Üretim sürecine adım adım yaklaşan Togg için ürün gamı oluşumundaki öncelik modeller, erişilebilirlik sorusunu akıllara getiriyor.
2019 yılında konsept olarak lanse edilen yerli otomobil projesi Togg ile birlikte Türkiye’nin de küresel çapta yaşanan elektrik dönüşümüne ayak uydurması hedefleniyor. İçten yanmalı motorlarda kaçırılan trenin, elektrikli modellerin beraberinde getirdiği bazı kolaylıklar düşünüldüğünde bu kez kaçırılmaması gerekliliğinin karşılanması bu noktada hepimizi sevindirdi. Gemlik’te kurulum aşamasında olan fabrikada üretim bandına çıkarılan olan C segment SUV modeliyle sokaklardaki macerası resmi olarak başlayacak olan bu heyecan verici oluşum, ortaya koyduğu üründen çok bakış açılarıyla bizi daha fazla heyecanlandırdı. Otomobilin bir aracın da ötesine geçirilerek yaşam alanı olarak nitelendirilmesi bu noktada hayati önem arz ediyor.
Togg ekibinin markayı sadece bir araç üreticisinin ötesinde teknoloji şirketi olarak şekillendirmesi de kesinlik altı çizilmesi gerekenler arasında. Kendi içerisinde bir mobilite ekosistemi oluşturmak isteyen ekip, Blockchain ve nesnelerin interneti gibi güncel teknolojik dönüşümlere de ayak uydurmak için çalışmalar yapıyor. Batarya tarafında gereksinim karşılanması için hayata geçirilen Siro da bu kapsamda öne çıkarılması gereken adımlar arasında. Tüm dinamiklerin ilk temsilcisi niteliği taşıyacak olan model ise şu aşamada ulaşılabilirlik konusunda soru işaretleri taşıyor. Bu kadar dış dünya dinamiklerinin başarılı şekilde takip edildiği süreçte içerideki kullanıcı profillerinin de iyi şekilde analiz edilmesi de bizce atlanılmaması gerekenler arasında.
Togg modellerindeki fiyat bilinmezliği
Geride bıraktığımız gün düzenlenen özel bir etkinlikte 2019’dan günümüze kadar uzanan süreçte hayata geçirilen projelerden bahseden CEO Gürcan Karakaş, bundan sonraki aşamalar konusunda da bilgiler paylaştı. 2030 yılına kadar oluşturulması planlanan ürün gamından başlayıp üretim kapasitesi hedeflerine kadar uzanan açıklamalar arasında eksik olan parça ise hala fiyat tarafında. 2022 yılında seri üretim nitelikleriyle pilot program testlerine başlanılması planlanan Togg imzalı ilk modelin fiyatı konusunda hala bir aralık verilemiyor. Buradaki en güncel açıklama ise “İçten yanmalı C SUV’larla rekabet edebilecek…” şeklinde.
Dünyadaki diğer örneklere baktığımızda üretim bandından indirilen elektrikli modellerin, ilk versiyonlarında en yüksek menzil ve yüksek donanım kombinasyonuyla asfalta çıktığını biliyoruz. Bu durum beraberinde fiyat zirvelerini de getiriyor. Togg için de şu aşamadaki açıklamalar ışığında benzer formülün uygulanacağı beklentisi var. Bu vesileyle de çift elektrik motoru, dört tekerlekten çekişli ve yüksek batarya kapasiteli ilk versiyonların yüksek bedellerle ilk sahiplerine teslim edilmesi şaşırtıcı olmayacak. Etiketleri daha aşağıda konumlanacak fiyat/performans odaklı diğer versiyonları ise sonraki üretimlerde ve daha ileri tarihli teslimat listelerinde görebiliriz.
Üretim sıralaması ulaşılabilir segmentlerden uzak görünüyor
Toplantı sonrasında sizlerle paylaştığımız detaylarda, Togg’un 2030 yılına kadar planladığı modellerin sırasıyla hangileri olacağına özellikle değinmiştik. 2023 yılının ilk çeyreğinde Togg’un ilk modeli niteliğindeki C SUV’un satışa sunulmasının ardından yine C segmentindeki Sedan ve Hatchback modelleriyle birlikte ürün gamında üç araç kullanıcıların tercihine sunulacak. Takip eden süreçteki hamlelerle birlikte sınıf değişimleri de bizi bekliyor. C segment araçlardan sonra bir B-SUV’u tanıtacak olan Togg’un son hamlesi ise C-MPV olarak açıklandı.
