RIck and Morty izleyicisi olan herkesin, yalnızca ekran görüntülerine bakarak dahi nasıl bir içerikle karşılaşacaklarını rahatlıkla anlayabileceği bir oyun Trover Saves the Universe. Zaten hedef kitlesi de yalnızca bu kişilerden oluşuyor. R&M sevmiyorsanız, bundan da uzak durmanızda fayda var. Hemen her oyun mizahı eser miktarda kullanmaya gayret gösterir. En ciddi oyunların bile beklenmedik anda gülümsetmeye ihtiyacı olur tansiyonu düşürmek için. Dark Souls’da bulduğunuz bir yüzüğün açıklamasını okurken gülümseyebilirsiniz örneğin veya Divinity: Original Sin’de kahkahalar atmanıza neden olabilecek absürt görevler karşınıza çıkabilir. Ancak ana türü olarak komediyi kullanan oyun sayısı çok fazla değil. Elbette sık sık güldüren ve eğlendiren pek çok oyun var. Lakin bunlar genellikle Goat Simulator veya Surgeon Simulator gibi yapabileceğiniz saçmalıklarla sizi güldürmeyi seçen oyunlar oluyor. Diyaloglarının barındırdığı kaliteli mizahla oyuncuya kahkaha attırabilen yapım az. Monkey Island gibi 90’lar macera oyunlarında veya Portal, Stanley Parable ve South Park: Stick of Truth gibi birkaç günümüz oyununda bu sağlam mizahı görebiliyoruz. Trover Saves the Universe ise bu ikisinin mükemmel karışımı, tıpkı Rick and Morty’de olduğu gibi. RICK & MORTY MİZAHI Şunu hiç uzatmadan ve şüpheye yer bırakmadan belirtelim; Rick and Morty seviyorsanız bu oyuna da aşık olacaksınız. Gerçekten aksi mümkün değil. Serinin yaratıcılarından Justin Roiland tarafından hayata geçirilen ve seslendirmelerin büyük kısmının da yine kendisi tarafından gerçekleştirildiği bir oyundan bahsediyoruz. Mesela ana karakterimiz olan Trover’ın sesi direkt olarak Morty’e ait. Rick’in o kilometrelerce mesafeden dahi tanınabilecek karakteristik sesiyle ise oyunun ana kötüsü Glorkon ve minyonlarının dudakları arasında karşılaşıyoruz. Yani Rick and Morty’nin sahip olduğu mizahın arkasındaki isim de aynı, bu mizahı bize aktaran sesler de. O nedenle bu mizah size hitap ediyorsa, Trover Saves the Universe’ü ufacık dahi bir şüpheye sahip olmaksızın hemen satın alabilirsiniz. Peki lezzet olarak dizinin neresine oturuyor genel olarak? Bunun için bakmanız gereken yer de; “Interdimensional Cable” bölümleri olmalı. Genel Rick and Morty maceralarının kısa bir mola verdiği ve tüm alternatif evrenlerdeki ihtimallerin bir araya gelerek oluşturduğu televizyon kanallarında yolculuk yaptığımız bu bölümlerde absürtlük ve mizah tavan yapıyor bildiğiniz gibi. Heh, Trover Saves the Universe’ü de bu kanallarda yayınlanan programlardan biri olarak düşünebilirsiniz. Hazırsanız oyunun muazzam hikayesine giriş yapıyoruz; bir gün Glorkon isimli ve gözleri olmayan dev bir yaratık gelip bizim iki dünyalar tatlısı köpeğimizi kaçırıyor onları göz deliklerine yerleştiriyor. Ve hepinizin tahmin edebileceği gibi(!) bunun sonucunda tüm evrenin sonunu getirebilecek kozmik güçler elde ediyor. Evet, oyunun hikayesi bu şekilde. Biz herhangi saçma bir durum göremiyoruz açıkçası… VR GÖZLÜĞÜ OLANLAR YAŞADI Peki biz kimiz? Biz, tüm hayatını oturmakta olduğu koltuk üzerinde geçiren ve her yere bu şekilde giden “Chairorphian” ırkına mensup bir karakteriz. Çünkü oyun VR da destekliyor ve oyunu VR gözlüğünü koltuğunuzda otururken takıp oynamanız gerekiyor. İşin arkasında Roiland gibi bir usta olunca, oyunu oynama şeklimiz dahi içeriğe bu denli başarıyla aktarılıyor işte. Merak etmeyin, VR gözlüğüne sahip olmayanlar da oyunu rahatlıkla oynayabilir. Yapı olarak VR temelli hazırlandığından en üst seviye deneyimi bu şekilde elde edebilirsiniz ancak normal oynandığında da çok bir şey kaybetmiyorsunuz. Sonuçta oyunun sunmayı amaçladığı mizah iki türlü de aynı. Oyun içi ulaşım da kontrol cihazı ile gerçekleştirildiğinden orada da bir eksiklik bulunmuyor. Tek fark kamera kontrolünde kendisini gösteriyor. VR gözlüğü ile bakmak istediğiniz noktaya direkt olarak bakmanız yeterli olurken, kontrol cihazında thumbstick ise kamerayı kontrol etmeniz gerekiyor. Onlarca yıldır kamerayı bu şekilde kontrol eden oyuncuların