Tam üç yıldır belirli aralıklarla oynamakta olduğumuz bir oyunu şu an inceliyor olmak oldukça ilginç geliyor bize. Son derece uzun bir erken erişim dönemi geçiren oyun, Ağustos ayı itibarıyla hem resmi çıkışını gerçekleştirdi, hem de uzun zamandır beklenen senaryo modunu bizlerle buluşturdu. Hayatta kalma oyunlarının pek fanatiği olduğumuz pek söylenemez. Çok seveni olduğunu elbette biliyoruz ancak taş topla, çalı çırpı kovala ile geçen oyun zamanı bir yerden sonra bizi fazlasıyla bayıyor. Ancak iş The Long Dark’a geldiğinde durum pek öyle olmadı. Evet yine bir sürü şey toplanması gerekiyordu oyun içinde ancak bunlar hem bunaltıcı bir şekilde aktarılmıyordu oyuncuya, hem de bu keşmekeş dışında yaptıklarınız iyi hissettiriyordu. The Long Dark pek çok noktada hayatta kalmak kadar, yaşadığınız andan zevk duymayı da ön plana çıkarmaya gayret gösteriyor çünkü. Fazlasıyla ihtiyaç duyduğunuz bir materyale ulaşmak için bin bir zorlukla çıktığınız bir tepede karşılaştığınız manzara, tüm zorlukları anında unutmanızı sağlayabiliyor örneğin. İşte böylesi anlara sahip olabilmek için hayatta kalma mücadelesi vermek bizim damak tadımıza daha bir hitap ediyor sanıyoruz. KANADA'NIN SOĞUĞU BAŞKA BİR ŞEYE BENZEMEZ Yaklaşık olarak üç yıldır The Long Dark’ın yalnızca hayatta kalma modu oynanabilir durumdaydı. Burada ya zorluk seviyesini kendimize uygun bir şekilde belirleyerek en uzun süre hayatta kalmaya çabalıyorduk ya da sonradan eklenen yeni modlar sayesinde bazı hedefleri gerçekleştirmek için uğraşıyorduk. Geçtiğimiz ay eklenen senaryo modundan yazının ilerleyen kısımlarında bahsedeceğiz ancak tamamlanmış hali için şunu söyleyebiliriz ki; The Long Dark’ın en güçlü kısmı hala hayatta kalma modu gibi görünüyor. Hikaye kısmı ilginç ögeler barındırıyor olsa da, oyunun en güçlü tarafının ağırlığını kaldıramamış. Haliyle zaten oynamış olduğumuz kısmın üzerine çıkamamış olması, final sürümün puanını da olumsuz yönde etkiliyor ne yazık ki. Öncelikle şu ana kadar oyunu hiç oynamamışlar olabileceğini düşünerek The Long Dark nedir ondan bahsedelim. The Long Dark, hayatta kalabilme zorluğu olarak kendisine Kanada’nın dondurucu soğuğunu seçen bir yapım. Bu sıcaktan, elektrikten, yiyecek imkanlarından, iletişimden ve bunun gibi pek çok unsurdan mahrum ortamda ölmemeye çalışmak yegane arzunuz. Bunu yaparken de saçma sapan detaylarda boğmak yerine, en önemli unsurlara önem göstererek bir oynanış tarzı benimsiyor oyun. Diğer yan elementler bir yana, ölmemek adına dikkat etmeniz gereken dört temel konu var: Yiyecek, içecek, vücut ısısı ve yorgunluk. Bu dört başlığı kontrol altında tuttuğunuz ve başınıza beklenmedik bir bela gelmediği sürece, hayatta kalmayı rahatlıkla başarabilirsiniz. Ancak bu dört başlığı öyle kolay kolay kontrol altında tutamayacaksınız ve başınıza sık sık hiç beklemediğiniz belalar musallat olacak. VURMA ARTIK, ÖLDÜM! Yiyecek ve içecek bulmak için mutlak suretle dışarı çıkmalısınız, sürekli olarak kapalı bir alanda kalamazsınız. Ancak burası terk edilmiş bir bölge ve her yerde karşınıza bolca yiyecek imkanı çıkacağını düşünmemelisiniz. Bunun için bol bol yürümek zorunda