İki dünya bir olunca Nintendo’nun ülkemizde maalesef ki geri planda kalmış olması sebebiyle Mario, Pokemon ve Zelda gibi oyunlar adından bir türlü söz ettiremiyor. Belki farkında bile değilsiniz ama okumakta olduğunuz inceleme yılın oyunu olabilecek seviyede bir yapımdan bahsediyorTamam tamam, GTA V’in çıkmış olduğu bir yılda başka bir oyuna “Yılın Oyunu” payesini uygun görmek pek mümkün değil. Dahası, pusuya yatmış olan Bioshock: Infinite ve The Last of Us gibi iki kallavi ismi de görmezden gelemeyiz. Ancak nasıl ki geçtiğimiz yıl Telltale Games’in The Walking Dead’i gönüllerin şampiyonu olmuştu, işte bu yıl da The Legend of Zelda: A Link Between Worlds bizim için aynı özelliği taşıyor. Elbette sayıları az da olsa varlıklarını bir şekilde sürdürmeyi devam ettirebilen “Türk Nintendo Severler” cemiyeti neden bahsettiğimizi çok iyi anlamıştır. Bu incelemenin asıl amacı, Zelda serisinin önemini diğer kitleye anlatmaya çalışmak ve bir adet 3DS almalarını sağlamak olacak. Nintendo’nun bu inceleme için para ödediği söylentisi ise tamamen hayal ürünüdür, inanmayınız böyle haberlere… The Legend of Zelda: A Link Between Worlds ► GİRİŞ ► DÜNDEN BUGÜNE ► KOLAYA KAÇMAK YOK! ► DETAYLAR ► PUANLAMA DÜNDEN BUGÜNE Dile kolay, tam 27 sene geçmiş ilk The Legend of Zelda oyununun üzerinden. Bunca zaman geçmesine rağmen hala oyuncuyum diyen pek çok kişinin ana karakteri Zelda zannediyor olması da ironiktir. 17 oyunun sonunda sadece dört kez ismini oyunun adına “dolaylı yoldan” sokmayı başarabilmiş cesur savaşçımız Link, 1991 yapımı A Link to the Past’in ruhani takipçisi olma özelliğini taşıyan A Link Between Worlds ile tekrar karşımıza çıkıyor. Pek çok kişiye göre sadece serinin değil, gelmiş geçmiş tüm oyunlar içinde en iyilerden birisi olma özelliğini taşıyan Ocarina of Time’ı bir kenara bırakırsak bizim için A Link to the Past’in yeri çok ayrı. Tam da bu nedenle A Link Between Worlds harika bir sürpriz olarak çıktı karşımıza. Çünkü aralarında yaklaşık 20 sene olmasına rağmen bu iki oyun birbirine her açıdan çok fazla benziyor. Oyunun geçtiği dünya olan Hyrule’den tutun da oynanış dinamiklerine ve hatta müziklere kadar yansımaları çok net fark ediyorsunuz. Elbette arada benzerlikler olsa da aslında yaşananların üzerinden geçmiş olan bir altı nesil var ve bunun izlerini oyun size çok net olarak gösteriyor. Örneğin Hyrule genel hatlarıyla bire bir aynı olsa da konu zindanlara geldiğinde tamamen yenilenmiş bir yapı çıkıyor karşımıza. Dahası, en az Hyrule kadar önem arz eden ve bu dünyanın aynadaki yansıması diyebileceğimiz Lorule de oyuna eklenince bir anda bildiklerimizi unutur hale geliyoruz. Karıştı mı? Hikayeye baştan başlayalım o halde. Baş kötümüz Ganon hapsedilmiş ve Hyrule’u huzur gelmiş durumdadır. Link, biraz savsak da olsa günlük işler yaparak hayatını yaşamaktadır. Ancak ansızın ortaya çıkan ve tek amacı Ganon’u kurtarmak olan Yuga isimli işe yaramaz, bütün bu mutluluğa limon sıkacaktır. Önüne geleni resme çevirerek tablolara hapseden Yuga’nın bir sonraki hedefi Prenses Zelda olacaktır ki elbette Link buna izin vermeyecektir. Her ne kadar başlangıçta hikaye basitmiş gibi görünse de oyun ilerledikçe ikinci dünya olan Lorule’nin konuya dahil olmasıyla dallanıp budaklanıyor ve oldukça çetrefilli bir yapıya bürünüyor. Bilenler bilir, her Zelda oyununda oynanış mekaniğinin merkezinde yer alan farklı bir yapı kullanılır. A Link Between Worlds için bu yapıyı resme dönüşme mekaniği oluşturuyor. Link, oyunun bir evresinde bu özelliği kazanıyor ve istediği zaman duvarın üzerine poster misali yapışıp iki boyutlu hale geçiş yapıyor. Normalde yukarıdan bakış açısıyla oynarken, bu özellik devreye girdiğinde yapıştığımız duvara karşıdan bakar hale geliyoruz ve bütün mekanik bir anda değişiyor. Ulaşılmaz noktaları ulaşır kılmak, bulmacaları çözmek, düşmanlardan sıyrılmak ve duvarlarda yer alan çatlakların arasından sızmak gibi pek çok işe yarayan bu özellik, 27 yıllık bir seride dahi bu denli yaratıcı fikirlerin üretilebileceğini çok net olarak ortaya koyuyor. Unutmadan, hikayenin ilerleyişinde büyük önem arz eden Lorule’ye geçişi sağlayan noktalardan