bir eksiklik hissedeceğini düşünmüyoruz. VR OLMADAN DA ÇOK İYİ Oyundaki amacımız Glorkon’a ulaşıp köpeklerimizi kurtarmak ve bu sırada da yan etki olarak evrenin yok olmasına engel olmak. Bu bağlamda bize yardımcı olan isim ise Trover oluyor. Evreni kurtarmakla görevlendirilen ve gücünü yine göz deliklerine koyduğu Güç Bebekleri’nden alan (Lütfen sorgulamayı bırakır mısınız?) bu karakter kesinlikle yanımızda olmaktan memnun değil ve bunu durmaksızın bize hatırlatmaktan çekinmiyor. Ancak oyunda ilerlemek için kendisine muhtaç durumdayız zira koltuğundan kalkmaktan aciz bir ırka mensubuz hatırlayacağınız üzere. Bu doğrultuda biz elimizdeki kontrol cihazı ile Trover’ı kontrol ediyoruz. Oyundaki karakterimiz de elinde aynı kontrol cihazını tutuyor bu arada. Işınlanma noktalarının üzerine getirip kendimizi oraya ışınlayarak ilerliyoruz. VR için hazırlanmış olan bu kontrol şematiği normal oyun düzeninde de kesinlikle sırıtmıyor çünkü oyunun içeriği bunu makul görmenizi sağlayacak kadar iyi hazırlanmış durumda. Trover’ın yapabildiği birkaç temel eylem bulunuyor ancak en önemlisi diğer karakterlerin yanına gidip konuşmaya başlaması. Çünkü bu oyunun tartışmasız en güçlü yanı diyalogları ve hatta monologları. Metinler o kadar iyi yazılmış ve o kadar iyi seslendirmeye dönüştürülmüş ki, Chairorphian ırkına mensup olmasaydınız gülmekten sandalyenizden düşebilirdiniz… KOMEDİDEN FAZLASI VAR Karşılaştığınız her karakterle uzun uzun konuşabiliyorsunuz. Hatta küçük bir tavsiye; diyalog tamamlandıktan sonra da olduğunuz yerde bir süre beklemenizde fayda var. Çünkü her karakter sizinle iletişimi bittikten sonra kendi kendine konuşmaya devam ediyor ve en komik kısımlar genellikle bu saçmalıklarda kendisini gösteriyor. Justin Roiland’ın alametifarikası olan metinden sapıp doğaçlama yaparak devam etme düsturunu hemen hemen tüm karakterlerde hissedeceksiniz. Öyle ki bir noktada Roiland’ın karakterden kopup gülmeye başladığına bile denk geldik. Ancak oyun sadece diyaloglardan oluşmuyor. İlginç bir şekilde, platform-aksiyon kısımları da bu tarz oyunlara nazaran hiç de fena bir kalitede hazırlanmamış. Yönetmekte olduğumuz Trover elinde bir ışın kılıcı taşıyor ve zıplamak/saldırmak gibi basit eylemler gerçekleştirebiliyor. Platform bölümleri, hele de VR temelli hazırlanan bir oyun için oldukça iyi. Sandalyemizi olduğu noktada 3 farklı yüksekliğe taşıyabilmemiz sayesinde, görüş açısı temelli oluşturulmuş engelleri aşmaya çalışıyoruz. Elbette hiçbir kapışma zorlayıcı değil ancak dövdüğünüz karakterler Rick sesiyle konuştuğundan her birini dövmek inanılmaz eğlenceli. Sonuç olarak platform ve aksiyon kısımları mizahın arasında zaman doldurmak için kullanılmış ve bu anlamda da işlerini hakkıyla yerine getiriyorlar. DAMAK TADI MESELESİ Rick and Morty’nin mizahının herkese hitap etmediği bir gerçek. Burada da göreve ulaşmak için girmeniz gereken "ilginç" şekilli mağaralar bulunuyor örneğin. O nedenle herhangi bir R&M bölümü izlediyseniz ve hiçbir şekilde size hitap etmediyse, boşuna para harcayıp bu oyuna da bir şans vermeyin. Şu ana kadar bahsettiklerimiz hakkında hiçbir fikri olmayanlar ise öncelikle gidip birkaç bölüm Rick and Morty izlesin. Severlerse maraton yapıp bitirsin ve en sonunda da bu oyunun tadını sonuna kadar çıkarsın deriz. DETAYLAR Oyunun absürtlük seviyesini anlamak için bu görsele bakmanız yeterli. Glorkon isimli yaratık köpeklerimizi çalıyor ve göz deliklerine yerleştirip, evreni yok edecek güçler kazanıyor. Karakterimiz tüm hayatını bir sandalye üzerinden geçiren Chairorpian ırkına mensup birisi. Bu nedenle oyunda ilerleyebilmek için Trover’ın yardımına ihtiyaç duyuyoruz. Her ne kadar hareket edemesek de tamamen işlevsiz de değiliz. Bir noktadan sonra eşyaları hareket ettirme, bulunduğumuz yerde yükseğe çıkma gibi özellikler kazanıyoruz. Karşılaştığınız istisnasız her karakterle diyaloğunuz sonlandıktan sonra birazcık bekleyin. Kendileri ve sizinle ilgili inanılmaz saçma ve komik şeyler söylemeye devam edecekler. PUANLAMA