico’yu yönlendirmek gerekiyor. İlgili noktaya gelmesi, kafasını kaldırması, kuyruğunu sallaması, suda çırpınması gibi pek çok aksiyonu gerçekleştirmesi gerekiyor. Fakat bazen öyle bir hale geliyor ki iş, dakikalar boyunca sözünüzü dinletemiyorsunuz hayvana. Kimileri bunu “Ne güzel işte gerçekçi olmuş, her denileni yapan hayvan mı olur?” diyerek savunuyor ancak, her gerçekçi durum oyun zevkine katkı sağlayacak diye bir durum yok. Düşünsenize futbol oyunu oynuyorsunuz, maç sırasında stadın elektrikleri kesiliyor falan. Bu kadar da realiteye düşmeye gerek yok sanki. İşte Trico’nun bu yer yer söz dinlemez halleri, bir oyunun sabrınızı ne kadar sınayabileceğini size güzel bir şekilde göstermiş oluyor.