The Sims 3

Bundan neredeyse 10 yıl önceydi… Ekran görüntülerine ve hakkında yayınlanan görüntülere bakıp daha önce hiç denemediğimiz bu şeyin nasıl olacağına dair fikir yürütmeye çalışıyorduk. Öyle ya, o güne değin video oyunları hep bir şeylerin taklidi olmuştu fakat bu kez direkt gerçek hayatın ta kendisiyle karşılaşacaktık. Sanal dünyada 1 ve 0’lardan oluşacak bir karakter yaratacak, ona bir ev yapacak ve iş bulacaktık. Oyundaki tüm amacımız, kendi yarattığımız bu karakteri mutlu etmekti. Zaman ilerledikçe onlara ‘Sim’ demeye daha da alışır olduk. Fakat oyun gerçek hayatın kendisine biraz fazla benziyordu. Sanal da olsa bir insana bakmak gerçekten kolay iş değildi. En sonunda yarattığı karakterle ciddi anlamda duygusal bağ kuran bizler, yepyeni bir oyun türünün bağımlısı olmuştuk. Serinin bu üçüncü oyununda bağımlısı olduğumuz ne varsa daha da iyi bir şekilde geri dönüyor.

JUST A PERFECT DAY
Simülasyon, Latince’de ‘benzetim’ anlamına geliyor. Hayatın kendisini dijital dünyada simüle etmek, hem de bunu eğlenceli bir şekilde yapmak pek kolay olmasa gerek. Sims 3’te eski oyunlarda hoşumuza giden ne varsa, geliştirici ekip daha fazlasını üzerine koymayı başarmış. Geliştirilenler ise sadece teknik özellikler değil. EA, daha da fazlasını oynanışta yapmayı başarmış. Öncelikle oyunda yarattığınız karakterlere verdiğiniz özelliklerin tümünü de oyunda görebiliyorsunuz. Örneğin, yarattığınız karaktere ‘çalışkan, ama uykucu’ gibi özellikler eklerseniz bu özelliklerin tümünü de karakterinizin üzerinde görebiliyorsunuz. Karakterlerin özelliklerinin bu denli belirgin olmasının sebebi ihtiyaç listesinin daha net sınıflandırılmış olması. Bu ne demek? Önceki Sims oyunlarına göre ‘Sim’lerinizin ihtiyaçları azaltılmış. Bu durum oyuna kesinlikle pozitif bir şekilde yansımış. ‘Sim’lerinizin artık konfor ve çevre gibi ihtiyaçları yok. Bunlar sosyal çevre ile iletişime geçerek yani toplumsal hayatla artırılabilecek özelliklerin içine yedirilmiş. Bir kere tüm komşularınızı, kasabayı gezebiliyorsunuz, hem de arada ekstra bir yükleme ekranı olmadan. Girdiğiniz her türlü sosyal çevre ve aktivite direkt olarak karakterinizi etkiliyor. Örneğin, eğitim seminerlerine katılırsanız hem sosyalleşiyor, hem de zekanızı artırıyorsunuz. Eğer zekanızı sadece satranç oynayarak artırmayı denerseniz artış süresi daha yavaş oluyor. Elbette ki bu sadece küçük bir örnek… Oyunda yapılacak yüzlerce aktivite ve bürünülecek binlerce karakter bulunuyor. En eğlencelisi ise kendinize en yakın karakteri yaratıp onu oyun içinde izlemek olur. Kendinizi dışarıdan gördüğünüz zaman inanın ki ne çekilmez biri olduğunuzu daha iyi anlıyorsunuz. (Fikri veren Serpil’e teşekkürler.) Ayrıca karakterinizin sahip olabileceği birkaç tane de yetenek bulunuyor. Serinin önceki oyunlarında ‘yaratıcılık’ başlığı altında toplanan ‘gitar çalmak’, ‘resim yapmak’ gibi yetenekler artık ayrı ayrı bulunuyor. Yeteneklerin bu şekilde kendi içlerinde sınıflandırılıyor olması oynanışa büyük bir esneklik katmış. Sims 3’te karakterinizin ilerleyebileceği kariyer olanakları da zenginleştirilmiş. Farklı meslek dalları altında birden fazla departman bulunabiliyor. Tüm bunların hepsi de içinde bulunduğunuz meslek dalının gidişatı içindeki karakter özelliklerinize bakıyor. Yani, yaratıcılığınıza, çalışkanlığınıza vs…

