MICHAEL BAY'İN ÇEKTİĞİ FİLMLERLE BİRLİKTE TEKRAR POPOÜLERLİK KAZANAN TRANSFORMERS MARKASI, FİLMDEN BAĞIMSIZ OLARAK DEVAM EDEN OYUN SERİSİYLE BU POPÜLERLİĞİNİ OYUNCULAR GÖZÜNDE DE ARTIRIYOR Biz çocukken Transformers sadece bir çizgi filmden ibaretti. Sokakta oynarken herkes Optimus Prime olmak isterdi. Tek tük gördüğümüz Transformers oyuncakları aklımızı başımızdan alırdı. O zamanlarda ithal oyuncaklar çok çok nadir gelirdi ülkemize. Biz de elimize geçen şeylerden Transformers oyuncakları yapmaya çalışırdık.Gün geldi, Michael Bay delisi içimizdeki Transformers aşkını tekrar depreştirdi. Önce Steven Spielberg yapımcılığındaki aksiyon filmleri, sonra yeni nesil Transformers oyuncakları, ardından da video oyunları geldi. Aslında Japonların 1980’lerin başında icat ettikleri “dönüşebilen robotlar” fikri kısa bir süre içinde kocaman bir fenomen haline geldi. Fall of Cyberton ise bu marka altından çıkan son ürün. Aslında içinde iyi işlenen fikirlere sahip bir aksiyon oyunu olsa da Fall of Cyberton, vasatın biraz üstü bir oyun olarak beklentilerimizin görece altında kaldı. Oyunu E3 fuarında denediğimizde biraz daha fazlası için beklentiye girmiştik. Ama yine oyunun sizler için düşündüğü birkaç sürpriz var. AUTOBOT GEZEGENİNDE SAVAŞ Fall of Cyberton, Transformerların Dünya gezegenine gelmeden önceki büyük savaşlarını anlatıyor. Transformerların gezegeni olan Cybertron için yapılan savaşta hem Deception hem de Autobotları oynayabiliyoruz. Senaryonun gidişatına göre ünlü Transformerlardan çoğuna hükmetme şansımız oluyor. Robotlarınızı dilediğiniz şekilde dönüştürme şansınız var ki bu, oyunun en güzel kısmı. Bu konuda oyun sizi kısıtlamadığından düşmanlarınızı istediğiniz gibi karşılayabiliyorsunuz. İster robot, ister araç halinizle savaşmak mümkün. Bir çatışma esnasındaki durum neyi gerektiriyorsa o şekilde savaşabilirsiniz. Örneğin, etrafınız sarılmışsa robot halinizle savaşmak daha mantıklı ama işin içinde kaçma-kovalama varsa araç halinize dönüşmek tek seçenek halini alıyor. Her iki durumda da oyunun aksiyon seviyesi gayet üst düzeyde: Keskin, hızlı ve akıcı… Bunda oyunun grafik stilinin ve vuruş hissiyatının sağlam olmasının etkisi var. Oyunun silahları da oldukça çeşitli ve özellikle animasyonları gayet başarılı. Ortalığın cehenneme döndüğü keskin çatışmalarda bunda en büyük pay silahların ancak aksiyonun kalitesi de yadsınamaz şekilde üst düzeyde. Oyunun kontrolleri de oldukça keskin olduğundan attığınızı, vurduğunuzu çok net hissediyorsunuz. Her ne kadar oyunun grafik stilini beğenmiş olsak da oyunun saniyedeki kare oranı çok yüksek değil. Ekran kalabalıklaştığı anda frame rate sorunu kendini göstermeye başlıyor. Bu derece hızlı oynanması gereken bir oyun için hiç de hoş değil. Zaman zaman oyun çok geniş alanlarda geçtiğinden ve aksiyonun ölçeği büyüdüğünden, oyun motoru çuvallayabiliyor. Bu denli iddialı ve yüksek bütçeli bir oyun için çok büyük bir kayıp doğrusu. Bu tip teknik sorunlar kimi zaman oyunun kendisinin önüne geçiyor ve oyundan alacağınız keyfi büyük ölçüde baltalıyor. Geliştiriciler kaliteli aksiyon mekanikleri kurgulamışlar ama teknik detaylarda çuvallamışlar. Ancak oyunun görev yapıları oldukça çeşitli olduğundan bu konudaki açıklar bir yere kadar kapanabiliyor. Mesela, uçabilen robotları kullandığınız uçuş sahneleri hem sinematik olarak, hem de oynanış olarak çok başarılı; hatta belki de oyunun en iyi görev çeşitleri diyebiliriz bu bölümlere. Teknik sorunlar kendini göstermediği sürece oynanış cidden oldukça başarılı. Buna en büyük örnekse, -özellikle de Optimus ile oynadığınız bölümlerde- robotların ezici güçlerini olabildiğince hissetmeniz. Bazen düşmanlarınız sizin gücünüz karşısında o kadar çaresiz kalıyor ki kontrol ettiğiniz karakterin alelade birinden çok daha fazlası olduğunu hissediyorsunuz. Evet, elinizin altındaki devasa bir robot ve birkaç hamlede bütün düşmanların canına okuyabilirsiniz. Oyun, bu noktada yapması gerekeni gayet başarıyla uygulamış ve