Mikromobilite atlanmamalı
Togg yönetiminin paylaştığı model sıralaması, halkın ekonomik durumu ve erişebilirlik tarafında bazı soru işaretleri barındırıyor. C segmentinin üç farklı gövde tipinde bu kadar öncelikli tutulmasının yerine B segmentin bir kademe daha öne çekilmesi ulaşım trendlerini düşündüğümüzde de daha mantıklı olabilir. Gerek Çin gerekse Avrupa tarafına baktığımızda elektrikle birlikte yükselişte olan bir kavram olarak “mikromobilite” de bu noktada atlanmamalı. Özellikle Uzak Doğu merkezli üreticilerin uygun fiyatla satın alınabilen ve temel ulaşım ihtiyacını karşılayan pek çok başarılı örneği var. Çin’in en çok satan elektrikli otomobili konumunda olan A segment temsilcisi Wuling Hong Guan Mini, 4.400 dolarlık fiyatı ve 170 kilometreyi bulan menziliyle şehir içi odağında tüm beklentileri karşılayabiliyor.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Bu tarz araçların genel özellikleriyle Togg’un oluşturmak istediği mobilite ekosisteminin önemli kesişim noktalarından birisi de batarya tarafında olabilir. En son örneğini Almanya merkezli olarak gördüğümüz bu minik araçlar, değiştirilebilir batarya sistemleri sayesinde kullanıcıların şarj dolumunu beklemeden yola devam etmesine olanak tanıyor. Halihazırda Aspilsan gibi bir yerli üretim kaynağının da etkisiyle, Togg’un erişilebilir A ve B segment modelleri hayata geçirme hamlesi özellikle düşük bütçeli kullanıcıların yerli otomobile erişiminde kilit rol oynayabilir.
Bahsettiğimiz bu örneklerin bazılarını da artık yavaş yavaş Türkiye yollarında görmeye başlayacağımızı da hatırlatmakta fayda var. Geçtiğimiz günlerde lansmanı düzenlenen Citroen Ami’nin günlük ihtiyaçları karşılama niteliklerinden ötürü kısıtlı kullanım deneyimine rağmen çok ciddi bir ilgi gördüğüne şahit oluyoruz. Otomobil fiyatlarındaki artışlarla birlikte pek çok takipçimizden Renault, Dacia ve Citroen gibi üreticilerin Hindistan pazarında satışa sunduğu ucuz modellerini Türkiye’ye getirip getirmeyeceğine dair sorular alıyor olmamız da bu noktada önemli bir ihtiyacın ve talebin varlığını ortaya koyuyor.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Yerli otomobil-yerli ihtiyaçlar
Düzenlenen toplantıda soruları yanıtlayan CEO Gürcan Karakaş, mikro araçların yükselişinden haberdar olduklarını ve süreç içerisinde kendilerinin de böyle bir hamle yapabileceğinin sinyallerini verdi. Bu ılımlı yaklaşım memnun edici olsa da, markanın model öncelik sirasında B segmentinin sondan ikinci olarak tercih edilmiş olması dikkat çekiyor. Üreticilerin pazara sunduklarında satış adetleri olarak olumlu geri dönüşler aldığı kompakt segmentteki modellere Togg’un da öncelik vermesi gerektiğini düşünüyoruz. C SUV ve C Sedan sonrasında HB gövde tipi yerine B-SUV ve B-Binek model için somut adım atılması şu aşamada kullanıcıları daha memnun edebilir. Uzun süredir kan kaybeden A segmenti de elektrikli altyapının başarısıyla birlikte tekrar parlama potansiyeli taşıyan bir maden gibi kazılmayı bekliyor. Erişilebilir, verimli ve ucuz ulaşım ihtiyacının bu kadar yükseldiği dönemde söz konusu yerli bir girişim olduğunda bunların başarılı şekilde bir araya getirilmesini hepimiz temenni ediyoruz. Bununla birlikte şu soruyu da masaya bırakmadan edemiyoruz; “Halkın neye ihtiyacı var ise yerli otomobilin de ona ihtiyacı yok mu?”