DRINK SANGRIA IN THE PARK
Meslek yaşamınızda düzgün ilerleyebilirseniz çeşitli ödüllerin de sahibi oluyorsunuz. Terfi almanız kolaylaşıyor, daha çok maaş alıyorsunuz vs… Elbette ki tüm bunlar ‘Sim’inizin hayatına son derece olumlu yansıyor. Daha iyi bir eve çıkıp daha kullanışlı eşyalar alabiliyorsunuz. Tüm bu resmi topladığınız zamansa ortaya karakter özellikleri, sosyal hayat, iş hayatın döngüsü içerisindeki ‘Sim’inizi mutlu etmeye çalıştığınız bir oyun yapısı çıkıyor. Hem de diğer Sims oyunlarından çok daha esnek ve eğlenceli bir yapısı bu.

AND THEN LATER WHEN IT GETS DARK
The Sims 3’ün teknik özellikleri ise epeyce geliştirilmiş. Grafikler ve animasyonlar göze oldukça hoş görünüyor. Özellikle çevre tasarımı son derece yerinde olmuş. Oyunun grafik özellikleri yenilenmiş ancak sevilen Sims çizgisinden de kopulmamış. Bu nedenle oynanışa yabancılık çekseniz bile -ki o da çok uzun sürmüyor-, ortama asla yabancılık çekmiyorsunuz. Müzikler ve seslendirmeler ise bildiğiniz Sims kalitesinde. Ancak ben en çok ‘Sim’lerin konuştuğu o tuhaf dili özlemişim. Sul Sul!

WE GO HOME*
Oyunla ilgili tek eleştirim içeriğin epeyce boş bırakılmış olması. EA agresif pazarlama tutumunu burada da gösteriyor ve oyuna eklenebilecek tonla içeriği ek paketlere bırakıyor. Bu o kadar belli ki tüm eksiklikler gözünüze illaki çarpıyor. Özellikle önceki Sims oyunlarını ve ek paketlerini oynadıysanız tüm eksiklikler iyice rahatsız edecektir sizi. Ancak eğlence ve ürün kalitesinde kesinlikle bir problem yok. The Sims 3 tüm oyunseverlere şiddetle tavsiyemdir.

*Lou Reed – Just A Perfect Day

UYANINSerinin önceki oyunlarını oynamış olanlar bilirler ki, bir Sim için düzenli yaşam çok önemli. Bu nedenle kalktıktan sonra ‘Sim’inizin isteklerini bir gözden geçirmekte fayda var. Temizlik ve sıkı bir kahvaltı güne başlamak için ideal aksiyonlar.

HAZIRLANINHenüz kendi arabanız yoksa işe gitmek için servisinizi beklemek durumundasınız demektir. Aracınız gelmeden mutlaka hazır olun. Şayet gündelik işlerinizi bitirmeden servis aracı kapıya gelirse yetişmeniz son derece zor.

YÜKSELİNSıra işe gitmeye geldi. Hayat basamaklarını tırmanmak için illaki bir işe girmeniz gerekecek. Karakter özelliklerinizi pozitif yönde geliştirmeniz kariyer basamaklarını hızlı tırmanmak için en geçerli yol.

SOSYELLEŞİNEve kapandığınız an ‘Sim’iniz güdük gibi kalacaktır. Dostunuzun oyuna başladığı özelliklerde çakılıp kalmasını istemiyorsanız mutlaka sosyal aktivitelere katılın. Etrafı dolaşıp arkadaş edinin.

EDİNİNDostlarınız olsun! Siz onlara gidin, onlar da size gelsinler. ‘Sim’inizi mutlu etmenin en iyi yollarından biri de bu. Sakın ola onu uzun süre yalnızlığa mahkum etmeyin. Mutlaka çevresi kalabalık olsun.

OYNANABİLİRLİK
-5YILDIZ-

GRAFİK
-5YILDIZ-

EĞLENCE
-5YILDIZ-

MÜZİK
-5YILDIZ-

YAPIMCI
EA

DAĞITICI
ELECTRONIC ARTS

PLATFORM
PC