Toyota’nın önümüzdeki beş yılın modellerinde aktif olarak kullanacağı yeni teknolojilerinde, CVT’nin en büyük problemine çözüm üretilirken hibrit motor ayağında da önemli iyileştirmeler var.
Toyota’nın geçtiğimiz yılki yeni modellerinde yer verdiği motor teknolojisi, 2016 yılının aralık ayında tüm detaylarıyla kaputların altına girmeden tanıtılmıştı. Her yeni jenerasyonda özellikle hibrit ve elektrikli motorlar üzerine daha da kendisini ileri taşıyan Japon üretici, tüm modellerinde kullandığı global platformu TNGA ile birlikte kullanıcı deneyimini de hissedilir oranda artırmak istiyor. Bu yıl biraz gecikmeli de olsa tanıtımı gerçekleştirilen yeni teknolojilerini önümüzdeki beş yıl boyunca Lexus modellerini de dahil ederek kullanacağını duyuran marka yetkilileri, yine termal verimlilik üzerine yoğunlaşılmış 2.0 litrelik bir üniteyi karşımıza çıkartıyor. “Dynamic Force Engine” adıyla üretilen bu ünitenin elektrik motoruyla birlikte sunduğu verimlilik yüzde 41 olarak açıklanıyor. Şanzıman ayağında ise CVT’nin en çok eleştirilen noktalardan birisi olan alt devirlerdeki tepkisizliğine önemli oranda iyileştirme var.
Motor, şanzıman ve altyapı odaklı olarak üç farklı bölümde yapılan bu yeniliklere motor kısmından başlayalım. Motorların mevcut düzeninde bulunan elektronik yapıdaki değişken valf zamanlamasının verimi artırmak adına, piston yüzeyinde pürüzsüz bir yanma alanı oluşturuluyor. Bunun ardından supap açılarında ufak bir genişlemeye giden Toyota mühendisleri, direkt enjeksiyon sırasında daha yüksek sıkıştırma oranlarını uygulama özgürlüğüne kavuşuyor. Buradaki verilere baktığımızda 2.0 litre hacimli motorun standartta 13:1, hibrit uygulama eklendiğinde 14:1 gibi bir sıkıştırma oranına sahip olduğunu görüyoruz. Mazda CX-5 testimizde de bahsettiğimiz gibi böylesine yüksek bazlı sıkıştırma oranları beraberinde yakıt tasarrufunu getiriyor.
Toyota’nın Honda ve Nissan gibi devlerin tercih ettiği CVT şanzımanın en şikayet edilen noktalarından birisi, geri bildirim ve düşük verilerdeki cansızlık üzerine. Toyota’nın Direct-Shift CVT adıyla geliştirdiği yeni jenerasyon yorumunda, CVT şanzımana dünyada ilk kez “Launch Gear” uygulaması yapılıyor. Düşük devirlerde giderken çok daha akıcı ve geri tepkimesi yüksek bir sürüş sağlayan bu uygulama, sistemdeki dişlinin tahrik sistemini sürekli olarak kullanıyor. Bunun yanı sıra viteslerin geçiş oranlarında da esnekliğe giden Toyota mühendisleri, şanzıman kemerinin açısından da 2 derece daha açık bir geometri kullanıyor. Tüm bunlar bir araya geldiğinde de halihazırdaki CVT’ye oranla yüzde 20 daha hızlı geçiş ve yüzde 6 daha tutumlu bir şanzıman karşımıza çıkıyor. CVT’nin yanı sıra 6 ileri değerli yeni bir manuel şanzımanın da duyurusunu gerçekleştiren Toyota, bu üniteyi Avrupa pazarında sunacak. Halihazırda sunduğu aynı değerli şanzımandan tam 7 kilogram daha hafif ve 24 milimetre daha kısa olan bu mekanizma dünyanın en kompakt şanzımanlarından birisi olarak nitelendiriliyor. Geçiş aralıklarında revizeler yapıldığı söylenen şanzıman yakıt tüketimine olumlu katkı sağlayacak.
Toyota’nın pizza üzerine eklenen ekstra peynir tadında tanıtımı gerçekleştirdiği son parçada ise iki yeni dört tekerlekten çekiş sistemi var. Bunlardan ilkinde benzinli modellerde kullanılacak olan aktif tork iletim teknolojisinden faydalanılmış bir altyapı var. Sürüş koşullarına göre torku sağ ve sol tekerlere kayıpsız dağıtma üzerine geliştirilen bu sistemde standart olarak ön tekerlekten çekiş kullanılabiliyor. Buradaki ikinci dört tekerlekten çekiş sistemi ise hibrit modeller için özel olarak tasarlanmış E-Four isimli yapı. Burada kayıpsız bir çekişin sağlanılması adına elektrik motorunun ürettiği tüm gücü arka tekerlere ileten Toyota, yeni sistemin halihazırda var olan göre yüzde 30 daha verimli olduğunun altını çiziyor. Bu sistemleri yakın dönemde konsept olarak tanıtılan SUV modellerinin seri üretime dönüşmüş hallerinde göreceğimizi de belirtmeden geçmeyelim. Auris ile birlikte yola çıkacağını tahmin ettiğimiz tüm bu parçaların sürüş dinamiklerinde ne gibi deneyim farkı yaratacağını şüphesiz testler gösterecek.
.