geçebilmek için de bu özelliğe ihtiyacımız var. Kısacası sık sık Link’i duvara çalmak zorunda kalacaksınız, kaçarı yok… The Legend of Zelda: A Link Between Worlds ► GİRİŞ ► DÜNDEN BUGÜNE ► KOLAYA KAÇMAK YOK! ► DETAYLAR ► PUANLAMA KOLAYA KAÇMAK YOK! Ancak Zelda dünyasının her öğesinde olduğu gibi bu özelliğin de bir kısıtlaması bulunuyor, aksi takdirde her şey fazla kolay olurdu değil mi? Resme dönüşme sürenizi belirleyen bir güç barı bulunuyor ve bu bar bitmeden gerçekleştirmeniz gereken eylemi tamamlamanız gerekiyor. Aksi takdirde Hyrule’un dipsiz çukurlarını bol bol ziyaret edebilirsiniz. Kısıtlamalardan bahsediyor olsak da A Link Between Worlds, Zelda serisinin bugüne dek yapılmış en serbest oyun yapısını sunuyor. Normalde oyunda ilerlerken gideceğiniz her zindanın ve hatta her katın sırası belirlidir ve bu alanları geçmek için gerekli olan nesneyi elde etmeden asla bir sonraki aşamaya geçemezsiniz. Ancak bu kez istediğiniz her yere gidebiliyor, zindanları istediğiniz sırada tamamlayabiliyorsunuz. Peki gerekli nesneler olmadan sonuca nasıl ulaşıyoruz? Yapımcılar buna şöyle bir çözüm getirmiş; artık önemli nesnelerin tamamı satın alınabiliyor ve hatta kiralanabiliyor. Satın almak çok pahalı o nedenle kiralama seçeneğini daha sık değerlendireceksiniz. Ancak onun da şöyle bir handikabı var, eğer ölürseniz nesneyi kaybediyorsunuz. Bu da nesneyi tekrar kiralayıp her şeye baştan başlamanız demek. Dedik ya, aksi takdirde her şey fazla kolay olurdu değil mi? BEYNİNİZ YORULACAK Ve size şu kadarını söyleyelim; bu oyunda öleceksiniz, hem de çok öleceksiniz. Zorluk derecesi bir yerden sonra öyle artıyor ki kafayı kırmamak elde değil. Ancak asıl problem ölmek veya düşmanlar değil. A Link Between Worlds, uzun zaman sonra ilk kez bir Zelda oyununda bizi uzun uzun düşünmeye itmeyi başardı. Her bulmacanın mantıklı bir açıklaması var ancak bu bazılarının cidden çok zor olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Üstelik oyunda yer alan her zindanın farklı bir yapısı ve oynanış tipi olduğu düşünülürse bulmacaların gösterdiği değişkenlik de tahmin edilebilir sanıyoruz ki. Nintendo 3DS’in en iyi bulmaca oyunuyla karşı karşıya olduğumuzu rahatlıkla söyleyebiliriz. Hele bir de düşünmeyi ve zorda kalmayı seviyorsanız yaşadınız. Sevmiyorsanız da sıkıntı yok çünkü oyunda bir de yardım sistemi bulunuyor. İpucu gözlüğünü takarak size belirli bir ücret karşılığı yardım teklif eden hayaletlerden destek alabilirsiniz. Ancak baştan uyaralım, bazen oldukça ketum olabiliyorlar ve harcadığınız para tamamen boşa gidebiliyor. Yine de ipucu sistemini dahi bu denli farklı ve yaratıcı bir sistemle kullanmış olmalarına şapka çıkarmak gerek. NEREDEYSE KUSURSUZ Eğer eski bir Zelda oyuncusuysanız, oyunda kullanılan müzikleri ve ses efektlerini duyduğunuzda yüzünüzde mutlaka bir gülümseme oluşacaktır. A Link to the Past için kullanılan pek çok müzik ve ses efekti yeniden düzenlenerek kullanılmış ve gerçekten enfes olmuş. Hem görsel hem işitsel hem de oynanış dinamikleri olarak eskiye bu kadar bağlı kalırken aynı zamanda bu kadar yeni ve farklı olmayı ancak Zelda başarabilirdi zaten. İşte bu nedenle hanımlar ve beyler; Bu yılın “Gönüllerin Şampiyonu” ödülü A Link Between Worlds’e gidiyor. The Legend of Zelda: A Link Between Worlds ► GİRİŞ ► DÜNDEN BUGÜNE ► KOLAYA KAÇMAK YOK! ► DETAYLAR ► PUANLAMA Her oyunun değişmezi olan Master Sword’u elde etmek için yine yapmadığınız şaklabanlık kalmayacak. İhtiyacımız olan nesneleri bize sağlayan Ravio, oyunun sonuna da hoş bir sürpriz saklıyor. Resim olarak duvara yapıştığımızda görsel olarak hiyeroglif yapının kullanılması hoş bir detay olmuş. Evden dışarı adımınızı attığınız ilk andan itibaren Hyrule bütün sıcaklığıyla içinizi ısıtacak. The Legend of Zelda: A Link Between Worlds ► GİRİŞ ► DÜNDEN BUGÜNE ► KOLAYA KAÇMAK YOK! ► DETAYLAR ► PUANLAMA -EDITORUNSECIMI- PUANLAMA OYNANABİLİRLİK -10PUAN- GRAFİK -9PUAN- EĞLENCE -10PUAN- SES – MÜZİK -10PUAN- 9,8 YAPIMCI - DAĞITICI • NINTENDO • NINTENDO PLATFORM • 3DS The Legend of Zelda: A Link Between Worlds ► GİRİŞ ► DÜNDEN BUGÜNE ► KOLAYA KAÇMAK YOK! ► DETAYLAR ► PUANLAMA