transformerları ve özelliklerini oyuna başarıyla aktarmış. Transformers Fall of Cybertron ► GİRİŞ ► DÜNYAYA VARMADAN ÖNCE ► DETAYLAR ► PUANLAMA DÜNYAYA VARMADAN ÖNCE Tahmin edebileceğiniz gibi kontrol ettiğiniz her robotun kendine has değişik özellikleri bulunuyor. Oynadığınız görev içerisinde bu güçlere farklı şekillerde ihtiyacınız oluyor. Örneğin, Jazz’ın bir filika kancası bulunuyor. Jazz bununla normal şartlarda ulaşamayacağı yerlere tırmanabiliyor. Bazı küçük düşmanlarını kendine çekebiliyor ya da çekip fırlatabiliyor. Grimlock ise bir dinazora dönüşebiliyor ancak diğer Autobotların aksine Grimlock istediği anda dönüşüm yapamıyor. Grimlock’ın dinazora dönüşmesi için öncelikle “öfkelenmesi” gerekiyor. Çünkü Grimlock dönüştüğü zaman düşmanlarına korkunç derecede zarar verebiliyor ki istediğiniz zaman bu gücü kullanabiliyor olsaydınız oyun biraz fazla kolay olabilirdi. Ama biz en çok Optimus Prime’ın gücünü sevdik. Optimus, Metroplex adlı devasa (neredeyse koca bir şehir büyüklüğünde) olan Autobot’u kullanabiliyor. Metroplex’i Transformers çizgi filmlerini izlemiş olanlar hatırlayacaklardır: Autobotlar, Metroplex’i bir nevi üs gibi kullanabiliyor ve tamir, cephane doldurma gibi işleri Metroplex’in sağladığı güvenli alan içerisinde gerçekleştirebiliyor. Yine, Metroplex’in bu özelliklerini oyun içerisinde de kullanabiliyorsunuz. Bu tip alternatif güçleri görevler içerisinde kullandıkça, oyunun size sağlamış olduğu esnekliğin de daha rahat farkına varıyorsunuz. Böylece oyun içindeki çizgisellik oldukça kırılmış oluyor. İKİ ROBOTUN SESİ VAR Oyunun bir diğer güzelliğiyse tüm hikayeyi bir arkadaşınızla birlikte co-op olarak oynayabiliyor olmanız. Yine ana hikayeyi bitirdikten sonra, multiplayer seçeneklere dalabiliyorsunuz. Seçenek olarak yeni bir şey sunmasa da, farklı özelliklerdeki robotlarla birlikte savaşıyor olmak cidden çok eğlenceli. Robotların farklı özellikleri, diğer multiplayer oyunlardaki sınıf sistemine denk geliyor ve takım kurduğunuz zaman sizi dengeli bir ekip kurmaya zorluyor. Hem co-op hem de kapışma olan modları çok çok beğendik. Tüm bunlara karşın tek kişilik hikayenin işlenişi bizi hayal kırıklığına uğrattı. Ara sahneler ve oynanış arasındaki bağ epeyce kopuk ve görevleri yaparken hikayenin ilerlediğini pek hissedemiyorsunuz. Açıkçası ara sahneleri izlemek bazen görevleri yapmaktan daha eğlenceli gelebiliyor ki bu yapımcıların hikaye anlatımındaki odağı ve dengeyi kaçırdıklarını işaret ediyor bize. İYİLER HER ZAMAN KAZANAMAZ Fall of Cybertron’a epeyce emek verildiği belli; oyuna uğraşılmamış dersek yapımcıların verdiği emeğe haksızlık etmiş oluruz. Hele ki robotların özelliklerine ve Transformers dünyasına çok çalışılmış. Eğer Transformers lore’unu sevenlerdenseniz, kesinlikle oyunu denemenizi öneririz. Ancak oyunun birtakım ciddi hataları var ve oyunu genel olarak vasata yaklaştırıyor tüm bu eksiklikler. Belki de oyunun çıkış tarihi birkaç ay kadar ertelense, ortaya çok daha iyi bir oyun çıkabilirmiş ancak bu haliyle oyunu sadece en sıkı hayranlara önerebiliyoruz. Transformers Fall of Cybertron ► GİRİŞ ► DÜNYAYA VARMADAN ÖNCE ► DETAYLAR ► PUANLAMA Multiplayer modlarda robotları istediğiniz gibi kişiselleştirebiliyorsunuz ancak önce sınıfınızı seçmeniz gerekiyor. Metroplex, Transformers dünyasındaki en büyük robot. Optimus onu çağırıp kontrole geçebiliyor ve diğer Autobotlar tamir edilebiliyorlar. Uçuş görevleri oyunun en keyifli anlarını oluşturuyorlar. Düşmanlarınıza havadan ölüm yağdırmak cidden çok keyifli… Her ne olursa olsun Optimus Prime ile oynamak diğer robotlardan çok daha keyifli ve karizmatik; liderin sesi yeter… Transformers Fall of Cybertron ► GİRİŞ ► DÜNYAYA VARMADAN ÖNCE ► DETAYLAR ► PUANLAMA PUANLAMA OYNANABİLİRLİK -6PUAN- GRAFİK -6PUAN- EĞLENCE -6PUAN- SES – MÜZİK -8PUAN- 6,5 YAPIMCI - DAĞITICI • HIGH MOON STUDIOS • ACTIVISION PLATFORM • PC, PS3, XBOX 360 Transformers Fall of Cybertron ► GİRİŞ ► DÜNYAYA VARMADAN ÖNCE ► DETAYLAR ► PUANLAMA