Transformers: War for Cybertron incelemesi

Faruk AKINCI 01 Eylül 2010 14:35 - Güncelleme: 20 Eylül 2010 14:35

Transformers konseptini sevin ya da sevmeyin, kaliteli bir oyun görünce hakkını vermeniz gerekir. TWC iki farklı senaryo akışı, multiplayer seçenekleri ve oynanışıyla gönlümüzü kazandı. Özellikle seçtiği zaman dilimi itibariyle de oldukça ilginç sürprizler sunuyor.

OPTIMUS PRIME
Çizgi filmlerini izlediğimiz günlerden beri hep şunu merak ettik. Decepticon ve Autobot ırkları arasında geçmişte neler oldu. İşte, TWC çizgi filmlerin de öncesine gidiyor ve bize o ilk savaşların içinde bizzat bulunma şansı veriyor. Transformerlar henüz Dünya gezegeniyle bağlantıya geçmemiş ve hala Cybertron gezegeninde yaşamaktadırlar. Autobotların lideri öldürülmüş ve yerini tecrübesiz Optimus’a bırakmıştır. Savaş halinde oldukları Decepticonların lideri Megatron ise kara enerjinin peşindedir. Optimus ve arkadaşları Megatron’un kara enerji kaynağına ulaşmasını engellemek zorundadırlar. Oyunun senaryosu Decepticon görevleriyle açılıyor. Bu görevleri bitirdikten sonra Autobotlar ile devam ediyorsunuz. Hem Decepticonların, hem de Autobotların beşer görevi bulunuyor. Oyunun hemen başında hem Decepticon, hem de Autobot görevleri seçilebilir durumda ancak kronolojik sıraya göre önce Decepticonlarla oynamanızı öneriyoruz. Beşer görev gözünüze az görünmesin. Her bölümde üç adet oynanabilir karakter bulunuyor ve işin güzel kısmı her bir bölümü arkadaşlarınızla omuz omuza oynayabiliyorsunuz. Eğer tek başınıza oynamak isterseniz de diğer karakterleri yapay zeka kontrol ediyor. Bir yandan savaşabildiğiniz, diğer yandan araca dönüşebildiğiniz bir oyunda aklımıza gelen ilk şey kontrollerin ne kadar rahat olduğuydu. Oyunun kontrolleri gayet esnek ve çatışmalarda zorluk çıkarmıyor. Oyunda genel olarak bir Gears of War havası var ve kontrol şeması da bu oyunu andırıyor. Fakat robotunuzu dönüştürdüğünüz zaman oyun bambaşka bir havaya bürünüyor. Hem Decepticonların, hem de Autobotların araç kullanımları oldukça sağlam olmuş. Çatışmalar da ortalama bir aksiyon oyunu seviyesinde. Hayır, bu kötü bir anlama gelmiyor ancak TWC’nin türüne herhangi bir yenilik getirmediğini düşünecek olursak, şimdiye kadar gördüğümüz, bildiğimiz ve denediğimiz şeylerin iyi bir yorumu diyebiliriz oyunun çatışma mekanikleri için. Silah ve kalkan kullanımları oldukça tatminkar. Çok fazla silah çeşidiği olduğunu söyleyemeyiz ancak var olanlar da oyunu yeterince eğlenceli kılıyor. Ateşli silahlar dışında çeşitli bombalar da emrinize amade durumda. Burada sadece dikkatimizi çeken bir robot kullandığımızı pek hissedemeyişimiz oldu. Geliştiriciler robotların ağırlığını kontrollere pek yansıtamadıkları için koca ve hantal metal yığınları yerine, boş teneke kutularını kontrol ediyormuş hissine kapıldık.

ÖLDÜRDÜKÇE KAZAN
TWC’un multiplayer modları, tek kişilik senaryodan daha güçlü. İçlerinde en eğlencelisi Escalation adı verilen ve düşmanların durmaksızın dalga dalga üzerinize geldiği mod. Hani, oynanışı Gears of War’a benzetmiştik ya, bu mod da yine Gears of War’un Horde moduna benziyor. Düşmanlar durmaksızın üzerinize gelirken, hayatta kalmaya çalışıyorsunuz. Düşmanları öldürdükçe gelen puanlarla sağlık, cephane ve yeni silahlar satın alabiliyorsunuz. Deathmatch ve Team Deathmatch modlarında alışıla geldiği üzere rakiplerinize karşı tek başınıza ya da takım halinde savaşıyorsunuz. Bir diğer güzel mod ise Conquest. Star Wars Battlefront müdavimleri bu oyun tipine bayılacaklar. Haritadaki belli stratejik noktaları yakalayıp elde tutmaya çalışıyorsunuz. Countdown to Extinction moduysa aktif bir bombayı alıp düşman üssüne yerleştirmeye çalıştığınız oyun tipi. Tüm bunların üzerine Code of Power ve Power Struggle gibi modları da eklediğiniz zaman ortaya oldukça zengin bir multiplayer menüsü çıkıyor.

BİR ZAMANLAR CYBERTRON
Ancak maalesef tanıdığımız, bildiğimiz karakterleri bu seçeneklerde kullanamıyorsunuz. Onun yerine kendi robotunuzu kendiniz yaratıyorsunuz. Her bir robotun farklı sınıfları var. Lider, izci, asker, bilim adamı gibi sınıflar bulunuyor. Bu sınıf ayrılığının en belirgin özelliğiyse robotların farklı araçlara dönüşebilmesi. Liderler tır, bilim adamları jet, izciler otomobil, askerlerse tanka dönüşebiliyorlar. Yarattığınız bu karakterler oynadıkça güçlenip seviye atlıyorlar. Bu sayede karakteriniz daha güçlü, daha hızlı ya da daha dayanıklı bir hale geliyor.

DENEMEYE DEĞER
Açıkçası TWC bir başyapıt değil ama kendine has güzellikleri olan sürükleyici, heyecanlı bir oyun. Özellikle zengin multiplayer seçenekleriyle de oldukça uzun ömürlü. Sonbahar sezonu açılana dek idare etmemizi sağlayacak eğlencelik oyunlardan biri. Ne kötü, ne de iyi; vasatın bir gömlek üzerinde olan bir yapım. Ancak Transformers evrenini seviyorsanız, kesinlikle bayılacaksınız.

Karşınızda çaylak Optimus Prime. Oyunun geçtiği zaman diliminde Optimus, Autobotların henüz lideri olmuştur ve önemli kararlar aşamasındadır. Ve her Autobot lideri gibi devasa bir tıra dönüşebilmektedir.

Transformerların yaşadığı gezegen olan Cybertron, uzaktan çöpe benzese de birçok kahramanın ve kötü adamın yuvası durumunda. Elbette ki koca bir savaş alanı ve burada sağ kalmak o kadar da kolay değil.

İzci (scout) sınıfı robotlar oldukça hızlı otomobillere dönüşebiliyorlar. Kontroller oldukça akıcı olduğundan kesinlikle ne araç kullanırken, ne de robot halinde pek bir problem yaşamıyorsunuz. Hatta araç kullanımı bazı yarış oyunlarından bile daha eğlenceli.

İşte sıklıkla yaşayacağınız bir sahne. Oyundaki çatışmalar fazlasıyla Gears of War’u andırsa da bu kesinlikle kötü bir şey değil. Aksine silahların tokluğu ve siper almak oldukça başarılı.