kalacaksınız ve bu da soğuğa maruz kalacağınız anlamına geliyor. Uzun süre soğuğa maruz kalamazsınız, ya kapalı bir alana girmeli ya da ateş yakmalısınız. Ancak yeterli yiyecek ve içecek bulamadıysanız uyumak sizin için ölmek anlamına gelebilir. O nedenle biraz ısındıktan sonra tekrar yola koyulacaksınız ancak bu kez de yorgunlukla mücadele etmek zorunda kalacaksınız. Bu arada donmamak için bulmak zorunda olduğunuz kıyafetlerin durumu da kritik bir önem arz ediyor. Bulacağınız kıyafetlerin ne kadar yıpranmış olduğu, ıslak olup olmadığı gibi elementler vücut ısınıza doğrudan etki edecek. Elbette bunları tamir edebilirsiniz ancak bunun için ihtiyaç duyacağınız dikiş seti ve kumaş parçalarını bulmak için daha da fazla yürümelisiniz. Tabii Kanada’nın sürekli değişen hava şartları buna izin verirse. Çünkü bir saat önce açık olan hava bir anda kar fırtınası ile sizi hırpalayabilir ve hipotermi riski yaşayarak ölümle burun buruna kalabilirsiniz. Ha bu arada; gördükleri yerde sizi öldürmek isteyen kurt ve ayılardan bahsetmiş miydik? NE KADAR SÜRE DAYANABİLECEKSİNİZ? The Long Dark’ın hayatta kalabilmek için yapmanız gerekenler adına belirlediği elementler oldukça basit, ancak bunların kontrolü tahmin ettiğinizden daha zor. Yukarıda bahsettiklerimizin yanında yediğiniz bir şey yüzünden zehirlenebilir, kurt ısırığı nedeniyle kanama yaşayabilir ve hatta bir tümseği fark etmeyerek bileğinizi burkabilirsiniz. Tüm bu elementlere dikkat ederek mücadele ettiğiniz hayatta kalma modu fazlasıyla eğlenceli. Çünkü bunu inanılmaz güzel görünen bir doğal ortamda ve devamlı olarak keşfedeceğiniz yeni bölgeler içinde gerçekleştireceksiniz. Her bir yeni denemede, bir önceki seferden daha uzun süre hayatta kalabilme motivasyonu üst düzeyde olacak. Eğer ben yeterli motivasyonu bulamıyorum, bana ekstra bir sebep lazım derseniz de burada devreye mücadeleler giriyor. Kar fırtınası gelmeden önce belirli bir süre içinde gerekli yiyecek miktarını toplamaya çalışabilir veya o bölgeye terör estiren bir ayıyı öldürmeye odaklanabilirsiniz (küçük bir not; öldürmek için ihtiyaç duyacağınız tüfeği bulmak tahmin ettiğinizden çok daha zor). Üstelik oyunun bir de zorluk seçenekleri var. En zor seçenekte hayatta kalmak için ihtiyaç duyduğunuz materyallerle sizi öldürmek isteyen hayvanların sayısı o kadar çok ve havanın kötü yanı o kadar baskın ki, gerçek mücadele diye işte buna deriz. DETAYLAR Oyun Kanada’da geçer de, Kuzey Işıkları’nı unutmak olur mu? Normalde gece dışarı çıkmak fazlasıyla tehlikeli olsa da oyunda, sırf bu ışıkları görmek için bile o risk alınır doğrusu. Bir de şu manzaranın güzelliğine bakar mısınız? İnsan şunu görecekse nasıl hayatta kalmasın? Yalnız dikkat edin, manzaraya bakacağım derken ayağınızın altındaki buz kırılmasın. Eğer oyunda böylesi bir durumla karşılaşırsanız, elinizde tüfek olsa dahi fazla cebelleşmeyin ve kaderinize razı olun. Ayılar pek acımasız zira, kafaya koydular mı ellerinden kaçış yok. Oyunun zaman içinde elden geçen menü sistemi şu an oldukça kullanışlı bir hale gelmiş durumda. Her anın kritik olduğu böylesi bir oyunda, menünün kolaylığı hayat kurtarabiliyor. PUANLAMA