Mercedes’e Formula 1 ve Mille Miglia’da şampiyonluk getiren genetik üzerinden şekillenen projede, meraklılarının kolaylıkla anımsayabileceği hatlar yer alıyor.
Sokaklara sunduğu modellerdeki pek çok motor teknolojisini, Formula 1 geleneklerinden elde eden Mercedes, günümüzde bulunduğu statünün teşekkürünü müzesinde yer verdiği efsanelerini sergileyerek sergiliyor. Motor sporlarının zirve noktalarından birisi olarak gösterilen bu organizasyonda, markalar kadar sürücülerin de büyüyüp birer efsane oluşuna şahit oluyoruz. En iyi pilotlar listesini açıp kurcalamaya başladığımızda bizi üst sıralarda karşılayanlardan birisi de Arjantinli pilot Juan Manuel Fangio olacak. Kariyeri boyunca beş tane Formula 1 şampiyonluğu yaşayan ve literatürde “Usta” olarak bilinen Fangio’nun, bir diğer efsane Alberto Ascari ile benzer dönemlerde pistte olduğunu altını çizerek belirtmek gerekiyor. Başarılı pilotun Mercedes efsane “gümüş ok” serisi W196 ile yolunun kesiştiği noktayı görmek için takvimlerimizi 1954’e geri sarmamız gerekiyor. Çünkü Türk tasarımcı Kürşat Kemal Kul‘un hayata geçirdiği projenin çıkış noktası da tam da buradan başlıyor.
1954’ün ardından hemen ertesi yıl Sir Stirling Moss gibi önemli bir ismin pilotajlık görevini üstlendiği Mille Miglia‘da elde edilen başarıyla akıllarımıza kazınan Mercedes karakteri, tasarımcımız Kemal Kul’a ilham oluyor. W196r olarak isimlendirdiği çalışmada, özellikle genel çamurluk hatları üzerinden orijinal versiyonun hatlarına başarılı şekilde sadık kalındığını görüyoruz. Genetik hatların üzerinden çok daha fütüristik bir geleceğin yarışçısı projesi üreten Kul’un , tavan bölümünde tamamen kapalı bir cam yapı üzerinden şekillendirmesi dikkat çeken bölümler arasında. Önden arkaya doğru uzanan cam bölümde arkada yer alan motorun da Lambo ve Ferrari gibi modellerden alıştığımız şekilde görünebilir olmasının da altı çizilmesi gerekiyor. Mercedes tasarımcılarının bile ilgisini çekeceğini düşündüğümüz bu keyifli projeden ötürü tasarımcımızı tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.