BU KEZ OLACAK MI?
Neyse ki bu kez ilk oyun gibi gözden kaçacak seviyede silik bir oyunla karşı karşıya değiliz. The Technomancer, firmanın bugüne dek yaptığı her anlamda en büyük oyun. Bütçesi ve içeriği ile AAA seviyesindeki oyunlardan hiç de aşağı kalır yanı yok. Lakin bu iyi bir şey olduğu kadar kendisi adına olumsuz da bir durum zira değerlendirilirken, bir AAA oyunundan beklenen ögeler üzerinden hırpalanacağı anlamına geliyor. Ve ne yazık ki, The Technomancer görüntüde ne kadar büyük olursa olsun, yapabildiklerinde hiç de beklenen seviyelere çıkamıyor. Yapımcı firma nasıl ki Bound by Flame’de Dark Souls’un pek çok özelliğini kopyala yapıştır yaptıysa, burada da Mass Effect olabilmek için yoğun bir çabaya giriştiklerini hissetmek pek zor değil.
Tabii göz diktikleri şey türün en üst noktası olunca, oyuncular arasında “Mars Effect” şeklinde dalga malzemesi olmaktan da kurtulamadılar.
Zira karşımızda bir rol yapma oyunu var ve bu türün sahip olduğu her elementi oyuncuya sunmaya çalışıyor. Karakter gelişimine imkan veriyor, topladığınız eşyalarla yeni silahlar yapmanıza olanak tanıyor, verdiğiniz kararların oyunun gidişatına doğrudan etki etmesi sağlanıyor vs. Ancak bunların hiçbirini tatmin edici bir şekilde ortaya koyamıyor. Bir kere her şeyden önce; Mars’ın çorak yüzeyini ele geçirme ve orada da insani yozlaşmamızı ortaya koyarak fraksiyonlara bölünmemiz hikayesi çoktan klişe seviyesine ulaştı. Şunu yeni bir fikirmiş gibi ortaya koymayı bıraksak hiç fena olmayacak gibi. Kısacası oyun daha en baştan, ilgi çekici olmaktan uzak hikayesi ile mücadeleye geriden başlamış oluyor.